Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet Halil ARIK

Asıl Kartondan Kaplan Yaratma; Gaflettir; İhanettir!..

Mehmet Halil ARIK Yazar Mehmet Halil ARIK
13 Şubat 2011
Mehmet Halil ARIK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türk Ordusu’nun kağıttan kaplan olmasını istemeyiz…

Asıl istemediğimiz ise, Türk Ordusu’nun kağıttan kaplan haline getirilmesidir!.
Türk Ordusu’nu kağıttan kaplan görmek istememenin tepkisel bir ifadesi olduğu açıkça belli olan bir ifade üzerinde fırtınalar koparmak iyi niyetli bir tartışma değildir..

Sayın Süheyl Batumu linç eden, mahkum ettirmeye çalışan güruh, niçin Türk Ordusu’na reva görülen bunca hayasız davranışları görmezlikten gelir!?

Görmezlikten gelme, gerçekleri siler mi

Yapılan hangi eylem, hangi değişiklikler, hangi uygulamalar son yıllarda, Ordu’yu yüceltici mahiyette oldu! Yapılanlar hep orduyu yıpratmadı mı!? Terfi engellemelerinden zidanlara..

Bir mühendislik planlamasının olduğu konusunda ciddiyetle durulması gerekmez mi!? Bu ince hesaplara dayalı, mühendislikler yurt içinde mi planlandı, yoksa, dışarda planlanıp yurt içinde uygulayıcılara mı havale edildi!?

Bunca olanlar karşısında, ordu kendisini korudu mu!?… Yeterince savundu mu!?…

Başına çuval geçirilirken neredeydi ordu!?…

Kuzey Irak’ta, tam PKK’ya son darbeyi vurma fırsatı doğmuşken, geriye çağrıran, emir nereden geldi!?

Yüzlerce subay, emekli veya muvazzaf, tutuklanırken yıllardır zindanlarda, ne ile suçlandıklarını bile tam olarak bilmezlerken subaylarına yeterince sahip mi çıkıldı!?

Onlarca darbe planı hazırlayıp hiçbirini uygulamaya sokamayan, ve üstelik darbe planlarını elini attığın yerden bulunabilecek şekilde ortalığa saçan ordu olur mu!? Ya ordu gerçekten kağıttan kaplan, ya da, darbeler uydurma! Birincisi olamayacağına göre, darbeler uydurma! Kağıttan kaplan imajına inandırma mühendisliğinin ince hesapları. ”Bu orduyla iyi ki bir savaşa girmemişiz ” ne demek!? Önce kimler görmüş orduyu kağıttan kaplan!?

Dillerden düşürülmeyen o meşhur muhtırayı ben yazdım diyenlerle, yapılan kapı arkasındaki gizli görüşmelere karşı ne gibi bir tepki ortaya kondu!? Yine bir mühendislik harikası olduğu izlenimi veren bu muhtıranın faili, üstün hizmet madalyası ve, trilyonluk arabayla ödüllendirilmedi mi!?

Uyduruk bir suikast safsatası bahane edilerek, kozmik odasına, kalbine girilmedi mi!? Sonuç ne oldu!? O kaba, yakışıksız “kozmotik oda” esprisi, orduyu yüceltti mi; aşağıladı mı!?

Varmıymış öyle bir suikast planı? Yoksa, yıpratmak, kalbini deşmek için kurgulanmış orduya düzenlenmiş bir suikast mıymış!? Sui-kast (kötü niyet) için, uyduruk bir suikast!…

Türk Ordusu Kıbrıs’ta işgalci diye nitelenirken, hadi siyasetten ses gelmedi, peki ordudan hangi ses yükseldi!? İşgalcilikle suçlanan ordu! Susmak mı ordunun görevi!? Herhalde, suskun kalmamanın bir yolu vardı!

Orduyu azarlayan, sen benim memurumsun deyip, memurları hor gören, otur oturduğun yerde diyerek güç gösterisi yapan, iğrenç benzetmesiyle, olanları bağırsak temizliği olarak niteleyen zata karşı suskun kalmak, hazmedemesek de kağıttan kaplanlığın kabulü gibi algılanmaz mı!

Başta başbakan olmak üzere, sıraya giriyorlar suç duyurusu için… Başbakan bu kadarla da kalmıyor, anayasa profesörlüğü üzerinden Sayın Batum’un kişilik haklarına, herzamanki saldırgan ve öfkeli tavrını sürdürüyor!.“Senin her yanın anayasa profesörü olsa ne yazar?”

