Dış politikayı halkın vicdanına endekslemek felakete götürür.
Sayın Başbakan’ın son günlerdeki dış politika gelişmelerini “halkın vicdanına sözcülük ediyoruz” türü demeçlerle izah etmesi tehlikeli bir eğilimi başlatmaktadır inancındayım.
Bilhassa tarihsel, milli, etnik ve coğrafi anlaşmazlıkların yoğun olduğu bölgemizde, bir iki demeç, bir iki televizyon görüntüsü ile kahvede tavla oynayan adamı etki altına alıp, dış politika değişikliklerini onun hissiyatı ile haklı göstermek devlet adamı sorumluluğu ile bağdaşmaz. Ülkeyi felakete sürükleyebilir.
Türkiye’yi geçmişte yönetenler, bugün Başbakan’ın zihniyeti ile hareket etselerdi, Ecevit Kıbrıs’ın tamamını, Özal Kerkük ve Musul’u, Demirel Şam’ı, diğerleri de Ege Adaları’nın tümünü almış, Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir savaşlara sokmuşlardı.
Batıda gelişmiş demokrasilerin bir kısmı dış politikayı popülizmden arındırmak için ilgili karar yetkilerini meclislerine değil akil adamlardan oluşan senatolarına vermişlerdir.
Bizden söylemesi!
Herseyden önce böyle bir yazi kaleme aldiginiz için sizi tebrik ederim.Gerçektende saldiri politikasiyla hic bir yere varilamaz daha akli selim hareket etmek lazimdir.Eger halka birakirsaniz dis politikayi bugün israili yarin yunanistani haftayada ermenistani alalim derler.Bu yüzden devleti yöneten insanlarin daha dikkatli konuşmalari ve hareket etmeleri gerekmektedir.saygilarimla……….