Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet ALPEREN

Peki Ne Olacak Şimdi?

Mehmet ALPEREN Yazar Mehmet ALPEREN
04 Kasım 2008
Mehmet ALPEREN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

 mehmet-alperen-wwwbilgiaginet.JPG

Mehmet ALPEREN

SONDURUM

Peki ne olacak şimdi ? Anayasa mahkemesindeki  on bir kişinin  zihniyeti ortalığı   karıştırdı. Hukuku, demokrasiyi, insan haklarını, insanlığı, medeniyeti, cibilliyeti ahlakı  namı-usu dinin  hükümlerini rafa  kaldırdı. Velhasıl bu  on bir  atanmış  adam milletin  yüzde sekseninin  arzularına gem vurdu. Haklarını ihlal  etti. Kendi ideolojilerini  dayattı, hukukun  içene etti. Sokağa dökülen  tepkilerden bir pankart  dikkatimi çekti.” Ya meclis kapatılsın  ya da anayasa mahkemesi” Evet, bu on bir atama, anayasaya rağmen  nemrutça bir  tavırla meclis kararını  hiçe saydı. Aslında çarpık ideolojinin oluşturduğu  çarpık  bir rejimden de fazla bir şey beklemek safdillik olacak. Bunları  atayanlarda, bunları yetiştirenlerde bunlara diploma verip hukukçu sınıfına koyanlarda aynı  zihniyet. Kendisine lazım olduğu kadar hukukçu  karakteri  taşır bunlar. Evrensel insani değerlerle alakaları  yoktur. Müslüman zaten değiller. Peki ya bizde Müslüman’ız  derlerse! Olur a! Neden olmasın? Ama sanmam, en azından utanırlarda demezler. Neyse  konumuza dönelim; Bu  sistem  çarpık. Kuruluşunda bile  bu çarpıklığı  görmek  mümkün.

Daha  Osmanlının nesli ortada iken  batı  anlayışı bir modeli  dayattılar. Çağdaşlık  adına  model olarak  alınan  batı  normları bin  yıllık  bir  kültür birikiminin dil birliğinin din birliğinin üzerine kara bulut  gibi indirildi. Medeniyet adın  dilimiz değiştirildi çağdaşlık adına din  değiştirilmeye çalışıldı  dini ve  milli kavramların ırzına geçildi. Bu gün çekilen sancının kaynağı ileriyi görmekten  aciz olan Cumhuriyet kurucularıdır. Bir adım önlerini  göremeyen, devlet  adamlığı ile alakaları olmayan bir  avuç  kişi ülkedeki azınlığım kültürünü  devlet gücü ile çoğunluğa dayattılar. Başka  bir tabirle  kurtuluş savaşının kazanılmasındaki  ulvi  değerler ortadan kalktı. İşgalciler amaçlarına  ulaştılar. Yani  Hıristiyan ın  Yahudi nin hayat alanını oluşturdular ve Müslüman ın  hayat  alanını  kısıtladılar. Kamusal  alanı gayri İslami tarzda, ve gayri Müslim in  inancına göre  şekillendirdiler. Sonra da Müslüman a dönüp  çağdaşlık, medeniyet, çağdaş kıyafet zırvaları ile dayattılar.

Millet  önce  şok  geçirdi. Sonra  kendince  çözümler aramaya başladı. Bu cahillerin kurduğu halk partisinden kurtulup  DP ye sarılınca hemen ihtilal yaptılar.Milletin  içinde bulunduğu buhranlı  dönemden  faydalanan ve yine bu  aziz milletin sağ duyusunu, devletine  olan sadakatini kullanana  bu zihniyet buna rağmen kan dökerek ayakta kalmıştır. Bir şapka meselesinde binlerce kişiyi idam sehpasına göndermekte  bir  an  tereddüt etmeyen despot zihniyet kurduğu  çarpık sistem ile de  bu  millete  en büyük kötülüğü yaparak  gitmişlerdir. Bu  gün bu  ülkede huzur yoksa, kan akıyorsa, Kürt Türk  diyerek bir  ayırım  yapılıyorsa   sebebin  temeli  cumhuriyetin kuruluş amacında aranmalıdır.

Latin alfabesinden   tutunda  dans kültürüne kadar içerdeki bir  avuç Hıristiyan, Yahudi ve Ermeni  azınlığın inanç kültür ve hayat anlayışıdır.  Dayatılan. Bu  gün kamusal  alana hakim olmak derdinde olan bu zihniyet  aynı mantıkla ve aynı malzemelerle dayatamaya devam etmiyorlar mı? Meclise rağmen anayasa mahkemesinden çıkan kararın cumhuriyetin kuruluş  mantığı  ile  hiçbir farkı  yok. Bu mantık  kuruluşunda olduğu  gibi halen  daha dışardan icazet alarak içerde Müslüman Türk’e, dahası   kültürüne  diline  dinine  karşı  adeta savaş açmıştır.Milletin  seçtiği başbakanı asmış, bu  milletin parlamentosuna karşı daime düşmanca ve kaygı  ile   bakmışlardır. Halen de aynı  zihniyet devam etmektedir.