Bu söz Berliskonin ülkesinde söyleseydi, bir sunucu da çıkıp,“senin her yanın başbakan olsa ne yazar”deseydi neler olurdu ki!?.. Ertesi gün kapı önünde mi bulurdu kendini Silivri’de mi?

Bir hatırlatma yapalım bu noktada… Peki Batum bu sözleriyle, bir suç işlemiş ve cumhuriyetin bir değerli kurumunu küçük düşürmüş!.. Suçlu!..

Başbakanı; meydanlarda, “Son Osmanlı Padişahı Recep Tayyip” diye, “Alemin sultanı” diye karşılayanlar, bu afişlerin altında halka nutuklar atanlar suç işlemedi mi!? İşledi!

Hem de işlenen suç öyle 301’lik de değil. Cumhuriyet rejimini ve onun demokratik sistemini tebdil tağyir ve ilgaya teşebbüs suçu!… Düzinelerle adamlar asıldı bu ülkede bu suçlamalarla!

Ben de, hukuk önünde, Başbakandan daha az hakka sahip değilim ben de suç duyurusunda bulunuyorum… Harekete geçsin Cumhuriyetin savcıları!

Suç duyurusunda bulunurken, kendilerini ilgilendirenleri görmezlikten gelmek, çifte standard uygulamasının çok çok ötesinde bişeydir!. Üstünlerin hukukunun, hukukun üstünlüğüne meydan okumasıdır yapılan!? Savcılar, cumhuriyetin savcılarıysa, kime karşı olursa olsun, öncelikle cumhuriyeti korumakla yükümlüdürler! Kanunlar eşit uygulanmazsa, tuz kokar!

Türk Ordusu’nu Güney Doğu’da işgalci gören, “Kürdistandan defol” diyen o afişlere başbakan suç duyurusunda bulundu mu!?

Türk Subayının emniyetçe el konulmuş telefonuna, bir terör örgütü üyesinin telefonundan yüzlerce numarayı aktararak, sahtekarlık yapan ve bunu “sehven” mazeretiyle örtbas etmeye çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulundu mu Başbakan!?

“1950 yılından beri, Türk Ordusu üzerinde büyük oyunlar oynanmaktadır..Bu aslında, ABD planı gereği Ordu’yu Kemalist felsefeden uzaklaştırma gayretidir.” 1960’lı yıllardaki, Milli Birlik Kurulu üyesi Haydar Tunçkanat’ın hem  meclisteki hem kitabındaki bir ifadeleridir bu. Bu bir iddia mıdır, ayniyle vaki bir olgu mudur!?

Bunun en keskin kanıtı da, Ülkede yapılagelmiş darbelerdir. Her darbe, öncelikle tasfiyesini orduda ve Kemalistler üzerinde uygulamıştır.Her darbeyle, ülke, Atatürk ilkelerinden ve devrimlerinden birer adım uzaklaştırılmıştır..

Tek 27 Mayıs bu uygulamanın dışında tutulmalıdır. Çünkü 27 Mayıs, bu ülkede, kurulmak istenen tek parti diktasına son vermelke kalmamış, getirdiği anayasa ve uygulamalarıyla gerçek demokrasiye geçişin yollarını da açmıştır. Belki bu yönüyle, 27 Mayıs, ABD’den desteksiz, hatta habersiz yapılan tek darbe olarak görülmelidir.

27 Mayıs sonrası gelen darbeler hep 27 karşıtıdır. 27 Mayıs’tan intikam alma amaçlıdır. 12 Mart sonrası mecliste idamlara yansıyan “üçe üç” sloganları bunun tartışmasız göstergesidir. Bu darbeler, ordu içindeki, faşizm yanlısı ordu mensupları eliyle yaptırılmıştır.12 Eylül’deki ABD Büyükelçisi Paul Hanze, darbeyi ülkesine duyurken “our boys did. – Bizim çocuklar başardı!” sözünden daha açık bir delil aranır mı!?

Sanki, Sayın Batum, bunları bilmeyecek, idrak edemiyecek kadar cahil, darbe yanlısı! Ordudan darbe bekleyecek, olamayınca da orduyu kağıttan kaplan görecek. Başbakanın deyimiyle,”Hadi söyletmeyin beni!.”.

Sayın Prof Dr. Suheyl Batum, referandumda, darbeler üzerinden siyaset yapıp “evet” oyu vermedi, “evet” oyu vermeye de kimseyi çağırmadı..

Biz ordumuzun halkın ordusu olmasını özlüyoruz. Üzerine, Nizam-ı Cedid’lerin, Asakir-i Masure’lerin kurulmasını, kuma getirilmesini istemeyiz.

Yıpratılmasını, canımızcan can koparılması olarak algılarız..

Ordu Mustafa Kemalsiz olmaz! Mustafa Kemalsiz bırakılan ordu, bu ülkeyi ve bu ülkenin değerlerini ne dışarda düşmanlara karşı, ne de içerde hainlere karşı koruyup kollayamaz.. Ordu üzerinde yıpratıcı eylemleri vatana ihanetle eşdeğer tutarız.

Türk Ordusu, ne kartondan kaplan olsun, ne de kartondan kaplan görüntüsü yaratma gayretleri sürsün!.

Bizler, ülkesine, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, cumhuriyete, Atatatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkan, ülkenin bugün ve yarınlarının teminatı olan ulusalcı-demokrat bir ordu istiyoruz!

Biz, kendi bünyesinde yetişmiş, zindanda bile, Sokrat’ın savunmasını gölgede bırakacak bir savunmayla, geleceğin hukuk fakültelerine tarihi bir armağan belge sunan Kr.Plt.Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin savunmasına kulak veren, ona sahip çıkan bir ordu özlüyoruz!.

İşte, o genç yurtsever ulusalcı, Atatürkçü teğmenin savunmasından, kendi kaleminden çıkmış bir bölüm: Tarihe sunulan bir ibretlik vesika…

“YÜCE MAHKEMEDEN TALEBİMDİR !

Hakimler kararlarıyla konuşur. Konuşun ve adalet yağdırın bunların mağaralarına! Bizim için erdem, onlar için yük olan namus ve şeref yağdırın. Çünkü hakikat ağır gelir bu bataklık sineklerine; kaldıramazlar adaletin erdemini.

İğrenç yuvalarını adaletin terazisine kuran asalakları temizleyin. Onlara bu toprakların adaletinin bir solukta tükenmeyeceğini gösterin. Çünkü sizin Türk Milleti adına dağıtacağınız adalet bu şeref fakirlerinin komplolarına tâbi olamaz!

Dağda çarpıştığımız bebek katilleri alçaktır. Ama bunlar daha da alçak. Çünkü teröristlerin kurşunu bile beni şehit yapar, bunların ki beni terörist yapmaya çalışıyor.

Bıçak taşıyorsun diye beni suçluyorsunuz… Evet taşıyorum ama sırtımda… Ben hançerlenenim…

BEN SUÇLU DEĞİLİM !

Zindan duvarlarımızı ören bu kirli eller suçlu…

Vicdanlarını onursuzluğa paspas yapanlar suçlu…

Memleket hisleri kötürüm olanlar suçlu…

Adaletin terazisinde intikam tartanlar suçlu…” (Kehmet Ali Çelebi – Kr.Plt.Teğmen)

Şu notu düşmeden edemiyeceğim:

Asıl suçluyu görmeyip suçlu arayanlar, soytarılardır!

Soytarıların şahitliğinde kurulan mahkemelerden de doğru sonuç çıkması beklenemez..


Paylaş
Etiketler: balyozçarpıtmadeğişimkağıttan kaplankomploorduSilivrisüheyl batumyandaş basınyerleşik düzen
Önceki Yazı

Neden Okumuyoruz?

Sonraki Yazı

Altın Kuşağın Son Yıldızı Vüs’at O. Bener

Mehmet Halil ARIK

Mehmet Halil ARIK

İlişkili Yazılar

Ata’ya Sesleniş (II)
Genel Eğitim

Ata’ya Sesleniş (II)

13 Kasım 2025
5k
Ata’ya Sesleniş (II)
Genel Eğitim

Ata’ya Sesleniş (l)

12 Kasım 2025
5k
Bu Ülkenin Aydınlık İnsanları; (10Kasım’da Sitem)
Anma

Bu Ülkenin Aydınlık İnsanları; (10Kasım’da Sitem)

10 Kasım 2025
5k
Bir Masal, Bir Misal
Edebiyat

Bir Masal, Bir Misal

28 Ocak 2025
5k
Sonraki Yazı

Altın Kuşağın Son Yıldızı Vüs'at O. Bener

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap