Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet Halil ARIK

68 Kuşağını Suçlayanlara Yazıklar Olsun!..

Mehmet Halil ARIK Yazar Mehmet Halil ARIK
17 Aralık 2010
Mehmet Halil ARIK
2
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

AÇIK MEKTUP…

UTANMADAN, SIKILMADAN SUÇLUYU BULDULAR!.: 68’ KUŞAĞI!.

Kirlenmiş gönüllerini dün, 68 kuşağına duydukları kinle temizlediklerini zannettiler!..Bugün, daha da kirlenmiş ellerini, hala, 68’ üzerinden  çekmediklerini hayretle görmekteyiz!.. Her fırsatta onu suçlu ilan ederek kendilerini aklama gayretine düştüklerini de ibretle izlemekteyiz!..

Daha, iki ay önce, o ‘68-‘78 kuşağının verdiği kurbanları sahte gözyaşları ile yeni 12 Eylüllere malzeme yapmaktan çekinmeyenler, işlerine gelince, neyi nasıl ve nereye kadar istismar ederek kullanacaklarını bir kez daha  göstermişlerdi… Sahte kanıtlarla daha mum nereye kadar yanar ki!..

Demokrasiyi, beyinlerinin arkasındaki istasyona götüren tren olarak görenler, şunu bilmelidirler ki; o treni dört ayak seyredenler varsa, o trenin tezgahlanmış istasyona ulaşmasını engellemek için ardniyetli yolcuları yumurta yağmuruna tutanlar da var olacaktır!..

Bir ülkenin patronları-işverenleri susturulabilir… bitaraf olanların bertaraf olacağı, tehditleriyle, ekonomik yönden korkutulabilir!..

İşçiler, baskılarla, zulümlerle, işlerini kaybetme korkusuyla susturulabilir!..

Memurlar, işlerini kaybetme, sürgün ve benzeri tehditlerle korkutulup susturulabilir!..

Halk, çektiği ekonomik sıkıntılarla, verilen gözdağlarıyla, ölmeyecek kadar ihsana bağlanmış iaşelerle, umut adına dağıtılan yalan ve yaygaralarla susturulabilir… Ve yine halk, dini telkinlerle, saptırılmış ve çarpıtılmış kavram kargaşalarıyla aldatılmış ve tepkisizleştirilmiş olabilir!..

Öfkeyi hitabete sanat yaparak, ülkede bir karşı grup yaratma üzerine kurgulanmış politikalarla,  halk nezdinde, prim yaptığı görülünce genel politika haline getirilen mağduriyet gözyaşlarıyla, yandaş da yaratılabilir!..

Çıkar sınıfları da oluşturula bilinir!.. Övücü ve sövücüler de kiralanabilir!.

Ama, toplumda bir grup vardır ki; ne ekonomik yönden bir çıkar grubuna bağlıdır, ne öyle korku, sindirme ve yıldırma politikalarına pabuç bırakır!.. Gençliktir bunun adı!…

Gençlik, ne yalan bilir; ne talan.. bir çıkar grubunun elemanı değildir!..

Gençlik, sahte ve ard niyetli politika bilmez!.. Kirli siyaset terstir ona!..

Ismarlama iş yapmaz!.. çünkü kölelik ve biat, onun gençlik ve delikanlılık raconuna uymaz!.. O nedenle; asidir!..Haksızlıklar karşısında isyankardır!. Yağcılık ve çıkar için yandaşlık yapamaz!..Doğru bildiğini, kendisi uygular! Uşak olmaz, uşak da kullanmaz!..Uğradığı haksızlık karşısında, gerekirse babasına, hocasına, devletine bile başkaldırır!. Yeter ki haklılığa inansın!..

Her dönemde, her yerde var olmuştur bu gençlik!.. İdealisttir!..

Ne var ki; Gençliğinde bu eylemlerin içinde ve hatta ön saflarda yer alacak kadar idealist olup da, ilerleyen yaşlarında, “liboş”luğa terfi edenler, ve bunu değişim ve gelişim olarak görenler, beyin-vicdan-izan düzlemindeki gelişim yerine; çıkar-mide-cüzdan üçgeninde mutasyona uğrayanlar da yok değildir, ama çok değildir!..

Sözüm; “malumlar’la”, “yetmez ama evet”çilere ve son bir haftadır üniversite gençliğine reva görülen coplara, biber gazına ve uğradıkları aşırı güç kullanımına rağmen, geçmişte yaşadıklarını unutup, 68 kuşağına lanet okuyan grubun içinde yer almayı içlerine sindiren siyasetçilere ve onların şak-şakçılarınadır!..

68’ kuşağının ta içinden gelen,Hem de o günlerin ODTÜ ortamını onurla bire bir yaşamış bir kişi olarak can-ı yürekten söylemekteyim bunları..

İdealistti 68 kuşağı… ve de 78’ kuşağı.. Biraz da gözü kara!.. Haklıydılar!..

Haklılıktır insanları ve toplumları güçlü kılan…

Zira kaba kuvvetle kazanılan savaşlar, zafere dönüşemez, ömürleri kısadır! Ancak, zaferle kazanılmışsa demokrasi; işte o kalıcıdır!..

Dünden bugüne gelinen hoşgörüsüzlüğün, kaba kuvvetin ve de demokrasi adına alınan yolun, daha doğrusu alınamıyan yolun boyutlarını göstermek adına, yarım asır öncesine, ta 1965’lere uzanan bir olay aktarmak isterim..

Yıl 1965..ODTÜ’nün akademik yılı açılış töreni..Yer, Mimarlık fakültesi önü.. Tören için öğrenciler, öğretim üyeleri, büyük elçiler, üst düzey bürokratlar törende hazır…

Başbakan Sayın Suat Hayri Ürgüplü, törenin en saygın konuğu.

ODTÜ Rektörü Sayın Kemal Kurdaş da ev sahibi. En öndeler.. Sayın S. H. Ürgüplü kısa bir bilimsel değerlendirme yaptı törenin başında. Arkasından sayın Kurdaş’ın akademik açıklamalarından sonra öğrenci birliği başkanı Sayın Muammer Soysal çıktı kürsüye…

Önce ezilmiş, horlanmış, halk kitlelerinden söz etti.. Üniversite gençliğinin, halkın hem bir parçası, hem de kendi toplumunun aydınlanmasında öncü rolü üstlenmesi gerektığini anlattı…  Bu nedenle, başta Amerikan işbirlikçileri ve çıkar çevreleriyle, dışarda, emperyalizmin her çeşidiyle mücadeleyi gençlik olarak, ön planda tutmanın yurtseverlik görevi olduğunu söyledi kürsüde.. Ve, konuşmanın ilerleyen bir yerinde “faşist İran Şahı’na da karşıyız!” cümleleri döküldü ağzından..

Beklenmiyen bir alkış koptu törendekilerden!..

Özellikle bu son sözlerin, başta öğrenciler ve katılımcılardan hararetli alkış alması üzerine… İran Büyükelçisi töreni terketmek için hiddetle yerinden fırladı… Büyükelçinin yolu bizzat Sayın Başbakan tarafından büyükelçiyi ikna için kesildi.. Birkaç dakikayı bile bulmayan bir hareketlilikten sonra, büyükelçi töreni terketti, Başbakan da geçip yerine oturdu.. Kürsüde 2. kez yine Sayın Rektör, Kurdaş vardı!..

Yaptığı kısa konuşmada, üniversitelerin, bir ülkenin demokratik yapısını yansıtmada ayna olduğunu, buralarda hertürlü fikirlerin paylaşılmasına, tahammül gösterilmesi gerektiğini, ülkeye gerçek demokrasi ve fikir özgürlüğünün böyle geleceğini söyledi.. Ve, bu kısa fakat tam bir demokrasi dersi veren konuşmanın ardından, çok önemli bir şey daha yaptı!.. Kürsüden inerek, doğruca, gerginliğin faili konumunda olan öğrenci birliği başkanının yanına kadar gitti; tüm protokolun ve öğrencilerin huzurunda öperek kutladı onu!.. Bu kutlama hiç yadırganmadı… aksine, büyük alkış aldı.  Ertesi gün basında Büyükelçi’nin töreni terk edişi yer aldı  da Kurdaş’ın kutlamasıyla ilgili tek satır bir kınama bir eleştiri bir yorum yer almadı!..  Olay, demokrasinin bir gereği olarak görülmüştü!..

De hadi demokrasimiz o günden bugüne gelişmiş!?

İşte demokrasi buydu.. özgürlük buydu.. Başbakan O’ydu, rektör O’ydu..

