Kılavuzu Karga Olanın…

Saygıdeğer okurlar, yaratılmışların en mükemmeli ve şereflisi insandır. İnsanı diğer canlılardan ayıran ve insana bu üstünlüğü kazandıran akıl nimetidir. Allah bütün canlılar içersinde akıl üstünlüğü vererek, en mükemmel şekilde yarattığı insanı zeki, eğitici ve sezgi olarakta 6.hissi en kuvvetli canlı olarak yaratmıştır. Çünkü yaratan böyle buyurmuştur.

Tabii ki Allah akıl sahibi canlı olarak yarattığı insana bu önemli özellikleri verirken, eğriyi, doğruyu ve yapacağı işin kendisine ve ailesiyle milletine ve devletine karşı sonuçlarının ne olacağını, Kutsal kitabımız mübarek Kuran-ı Kerimde belirtmiş.

Doğruyu, yanlışı, iyiyi, kötüyü, zararlıyı ve zararsızı tercih etme hakkını kullanmayı da yarattıklarına bırakmıştır.

Düşüne biliyormusunuz, doğa’nın hâkimi Aslan’ı bir komutla ateş çemberinden atlatan, tonlarca ağırlıktaki Fil’i tek ayak üzerinde dakikalarca durduran ve yeryüzünün en zehirli Yılan’ı Kobra’yı müzikle dans ettiren insanoğlunun zekâ ve becerisidir.

Tabiatıyla, yaratanın insanoğluna vermiş olduğu bu beceri ve hassasiyet, bu içgüdüsel tutum ve davranış, diğer canlılarda da vardır. Ama yinede hepsini eğitebilen insanoğlunun zekâsıdır.
Genelde büyük bir çoğunluğumuz göçmen Kuşları biliriz ve de onları göç zamanlarında görme ve izleme olanağımız olmuştur. (Yaban ördekleri, Yaban kazları, Leylekler, Kuğular vs. gibi), bu yaratılanlar da, zamanı gelince kilometrelerce yolu kanat çırparak hisleri ve içgüdüleri ile giderler ve geri dönerler.

İşte işin en ilginç ve en önemli yanı burasıdır. Çünkü yukarıda saydığım göçmen kuşlar bu kadar uzun mesafeleri bir nizam ve intizam içersinde gitmek durumundadır.

Nitekim de bunu hiç kural ihlali yapmadan yerine getirmişlerdir ve getirmeye devam etmektedirler. Genelde büyük çoğunluğumuz bu harika olaylara şahit olmuşuzdur.

Göçmen Kuşlar, V harfi şeklinde bir düzenle yola çıkarlar. Başlarında mutlak surette bir yol gösterici vardır. Diğer bütün Kuşlar düzenli bir şekilde yol göstericiyi takip ederler. İşte bu sürünün başında yer alan yani yol gösterici olarak görev yapan hayvan o sürünün kılavuzdur.
Bu kılavuz yorulunca, sürüden bir diğeri onu değiştirir ve başa geçerek kılavuzluğa devam eder. Ama bu nizam ve intizam hiç değişmez. Yine sürü V harfi şeklinde yoluna hiç ara vermeden devam eder. Çünkü bu onlara doğanın bir kanunudur ve onlar bu kanuna harfiyen uyarlar.
Tabiatıyla kaz sürüsünün kılavuzu Kaz, Leyleğinki Leylek, yaban ördeğininki de Ördek olur. Aksi olmaz, çünkü eşyanın tabiatına aykırıdır.

Şimdi Allahın yarattığı bütün canlılardan akıl üstünlüğü ile en önde olan yaratılmış en mükemmel ve en şerefli canlı olan insanlar olarak şöyle bir düşünün bakalım.

Hayat kurallarından zerre kadar taviz vermeden yaşamlarını idame ettiren bu akıl küpü hayvanlara Karga’nın kılavuzluk etmesi olur mu, mümkün mü? Olmaz tabii! Hayvanlar çoğu akıl sahibi insandan daha akılcı davrandıklarını, seçtikleri kılavuzlarıyla bütün dünya âleme göstermişlerdir.
Bu nedenle hayvanlar âleminde kılavuz derdi bugüne kadar olmamış bundan sonrada asla olmaz. Ama biz insanoğluna kılavuz her dönemde gerekmiş, halada gerekmektedir.

Çünkü Atalarımız “Kılavuzu karga olanın, burnu… çıkmaz” diyerek insanoğluna her defasında iyi kılavuz gerektiğini vakti zamanında söylemiş..

İnsanlarda da bu nizam ve intizam sayesinde kanunlarla, yasal düzenlemelerle bir düzene sokulmuştur ve bunun zorunluluğu tartışılmaz.

Makam, mevki ve mertebe ne olursa olsun yasanın verdiği yetkinin dışında bir karganın kılavuzluğuna ihtiyaç duyanlar hep hüsrana uğramışlardır, bu dün böyle idi, yarın yine öyle olacaktır.

Çünkü yasaların ve kanunlarımızın er veya geç tecelli edeceği muhakkaktır. Tabiatıyla yasaları ve de kanunları nizam ve de intizam içinde uygulayanlarla, kanunlara uyarak yaşamlarını idame ettirenler bu kategoriye girmez. Onların karganın kılavuzluğuna ihtiyaçları olmamıştır, bundan böyle de olmaz.

Burada ve bu konuda yazdıklarım A dan Z ye herkes için geçerlidir. Bugün dokunulmazlık zırhı içine girip, Ceylan derilerinde oturanlarda, kargalık görevini üstlenenler maalesef mevcut gözükü-yor.

Bu ceylan derisi koltuklardan kalktıkları veya düştükleri an yasanın dişlileri de çalışmaya başlar. İşte ben kılavuzluğa soyunan o kargalara acımam. Sadece kendisini ve bir avuç yandaşının çıkarını düşünerek kargalara kananlara acırım.

Vallahi ben böyle düşünüyor, böyle yazıyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada tabii ki her şeyi zaman gösterecek. Her seferinde bazen kendi kendime, bazen de Kargalara uyarak aklıma yanayım diyenleri çoklarımız gördü duydu ve biliyor.

Mesele görmek, duymak ve bilmek değil, yaşananlardan ve yaşadıklarından ders çıkarmaktır. Bu ders bugüne kadar alınmadı, ama şunun şurasında seçime 2 sene kaldı.

Bundan sonrada olsa, hepimizin aklımızı başımıza alıp,”dereyi geçene kadar Eşeğe dayı diyen” kargaların kılavuzluğunda değil, hayvanlara kendi cinslerinden hayvanların kılavuzluk etmesi gibi, insanoğluna da, insan görünümlü kargaların değil, adam gibi adamların kılavuzluk etmelerine imkân vererek, kendi ipimizi kargalar yerine kendimiz çekelim diyor, saygılar sunuyorum.