Bürokrasi ve  iş  dünyasını  eline geçiren ve siyasi hayatımıza derin  devlet diye geçen  bu yapı, bu  gün Ergenekon adı altında kirli  yüzünü göstermektedir. Kuruluş icazetini başta İngiliz, Rus, ve batılı ülkelerden  alan, Yahudi ve Ermeni lobilerinden aldığı destekle de başımıza bela edilen  laik  sistem bu  gün  halen  aynı  güçler  tarafından  sürdürülmek istenmektedir. Bunlar  bu milletin evladı değildir. Açıkça din düşmanlığı yapamadıkları için de  laik kavramı öne sürerek zihinleri karıştırmakta ve  bu kavramın arkasında resmen  İslam  düşmanlığı yapmaktadırlar.  Bunlar  kendilerine Türk derler ve Türklüğü kimseye bırakmazlar. İsimlerinin,  Kemal, Mustafa, Ahmet Mehmet olması önemli değil.  Zihniyetleri önemli.

Bir  kimse Müslüman değilse  adının ve ırkının önemi de  yoktur.  Sonuçta bu ülkeye o kişilerden hayır gelmez. Onlar  menfaatlerinin  gereğini yerine  getirler. Dışa bağımlıdırlar ve gerektiği  zaman kaçacakları yerler  hazırdır. Bunlar iş adamı, medya, Askerlerin arasında, dış işlerinde, bazen  sağcı bazen  solcu, çoğu kez liberal. Ve vazgeçilmez hümanisttirler. Mevlana törenlerine en başta giderler. Hümanist felsefe  okurlar ama, iş baş  örtüsüne  geldi mi, İslam’ın  hakkı ile yaşanması  meselesine  gelindi mi  bu zevatların  ne  insan sevgileri kalır ne çağdaşlık kalır ne hak ne  özgürlük. solcu Milliyetçilikleri, Sağcı  sosyalistleri çağdaşlıkları,  medeniyetleri ve  Atatürkçülükleri de bu  çerçeveden  dışarı çıkmaz. Onların ilahı da  hukuku da  medeniyeti de ilkeleri de  ateist bir  anlayış üzerine  kurulmuştur. Siz bakmayın Süleyman 

Demirel in “ Namaz kılanlara  karışan mı var” dediğine. Elinde  gelse idi,  o Süleyman  kendi  yasaklardı namazı, niyazı Kendi insanlarına  kırk yıl yalan söyleyen bir adamdan ne beklenir ki? Eğer adil ve tarafsız bir mahkeme kurulup  geçmişe doğru  şu Devletin başına gelen  adamları  bir hesaba  çekse, hesap veremeyeceklerin başında Demirel gelir.

Evet bu  geriye dönük geziden  sonra  tekrar soralım;Anayasa mahkemesi mi kapatılsın, yoksa meclis mi?Meclis kapatılamaz. Meclis milletin  istişare  yeridir. Müslüman Türk  milletinin kurduğu  bir arada cem olmak, birlikte yaşamak maksadı  ile  adına da cumhuriyet  olarak belirledikleri bir cumhuriyet  Meclisidir orası.  Bu  meclis kapatılırsa o zaman her kes  kendi başının çaresine bakmak zorunda kalır. Bunun diğer  anlamı da şudur. Her şehirde bir meclis kurulur. Tabi aynı zamanda  o meclisi koruyacak birde ordu  kurulur. Bu  millet  ordusunu da düzenini de  çok çabuk kurar. Bunu mu istiyorsunuz? Memleketi buraya mı  götürmek istiyorsunuz? Son zamanlarda yapılan ayaklanma denemelerinin arkasında yatan  ne?Bu provalar ilerdeki başka bir hareketin habercisi mi ? Nedir bu  küçük çocukların taşla sopa ile devlete karşı  ayaklanmaları?Güvenlik güçlerine karşı yapılan  bu saldırılar  acaba  oradaki polise mi yapılıyor ?Yoksa  devletin yapısına mı  ? Küçük şeyler büyük şeylerin habercisidir beyler. Bu  topraklar verimli.  Tohum ekilmişse   hamile kalınacaktır. Sonuçta doğum da olacaktır tabi.  Sadece seçim mi bahane ediliyor. Mahalli seçimler  yapılırsa bitere mi bu sizce? Anlaşıldı ki anayasa  mahkemesinin gerekçeli kararı ideolojik kaygılarla alınmış uydurma, ütopya, başka bir  deyimle   şizofreni üretiminin  sonucu alınan bir karar. Ya da  peşin bir din  düşmanlığı  ve daha vahimi Millet  düşmanlığı aranır bunun arkasında.  Anayasa mahkemesi kapatılabilir. Meclis millet adına  yetkileri tekrar eline  alır ve yeniden bir yapılanmaya gidebilir.

Anayasa mahkemesi kapatılabilir. Hatta kapatılmalıdır. Yeniden  düzenlenen bir anayasa halka götürülmelidir. Bu memleketin  kaderi bir  kişinin ideolojik kaygılarla yaşayan  şizofrenlere bırakılamaz. Has bel kader hukukçu olmuş has bel kader oralara gelmiş  ne  idüğü belirsiz kişilerle memlekete karanlıklara itilemez. Artık ne bu  anayasaya, ne de bu anayasa  mahkemesi  üyelerine güven kalmamıştır. Sadece bu aldıkları kararla  ilgili değil. Bu kafanın  daha önce aldığı kararlarını da tekrar  tartışmaya açmalıdır. Başbakanın dediği gibi. Tam  anlamı ile  X-CHP kafası. Faşist, diktatör kafaya sahip üyeler. Ekrandaki görüntülerinin de zaten pek hayırlı tarafı  yok. Her şeyi kendilerinin bildiğini  zanneden ve bu kuruntu ile, yüzlerinde en  küçük  bir tebessüm kalmamış, esnemeyi bile zafiyet  olarak gören  firavunlar  oligarşisi.Evet  anayasa mahkemesi kapatılmalıdır. Sadece kapatılmamalı, bu  kararın altına imza atanlar  yargılanmalıdır.

Türkiye Büyük Millet  meclisi  oluşturacağı bir  hukuk meclis kurulmalıdır. Burada  bu üyeler  millet adına yargılamalıdır.  Aksi, halde Türk milleti adına orada bulunan vekiller bu durum karşısında büyük bir vebal ve  sorumluluk  altındadırlar. Anayasa mahkemesi gerekçeli karar kargaları  bile  güldürecek, ya da  öfkeden  halkı  galeyan getirecek  kadar sorumsuz, ideolojik kadınlara  ve daha da önemlisi Müslümanlara  hakarettir. Bu suçtur. Suç işlediler. Birincisi  hukuk kargaları güldürmek  için icra edilmez. Bu  gün kargalar gülüyorsa buna  anayasa mahkemesi üyeleri suç işlemişlerdir. Hukuku ve daha da önemlisi anayasayı, anayasaya inancı  gülünç hale  getirdikleri için yargılanmalıdırlar.

Suç işledilerİkincisi  Meclisin büyük bir çoğunlukla aldığı kararı  iptal  etmiş   meclisin küçük  azınlık olan CHP nin istediğini  yapmışlardır.  Suç işlediler . Halkın hassasiyetini zedelediler. Tahrik ettiler. Şimdi  daha  iyi anlaşıldı ki yıllardan beri; “ Demokratik- hukuk”  zırvaları ile   hep milleti kandırmışlar.  İşte Miletlin iradesini meclise yansıtan,  siyasi bir iktidarın gücü karşısında afalladılar, şaşkına döndüler, Ne diyeceklerini yaptıklarını  nasıl izah edeceklerini de  şaşırttılar.  Milletin artık tahammülü  kalmıyor. Küçük  bir gayri Müslim  azınlığın, Sabatasit in, Yahudi nin  arzuları ile Müslüman  ülkesi idare edilmez. Bunda fazla  direnmenin anlamı  yok. Yıllarca Demirel kandık.Yıllarca milliyetçilik hikayesine aldandık. Şimdi millet  kendi asli yapısına dönmeye başladı. Kimlerin, hangi  zihniyetlerin yalancı, hain  olduğunu   kimlerin  samimi olduğunu  net  bir şekilde görülüyor artık  AKP hükümetleri bunu  gösterdi. Önümüzdeki seçimde  yüzde atmış ile tekrar iktidara gelecektir. Hükümete tavsiyem  milletten  aldıkları yetkiyi hakkı ile kullanmalarıdır. Abdurrahim Karakoç üstadımın dediği  gibi“ Gene  tehir  etme  üç ay  öteye, bu dava dedemden kaldı  hakim bey”Karakoç üstadıma saygılarımla  

Paylaş
Etiketler: edep ve ahlakhukukSiyaset
Önceki Yazı

Bayram Meral Derviş Günday’a Gelinceye Kadar…

Sonraki Yazı

Aşk Tutulması’nı Protesto Ediyoruz!

Mehmet ALPEREN

Mehmet ALPEREN

İlişkili Yazılar

Mehmet ALPEREN

Yakın Tarih Uydurması

25 Ocak 2011
5k
Mehmet ALPEREN

Müge Anlı ile Tatlı Sert, 500 Program

04 Ocak 2011
5k
Mehmet ALPEREN

New York da Beş Minare

03 Ocak 2011
5k
Mehmet ALPEREN

Yahudileri ve Hıristiyanları Dostlar Edinmeyiniz-(II)

30 Ağustos 2010
5k
Sonraki Yazı

Aşk Tutulması'nı Protesto Ediyoruz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap