Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mustafa Nevruz SINACI

Kast-ı Mahsus, İhanet ve Şeamet

Mustafa Nevruz SINACI Yazar Mustafa Nevruz SINACI
27 Kasım 2011
Mustafa Nevruz SINACI
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Meseleyi açmadan önce ‘konu başlığı” hakkında bir girizgâh yapmak, velev ki açıkça anlaşılması zor iki kelimenin anlamını vermek istiyorum. Buna göre:

1. Kast-ı mahsus: Kasıtlı olarak düşünülmüş, özel, plânlı-programlı,

ihtiyatlı-tedbirli, telâşsız, soğukkanlı, aklı başında ve bilinçle işlenen suç fiili. Failin sinsi ve plânlı düşmanlığı, (bedhah) ihanet, alçaklık, küstahlık ve cürüm…

2. Şeamet: Uğursuzluk, yaygın kötülük, husumet ve düşmanlık…

Başta, bu iki kadim kelimenin içeriği olmak üzere, sonuçta bütünüyle konu başlığı; Şu içinde bulunduğumuz vaziyet; Van-Erciş depremlerinde, bir kez daha zuhur eden ihtar, ortaya çıkan korkunç ironi, hayâl kırıklığı, hüsran; Son elli yılın şifreleri ve içine sürüklendiğimiz derin uçurumun fotoğrafını açıklayan; Sivil anayasa, sözde Kürt & Ermeni sorunu ve dersim dâhil bütün unsurları deşifre ediyor sanırım!…   

Bu şeamet’in kast-ı mahsus yönüne; Mesleki bilgi, siyasi birikim ve bilinçle parmak basan İnşat Yüksek Mühendisi, 18. dönem Sakarya Milletvekili Yalçın Koçak, münhasıran deprem felâketinin şifrelerine neşter vurarak (B160, ST1, TS500) vahameti şöyle açıklıyor:

BİLİMSEL VE TEKNİK ANALİZ

“B160, ST1, TS500; Nedir bu rumuzlar? Depremin suçluları; Anlatalım Van fayı yeni kırıldı, evvel olan ERCİŞ’ti. Sevgili medyamız Adapazarı depremini de hala Gölcük depremi diye yazarak cahilce manipülâsyon yapar. Van’da olan, Erciş fayının depreştirdiği 1. depremin tetiklediği 2. depremdir. Birincisine de “Van depremi” dediler. Psikolojik olarak, Van ağır bir depremdi. Hasarlı binaları da, artçılara dayanır havasına soktular milleti! Gerçek, Erciş yıkıldı. Onlar Van’ı ve oradan çıkan feryatları yayınladılar. Erçiş’li vakurdu. Gideni, geleni, ziyaretçisi azdı. Van’da istismar prim yaptı, reiting yaptı. Medya kendi kurguladığı trajediye inandı.”

“Doğru teşhis’e doğru tedavi… Deprem Erciş’i yıktı, Van’da 7 bina yıkıldı. Dökün kasetleri, indirin sayfa sütunları Erciş’mi? Van’mı var? Bağıran, çağıran kim? Enkaz başında sabır, teenni ve tevekkülle battaniyeye sarılı olan kim? “Van’da katliam oldu”, kurgusunda da medya, Deprem Allâmeleri ve Kamu yönetimi suçludur.

Gelelim, 1999 Marmara depremine. O yıllar, betonarme hesap metotları ve ampirik kabulleri, yani demir miktarı ve beton kesit alanlarını belirleyen TS 500 (Türk Standartları 500) sessiz, sedasız bir şekilde değiştirildi. Bu ne demek? Çünkü öğretiler hatalıydı, müteahhitler onun için suçlanamadı. Günah keçisi Veli Göçerdi, ya diğerleri, ya TS 500 ‘ü yanlış öğreten, öğretileni sorgulamayan batı muhipleri, batı suratlı, batı sıfatlı Allâmeler!… Öğretilerimizi sorgulamamız lazım diye bağır, çağır, yazmamızın nedenlerinden yalnızca birisidir bu…”

“Şimdiki yönetmeliklerde yer, saha, tretuvar betonu olarak  (B160) kg./cm. karesinin taşıma gücü olan beton dökülebiliyor. 99 öncesi bütün binalarımız bu zayıf malzemelerdendir. İtiraf edemiyorlar. (st1) kopma mukavemeti  35 kg./mm. kare olan nervürsüz (üzeri tırtıksız) demirdir. Şimdi bu malzemeden çamaşır teli dahi yapılmamaktadır. Nervürsüz demirle (st1), çimentosu az, malzemesi kalitesiz kum/çakıldan mamul betonun, birbirine yapışması, tutması (aderans) kuvvetli değildir. Yani eşler kenetlenmiyor. Zor günde zoraki birliktelik; Zorunlu evlilik gibi darmadağın, toz duman, yerle bir oluyor. ‘Japonlar kaldı diye, biz o otelde kaldık’ diyen gazeteci, tezlerimdeki haklılığı ortaya koyuyor…” (Depremin Suçlusu, Yalçın Koçak, İnş. Yük. Müh. Müteahhit, 12 Kasım 2011, www.yalcinkocak.com)

Cumhuriyet Tarihinde; Dönemler-Depremler, Ölü ve Yaralı Sayıları:

DÖNEMLER                       YILLAR        SÜRE             ÖLÜ               YARALI      

Mustafa K. Atatürk    1923 -1938     16 yıl                 3.761                   30

İsmet İnönü & CHP   1939 -1950    12 “                 44.955                 386

Menderes-Bayar, DP  1951 -1960    10 “                     614                 674

İnönü-RTE ve diğer   1961 -2011    50 “                 31.942             68.552

TOPLAM      :           1923 -2011     88 “                 81.272             69.642 *(ek:1)

Bu rakamları, lütfen, siyasi dönemler, kapsadığı süreler (yıllar) ve gerçekleştikleri dönem özellikleri itibarıyla (kayıpları da araştırarak) mukayeseli olarak değerlendirin lütfen!.. Bakınız, henüz inşaatçılık, belediye başkanlığı ve yerel meclis üyeliğinin kast-ı mahsus canilik ve şeamet bir mezarcılığa dönüşmediği Atatürk dönemi ile dönemin doğal devamı olan 1950- 1960 arası;, Devlet umuru, namuskârlık ve dürüstlüğün hâkim ve hükümet olduğu Menderes  döneminde felâket ve “kamu ihmalinden kaynaklanan” cinayet yok. 26 yılda: 4.375 ölü!…

Atatürk ve Menderes arasına denk gelen 12 yıllık İnönü despotluğunda: 44.955 ölü!..

Allah’a şükür bu dönemlerde (menfur bir isyan hariç) anarşi ve terörden ölen yok.

Asıl felâket, şeamet ve kast-ı mahsus 1960 -2011 arası. Gelişen teknoloji, ilerleyen bilim ve yönetim sistemlerine rağmen, sadece depremlerde: 32 Bin’e yakın ölü, 70 bin yaralı!. İşte, milletin ve memleketin, belânın başı 27 Mayıs kalkışmasıyla maruz kaldığı büyük felâket.

BİR TESPİT VE TEŞHİŞ!..            

Sosyolojik Gerçek, Reel Yaşam Biçimi ve Etik Analiz

Örnek: “Şu 67 yıllık ömrümde ‘ahlak, fazilet ve sadakat’  değerlerinden daha çok ‘hırsızlık, cehalet ve ihanet’ sözcükleri ile karşılaştım. Ve günümüz Türkiye’sinde, ne yazık ki her yerde, her zeminde meydana gelen pisliklerin temelinde bu 3 sözcüğü gördüm.

Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, ekonomi ne kadar düzelirse düzelsin, uçak inebilecek kadar geniş ve güvenli yollarımız, sayıları yüzü aşan üniversitelerimiz, milyonlarca akademisyenimiz olsun insanlarımızın beyninde, hırsızlık, cehalet ve ihanet kırıntıları olduğu sürece, bu ülkenin arpa boyu yol alması ve cemiyetin mutlu olması mümkün değil!.. Zira her yıkım, her cinayet, her pislik ve her ihanetin altında ‘hırsızlık, cehalet ve ihanet’ yatmakta!

Bunların var olduğu ülkemizde; Yasaların yetersizliği, (yurttaşların ilgisizlik, korkaklık ve sorumsuzluğu ile yetkili ve sorumluların yolsuzluk ve onursuzluğu) devletin denetimsizliği, bürokrasinin hantallığı ve siyasetçilerimizin (politikACI’larımızın) iktidar hırsı, ülkeyi her gün biraz daha felâketlerin eşiğine götürüyor!.. Ama kılını kıpırdatan, gören, duyan yok. Bindik bir alâmete gidiyoruz kıyamete…(Mehmet Şükrü Baş, Deprem Gerçeğinin Altındaki Gerçek, Hırsızlık, Cehalet ve İhanet, Mehmet_sukru_bas@mynet.com)

DAHASI VAR!..

Tıpkı yukarda verdiğim deprem cetvelinde görüldüğü gibi; Ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alanda da; Hızla gelişen teknoloji, buna paralel artan refah düzeyi, yükselen yaşam kalitesi, yaygınlaşan konfor ve hayatı kolaylaştıran bütün yeni buluş ve sair unsurlara rağmen; Ülkemizde manzara farklı. İnsani değerler, hak, hukuk ve adalet kavramı yönünden evrensel norm, standart ve kriterlere aykırı. Hiçbir alanda adalet, eşitlik, norm ve standart birliği yok!.. 

Örnek: Bütün olumlu gelişmelere rağmen Cumhuriyet’in ilk 16 yılından sonra gelen 12 yıl tam bir kaos, kriz, kıtlık, karanlık, despotizm ve kâbustan ibarettir. Karşıdevrim zihniyetinin hâkim olduğu karanlık yıllarda 1923 Cumhuriyetinin ilkeleri ve Türk inkılâbı dışlanmış tersyüz edilmiş, milli siyaseti terkle; Türk milletinin orijinal hars, geleneksel yaşam biçimi, manevi ve moral değerlerine tümüyle aykırı, ters ve tefessüh etmiş lânetli batı kültürüne yönelinmiştir.

Bu nedenle, 11 Kasım 1938, Cumhuriyet’in 1. kırılım ve karşı-devrimidir.

Millet, 14 Mayıs 1950’de “Beyaz İhtilâl” ile bu melâneti başından defetmiştir.

Keza “Beyaz İhtilâl”, Cumhuriyet’in tek ve yegâne gerçek halk hareketidir.

Dolayısıyla 1950 – 60 arasında hükümran olan “Kurucu Cumhuriyettir”.

Bu dönemde devlet onarılmış, bozulan kurumlar, denge unsurları (stabilizatörler) imar ve tamir edilmiş; Vatandaşın milli-manevi, tarihi, ilmî ve moral değerleri tekrar hayat bularak, Devlet yeniden ‘ebed-müddet’ vasfını iktisap etmiştir.

Öyle ki, 1950–60 yıllarını kapsayan on yıl Türkiye Cumhuriyetinin ‘asrısaadet’ dönemidir. Atatürk’ün 1937 Hükümet Programı, bu on yılda kararlılıkla uygulanmış; Memleket tekrar güç, kuvvet, itibar ve istikrara kavuşmuş ve birinci sınıf bir devlet olarak, dünyanın belirleyici aktörleri arasına girmeyi başarmıştır.

İşte, 27 Mayıs “2. karşı-devrim” kalkışmasının esas nedeni budur.

Paylaş
Etiketler: Depremin suçluları; Anlatalım Van fayı yeni kırıldıErciş fayının depreştirdiğiKürt & Ermeni sorunuMesleki bilgisiyasi birikim
Önceki Yazı

KKTC’de İzolasyon Kaldırılmalıdır

Sonraki Yazı

Ücretsiz Slayt İndirme Sitesi

Mustafa Nevruz SINACI

Mustafa Nevruz SINACI

İlişkili Yazılar

Mustafa Nevruz SINACI

GACETA OFICIAL Venezuella Aldatan Put

01 Mart 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Demokratlar Kulübü Derneği

30 Ocak 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi

26 Ocak 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Milli Dava “Vatan Kıbrıs” (ve KKTC) Yaşayacak Ve Mutlaka Yaşatılacaktır

25 Ocak 2017
5k
Sonraki Yazı

Ücretsiz Slayt İndirme Sitesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap