Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Yusuf Özkan ÖZBURUN

Aile; Cennet mi, Cehennem mi?

Yusuf Özkan ÖZBURUN Yazar Yusuf Özkan ÖZBURUN
26 Aralık 2010
Yusuf Özkan ÖZBURUN
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Evimizin ya da apartman dairemizin kapısından adımımızı atar atmaz bir maskeli balonun içine düşmez miyiz? Yanımızda her daim bir maske koleksiyonu ile dolaşıp, yerine ve durumuna göre içlerinden birini çıkarıp yüzümüze geçirmez miyiz?

Evden sinirli çıktın ve fakat karşı komşun senden selam bekler, hadi bakalım ‘şirin komşu maskesi’ni çıkar ve bol gülücüklü bir selam ver. O gün işe gitmek istemiyorsun, kimsenin yüzüne bakacak mecalin yok, ona laf anlat buna söz yetiştir derken yorgunsun ama o sabah işyerinin kapısından her zamanki gibi zeki, çevik ve işgüzar bir adam olarak ‘presentable ve rantable eleman maskesi’ni takıp girmek zorundasın… Günlük hayatın bu kendine özgü trajik komedyası, palyaçonun gözyaşları, kendimiz gibi olamamanın sancısı, hep başkasını oynamanın bunaltısı, herkese bir şeyler ispat etmeye çalışmanın ezinci, şarkıda ne de güzel dile gelir: “Tak etti canıma bu maskeli balo…”

İşte bu, kişiyi yavaş yavaş çıldırtan, kendine ve çevresine yabancılaştıran, en mühimi de maskelerin zamanla yüzün kendisi haline gelmesiyle kişinin kendi başına iken bile kendisi olamamasının doğurduğu sonuçların en asgariye indiği bir yer varsa orası, perdeleri çekilmiş bir evin, cıvıltılara karışmış bir insan sıcaklığının bulunduğu yerdir, ailedir… Kendimizle baş başa, hiçbir yapmacık davranışa mecbur olmadan, nasılsak öyle olabildiğimiz tek yer ailedir. ‘Ailede nezaket yoktur’ sözünü ben ailede yapmacıklık en asgari düzeydedir şeklinde tefsir ediyorum. Bu, daha çok kendin olarak, daima kendini bırakmak ve kasılmaktan nefret etmek istidadında olan ruhlara, serinletici rüzgarı estiren, aile kurumunun faziletidir.

Pek çok ruhu serinleten ailenin kendine özgü fıtri ve cıvıltılı rüzgarı, kimi ruhlara azap verir, ailenin kendine has mutluluğu kıskançlıkla karışık olarak lanetlenir. Gide, bu yüzden, “Aile bencilliğinin iğrençliği, bireysel bencilliğin iğrençliğinden daha eksik değildir.’ demiyor muydu? Aynı Gide, akşam alacasında bir bir yanan sokak lambalarını, bir bir kapanan perdeleri seyredip, o kapanan perdelerin arkasındaki ‘bencil mutlulukları’ kıskandığını, o perdelerin arkasında neler olup bittiğini bilmek için her şeyini feda etmeye hazır olduğunu haykırmıyor muydu? Zavallı adam; bir aile ocağından uzakta üşüyen ruh…

Aileye dair hep tozpembe tablolar mı çizeceğiz (ki bir müddet sonra pembesi gidip tozu kalacaktır), aileyi yüceltip yüceltip realitenin bağlarından koparak ideal bir aile tablosunun ufuklarında mı dolaşacağız? Pollyanna gibi ayaklarımızı havada birbirine vurup, ‘Yaşasııın, hediye paketimden oyuncak bebek yerine iki adet koltuk değneği çıktı, ama yine de mutlu olabilirim…” mi diyeceğiz? Hayır, asla…

Bilmek lazımdır ki aile, ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur. Herkesin birbirine diş gösterip hırladığı, gücü yetenin ötekine yüklendiği, her kafadan bir ses çıkıp kimsenin kimseyi dinlemediği, bitip tükenmez istekler ve nihayetsiz ihtiyaçlar içinde tilki girmiş kümese dönmüş bir aileye, kalkıp da huzur bulduğumuz, kendimiz olduğumuz bir cennet diyebilir misiniz? İşte günümüzde kaotik modern ailenin (buna kabak çekirdeği ailesi, ayçekirdeği ailesi, atom karınca ailesi, yer fıstığı ailesi filan gibi isimler takıyor sosyolog ağabeyler ama kimin umurunda) hal-i pür melali budur.

Sözün burasında müsaadenizle, bir cennet ve bir de cehenneme ait olmak üzere iki tabloyu tasvir edelim: Ailece bir akşam, herkes evde… Baba, bir koltukta elinde iktidar aleti kumanda ile zapping yapar ya da emzik gibi elinden düşürmediği gazetesini okur (veya uyuklar). Anne örgüsünü örer ya da telefonda kek tarifi alır. Büyük kız, ertesi gün giyeceği kıyafetleri düşünmekte ve bütün gardrop ağzına-burnuna kadar dolu olmasına rağmen yine de içinden “hiç kıyafetim yok ki!…” diye feryad etmektedir. Oğullardan biri yeni aldığı hayal-kurgu romana dalmış, diğeri yeni aldığı oyuncağı sökmekte ve birleştirirken her defasında bir iki parçanın fazla konulmuş olduğunu fark etmektedir. Babanın susması anneyi üzer, ‘Bizim adam dışarıda bülbül gibi evde dut yutmuş bülbül gibi, maşşallah’ diye söylenir. Kızla oğlanın didişmeleri babayı sinirlendirir. İlginç olan şu ki duygularını kimse saklamaz ve perdelemez. Hatırlayalım, ‘Ailede nezaket yoktur’. Yine Andre Maurois’ın dediği gibi, “Orada surat asılabilir, sorulan sorulara cevap verilmeyebilir ya da izahsız bir sevinç gösterilebilir. Bütün aile fertleri mümkün olduğunca birbirlerini olduğu gibi kabul etmek gerektiğini düşünürler:”

Çizilen tablo tozpembe bir mutluluk tablosu değil ama yine de herkes orada kendisi olmanın hürriyetini, ait olmanın güvenini bulur. Peki ya düşünür Alain’in tasvir ettiği şu cehennem tablosuna ne diyeceksiniz: “Biri çiçeklerin kokusundan rahatsız olur, öbürü seslerin patırtısından. Biri akşam susulmasında ısrar eder, diğeri sabahleyin susulmasını ister. Biri dine dokunulsun istemez, öbürü siyasetten bahsedilince dişlerini sıkar. Her biri diğerine karşı bir red hakkı olduğuna inanır ve herkes bu hakkı ihtişamla kullanır.” Bozuk sesler orkestrasında herkes şef olmak ister, sınırsız özgürlük herkesi sınırlar, fedakarlığın yerini hak arayışı alır ve ‘cennet’in çivisi çıkar…

Sahi sizin aileniz hangisi: Cennet mi, cehennem mi?

Paylaş
Etiketler: ailecehennemcennetyusuf özkan özburun
Önceki Yazı

Süt Tüketicilerinin “BİLGİSİNE”

Sonraki Yazı

Anne Kangurular Prematüre Bebeklere Umut Oldu

Yusuf Özkan ÖZBURUN

Yusuf Özkan ÖZBURUN

İlişkili Yazılar

Yusuf Özkan ÖZBURUN

Modern Dünyada Aileyi Anlamak (II)

29 Ekim 2013
5k
Yusuf Özkan ÖZBURUN

Modern Dünyada Aileyi Anlamak (I)

28 Ekim 2013
5k
Yusuf Özkan ÖZBURUN

Seyyah ve Turist

26 Ekim 2013
5k
Yusuf Özkan ÖZBURUN

“Biz” Deyince ne Anlıyoruz?

11 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

Anne Kangurular Prematüre Bebeklere Umut Oldu

Yorumlar 1

  1. ibrahimi feyzullah says:
    15 yıl önce

    Yusuf Ağabey,
    Sizi ve Hanımefendi eşinizi burada görmek hakikaten güzel.

    Fânî Hürmetler!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap