Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada işsizliğin kronik hal aldığı ve istikrarlı olarak yükselme sürecinde olduğu bir gerçek. Bu gerçek karşısında, kamu kurumlarına girişler içinse zahmetli kurs dönemleri ardından ömür söktüren sınavlar. Ya sonra… Onca çalışmanın ardından seksenbeşin üzerinde bir puan alamadıktan sonra çok büyük ihtimalle mülakattan elenenler ve yine işsizler ordusuna bir nefer daha.
Peki kamu sektöründe işe girmek bu kadar zor iken, özel sektörde de tutunmak zor iken hayatta kalmak ve onurlu bir şekilde yaşam sürmek için hiç mi başka yöntem yok. Oysa ki isteyenler için hayat her zaman fırsatlar sunmakta. On milyonlarca insan gününün neredeyse dörtte birini ekran karşısında geçirmekte. Bu ekran 1960’lardan 2000 li yıllara kadar televizyon iken, bu durum 2000 yılından sonra değişmiş ve ekran başında geçirilen saatler ikiye bölünmüş ve bu saatin yarası televizyonda harcanırken, yarısı da bilgisayar başında harcanmaya başlanmıştır.
Bilgisayarların hemen hemen tamamı internete bağlı olunca, ekran başında geçirilen sürenin yarısı internette geçirilmeye başlanmıştır. İnternette boş yere film, müzik ve msn sohbetleri edilirken, iş bulma sitelerinde internetten iş ararken nedense kimse internetten ben para kazanabilir miyim, internetten para kazanma yolları nasıldır diye bir araştırma yapmayı akletmiyor. Para kazanmak için iş için onlarca saatini iş ilanlarıyla geçirirken, parmakları arasından kayıp giden fırsatları, para kazanmadan geçirilen kısır zamanları düşünemiyor bile.
Oysa ki internetten para kazanmak için her hangi bir sermaye de gerekmemekte, sadece ve sadece irade, bilgisayar ve bir de bilgisayar gerekmekte. Bu gün artık her evde en az bir adet internete bağlı bilgisayar bulunduğuna göre, her bir ev normalde internetten para kazanma şubesi olması gerekir. Ama bizim toplumumuzun mantığı hiçbir zaman değişmemiştir korkarım ki değişmeyecek.
Her zaman her yerde söylenen klişe deyim. “Artık ekmek aslanın ağzında değil midesinde”. Ben bu söze ifrit oluyorum. Çünkü insanlar hep bir masa başında oturayım. Patron veya müdür birkaç iş versin, ben onu yapayım, akşam beş veya altı olunca da evimin yolunu tutayım. Cumartesim pazarım da tatil olsun. Azıcık maaşım, ağrısız başım vs. Tembelliğin ve üşengeçliğin zaten sınırı yok bilirsiniz. Alın tıklayın bakın işte. İnternetten evde veya işte nasıl para kazanırsınız. Sizin uğraşıp kafa yormanıza gerek yok. Tıklayın bakın okuyun. Para kazanın. Bu sitelerde de gerek reklam tıklaması yaparak, gerek anket doldurarak hem sektöre hizmet edilmekte, hem de anketlerde en önemli kaygı olan araştırmanın geçerliliği ve güvenilirliğini sağlamış olmaktadır. Çünkü insan zaten şu ya da bu şekilde para kazanmak için anket dolduruyorsa, bu yaptığı işi bari kendi tercihlerime göre doldurayım diye düşünmektedir.
Yaradan sonumuzu hayretsin. Ben bu kadar hazırcılığı algılayamıyorum. Düşündükçe boynumun kökleri ısınıyor.
