İyi insan, özellikle iyi idareci kolay yetişmiyor. Bunu sorumluluk sahibi bütün insanlar, özellikle toplum önderleri olarak hepimiz gayet iyi biliyoruz. Ancak toplumu doğru haberden haberdar etmek için gayret sarf eden yazarçizerler olarak günümüze kadar sürekli kötülerle mücadele ederken bilerek ya da bilmeden iyileri, iyi idarecileri küstürdük. Açık söylemek gerekirse “Kaş yaparken göz çıkardık”.
Aslında kötüleri ve kötü idarecileri kendi halleriyle baş başa bırakıp iyileri ve iyi idarecileri onurlandırarak sayılarını artırmak için gayret sarf etmiş olsaydık belki bugün kötü kişi ve kötü idareci yok denecek kadar azınlıkta olacak ülke ve insanlar olarak daha farklı konumda olacaktık.
Atalarımız zamanın evvelinde “bir kötünün yedi mahalleye zararı dokunur (vardır) ” diyerek bu önemli özdeyişten kendisine pay çıkarmak isteyen yazarçizer zatı muhteremlere doğru yolu göstermişler. Ama toplum önderleri imam bildiğini okur misali ne kendi ne de ülkesi ve insanlarının geleceğini düşünmeden iyilerin sayısını artırmak yerine bir ya da birkaç kötüyle mücadele etmeyi inatla sürdürdü. Böyle olunca bilerek ya da bilmeden alanında başarılı hizmetlere imza atmış ve imza atmaya devam eden başarılı insanılar ile iyi sevk ve idarecileri küstürdü.
Hâlbuki kötü birinin buna başta sevk ve idareciler olmak üzere kötülerin yaptığı zarar, yalnızca kendisini değil, görev yaptığı kurumunu ve mesai arkadaşlarını hatta yakın çevresini olumsuz şekilde etkiler ve etkilemiştir.
Sorumluluk sahibi insan (sevk ve idareci ) öncelikle kendinden ve kendi davranışlarından ve görev yaptığı kurumlar başta olmak üzere birlikte yaşam sürdürdüğü her şeyden ve herkesten mesuldür. Ve yaptığı yanlışların cezasını fazlasıyla kendisi, dolayısıyla yakınları ve görev paylaştığı kişilerle beraber topyekûn toplum çeker. Hatta iyi ve kötü ayrımı yapılmaksızın bütün insanlar (seçilmiş ve atanmış sevk ve idareci), görevi nedeniyle başkalarıyla ilişki içersinde olduğundan çevresi de o insanın davranışlarından ister istemez olumsuz şekilde etkilenecektir. Kötülüğün gücüne göre bu etki aile, iş yeri, yakın çevreden mahalleye, ülkeye, hatta bütün dünyaya yayılır.
Yapılan kötülüğün zararı, yakından uzağa doğru herkesi etkiler, onları maddî ve manevî kayıplara uğratır. Kötülerin yaptıkları ve çevreleriyle kurumlarına ve hatta yedi mahalleye verdikleri zararı dün bugün ve halen yalnızca biz değil atalarımızın zamanında söylediği gibi toplum olarak hep beraber çektik ve çekiyoruz!
Evet, saygıdeğer okurlar, artık iğneyi kendimize çuvaldızı karşımızdakine batırarak yaşadığımız ve yaşattığımız acıyı açık yüreklilikle dile getirmemiz gerekirse bugüne kadar yanlış kulvarda koşarak hem kendimize hem de ülkemiz ve insanlarımıza zarar verdik.
Ama artık çok geçte olsa düştüğüm(üz) yanlıştan bir büyüğümüzün kötüyle uğraşmak yerine iyilerin sayısını nasıl artırabiliriz sözü ile geçmişe sünger çekip geleceğe yeni bir anlayışla devam dedik.
Artık bundan böyle Akıl izan sahibi insanlar, özelliklede eli kalem tutan toplum önderlerinin (sorumluluk sahibi herkes dahil) son derece önemli ve bir o kadar kıymetli olan zamanlarını sayıları bir elin beş parmağını geçmeyen kötüler ile mücadele ederek harcamaları yerine, kötüyü kendi haline bırakarak aynı yerde, bölgede ve ülkede devletin seçilmiş ve atanmış sevk ve idarecileri başta olmak üzere görevini adam gibi yapan (sade bir vatandaş dahil) herkimse başarılarını alkışlayarak toplum içersindeki sayılarını artırmak için harcamaları çok daha önemlidir ve çok daha iyi olacaktır diyor, saygılar sunuyorum.
Ahmet Yenin
Kaş Yaparken Göz Çıkardık!