Ve işte ’68 kuşağının yetiştiği, onları idealits ve yurtsever kılan ortam da oydu!..

Demokrasiyi hala hazmedemiyenlerin, ‘68’i suçlu ilan etmeleri, unutulmayan kinin, doyumsuz siyasi ihtiraslarının bir sonucudur!..

’68 kuşağı hiçbir zaman anarşist olmadı.. Anarşist muamelesi gördü!.. Sadece, daha demakratik ve hakça bir düzen kurulması için, “Tam bağımsız Türkiye” için mücadele verdi!.. Kurbanlar verdi, işkenceler gördü, sürüldü, ezildi.. ama yenilmedi!.

İşte‘68’in küllerinden doğan, yeniden hak arayan gençlik yine meydanlarda ‘68’in “tam Bağımsızlık” ve çağdaş özgürlük meşalesi yine ellerinde..

’68 gençliğine karşı olan güçler yine karşılarında…

“‘68’in Allah belasını versin!..”miş, Ergenekon’culuk yapıyorlarmış..

Sizin Tanrınız mı ‘68’in belasını verecek!?.. Eğer tanrı tek ise-ki şüphe yok!.-niçin sizin değil de 268’lilerin belasını veriyor!.. Günahı işleyen kimse Allah onların belasını versin!.. Niçin sadece gençlerin!.. Adaleti(!) bu dünyada temsil etmeniz yetmedi de tanrıya da mı yandaşlık, danışmanlık ve müsteşarlık görevlerini de üstlendiniz!.. Anadolu’da bir halk deyişi vardır… ”Ne olursan ol gökten kemik yağdıramazsın!…”

‘68, kurban edildi… bugünlere kalsalardı, bugünün politika kabadayılarına meydanı bırakmıyacak kadar yürekli, yurtsever ve halktan yana tavır alacakları kesindi!..Katlediler, işkence gördüler bezdirildiler, susturuldular kuzulara kaldı meydanlar. Abdurrahman Çelebi kesildi başımıza herbiri!..

Eşbaşkan çıkmazdı onlardan, ükesini pazarlamakla mükellef!..

Onlar için hukuk, mahkemeyi kadıya mülk yapan çarpıtılmış bireysel hukuk olmazdı. Adrese teslim hukuk değildi düşledikleri.. Evrenseldi!..

Ne polis devletiydi, özledikleri, ne de Atatürk ilkeleri dışında bir düzen!.. Ne halkı hakir gördüler, ne cumhuriyeti, ne de Atatürk’ü tahkir ettiler!..

Devrimciydiler, Atatürk’ün de özlediği çağdaş uygarlık düzenine ulaşmanın savaşçısıydılar!.. Çağdaş uygarlık düzenine hangi sistemle, hangi düzenle ulaşılacaksa, hangi sistemde halk daha mutlu olacaksa ve hakça paylaşım içinde yaşayacaksa, onun mücadelesini verdiler!.. Verilen bu mücadelede, dini kullanmadılar, şeyhlerin, müritlerin, dervişlerin, tarikatların peşine hiç takılmadılar.. Halkı soymadılar, kandırmadılar!..

Bugün, suçu kendilerinin antidemokratik uygulamalarında arama erdemininden bile yoksun olanlar, suçluyu bulmak için birkez olsun aynaya bakmadılar!.. ‘68’lileri işaret etmekle yetindiler hep!..

Ama, idrak edemedikleri bişey vardı!.. tek parmaklarıyla karşıdakini suçlu ilan ederken,   üç parmaklarının da kendilerini gösterdiği!..

“Yumurtalı eylemin arkasında yasadışı örgütlü güçler varmış; 68’den kalma.. Eski tüfeklermiş bunlar hem de akıllanmamışlar!..”

Her yalan, her talan, kaba kuvvet ve kanunsuzluklar, gizli örgüt suçlamasıyla örtülmeye çalışılmakta ama, artık yorgan günahları örtmeye yetmiyor!.. Bellerine kadar açıktalar!.. Yarın daha da açıkta kalma endişeleri günbe gün artıyor!.. Bu da onları korkutuyor!..Canhıraş çığlıklar ondan!.. Kıpkırmızı kesilmeler ondan, halkı kendilerine sahip çıkmaya çağrıları ondan!..

‘68’i suçlu ilan edilmekte!.., çünkü onun bugünlere uzanan aydınlığından ve bu aydınlığın yayılmasından korkulmakta!..

Her fırsatta, kullanmaya çalıştığınız mağduriyet siyasetini, ne’68 kuşağına ne de bugünün aydın neferlerine yutturabildiniz!.. Korkunun asıl kaynağı da bu!..Toplumun da birgün “artık yutmayacağı” korkusu; bugünden sarmış görünüyor bacayı!..

Ey yetkili!..

’68 kutlu bir dönemdi..Kurbanlar, onurlarıyla, bu toplumdan alacaklı  gittiler, geride aydınlığa inanan umutlar bırakarak!..

Suçlayarak onları lekelemek asla mümkün değil… Suçlama, hiçkimseyi suçluluktan kurtarmaz!.. Temize de çıkarmaz suçlayanı!.

Bizleri dinlemiyeceksiniz biliyoruz. Bari Namık Kemal’e kulak ver:

“Çalış, idrakı kaldır, muktedirsen, ademiyyetten!..”

Paylaş
Etiketler: 68 Kuşağını Suçlayanlara Yazıklar Olsunatatürkçalışmakdevrimciliknamık kemalsuçtoplum
Önceki Yazı

İnşallah! Maşaallah! Maazallah!

Sonraki Yazı

Aşure Günü

Mehmet Halil ARIK

Mehmet Halil ARIK

İlişkili Yazılar

Ata’ya Sesleniş (II)
Genel Eğitim

Ata’ya Sesleniş (II)

13 Kasım 2025
5k
Ata’ya Sesleniş (II)
Genel Eğitim

Ata’ya Sesleniş (l)

12 Kasım 2025
5k
Bu Ülkenin Aydınlık İnsanları; (10Kasım’da Sitem)
Anma

Bu Ülkenin Aydınlık İnsanları; (10Kasım’da Sitem)

10 Kasım 2025
5k
Bir Masal, Bir Misal
Edebiyat

Bir Masal, Bir Misal

28 Ocak 2025
5k
Sonraki Yazı

Aşure Günü

Yorumlar 2

  1. Fazilet Aktas Bozdogan says:
    15 yıl önce

    Hocam,
    Yureginize ve kaleminize saglik.
    Saygilarimla…

  2. Nevzat Dağlı says:
    15 yıl önce

    Gençlere serzeniş

    İleri demokrasi yaramadı gençlere,
    Anayasa değişti gitti emek boş yere.
    Azarladık olmadı, tehdit ettik kaç kere,
    Bilmiyorlar devletin fiyakası bozulmaz,
    Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.

    İşçileri coplatıp seslerini kesmiştik,
    Memuru soruşturup ateşini kısmıştık.
    Askeri titretmiştik, kışlalarda esmiştik,
    Neden gençler pısmıyor, bir bilmece çözülmez,
    Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.

    Rektörler bizden dedik, okullara yöneldik,
    Lâkin kaldık kapıda saatlerce dineldik.
    Üçbeş çocuk yüzünden iktidarda bunaldık,
    Belli çılgın Türk bunlar, dövülse de ezilmez,
    Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.

    Herhalde Ergenekon yumurta üretiyor,
    Yumurtayı kapanlar devlete diretiyor.
    Bu eylem nerden çıktı, geçmişi aratıyor,
    Kurşun yağsa razıyız, karizmamız çizilmez,
    Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.

    Cemaât yurtlarında yan gelipte yatsana,
    Yumurtanın yerine bize çiçek atsana.
    Bizim çocuklar gibi malına mal katsana,
    Beyinsiz olanlara devlet baba üzülmez,
    Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.

    Herşey güzel pişerken su kattı aşımıza,
    Yüce dağlar gibiydik kar yağdı başımıza.
    Kim sardı bu gençleri aniden dışımıza?
    Neler yapacakları, neden önce sezilmez?
    Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.

    Aslında bizden yana olmaları beklenir,
    Çıkar hanelerine neler neler eklenir.
    Neden gençler bizlere asi olur diklenir?
    Neden bizi görünce tespih gibi dizilmez?
    Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.

    Nerde yanlış yaptık biz, yolumuz açılmıyor,
    Gençlere sevgi ile kolumuz açılmıyor.
    Kulağımız kapalı, dilimiz açılmıyor,
    Nevzat bilir gençleri, ağızları büzülmez,
    Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.

    Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap