Yılın bitmesine az kaldı.
2025; geçim derdinin, adalet arayışının ve bitmeyen umutların yılıydı.
Bu sene, hızlıca geçsin diye beklediğim yıllardan biri oldu. Her yeni yıla girerken “umut olsun” deriz ama 2025, umutla kaygının iç içe geçtiği bir yıl olarak hafızalara kazındı.
Gelinen noktada, 2025’i biraz durup özetlemek gerekiyor.
Siyasette Neler Oldu?
19 Mart 2025’te Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından ifade özgürlüğü, medya sansürü ve demokrasi tartışmaları yeniden alevlendi. Ardını tutuklamalar izledi.
9 Haziran’da Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’ in elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetmesi ülke genelinde büyük bir üzüntü yarattı.
3 Mayıs’ta Sırrı Süreyya Önder’i kaybettik.
CHP, son iki yıl içinde üçüncü kez kurultaya gitti.
“Umut hakkı” tartışmalarıyla Öcalan için af talepleri kamuoyunun gündemine taşındı.
2025, “Aile Yılı” ilan edildi; ancak aileyi koruyan politikaların sahadaki karşılığı tartışma konusu oldu. Ekonomide Neler Oldu?
2025, yalnızca Türkiye için değil, dünya genelinde de zor bir yıl oldu.
Dünya Bankası’nın 1 Temmuz 2025 tarihli sınıflandırmasına göre Türkiye, 2024 yılı kişi başı GSYİH verilerine göre üst-orta gelirli ülkeler grubunda kaldı. 2026’da yüksek gelirli ülke statüsüne geçmesi bekleniyor.
Rakamlar umut verse de sokaktaki yurttaş için geçim derdi hâlâ en yakıcı sorun olmaya devam etti.
Sporun Gurur Veren Yüzü
2025’te Türk sporu, karanlık gündemler arasında nefes aldıran anlar yaşattı.
Kadın Milli Voleybol Takımımız Dünya Şampiyonası’nda finale yükselerek hepimizi gururlandırdı.
Genç sporculardan oluşan Erkek Milli Takımımızın Dünya Şampiyonası’nda ilk 6’ya girmesi, geleceğe dair umut verdi.
Kayıplarımız, Acılarımız
2025’te Ferdi Tayfur, Edip Akbayram, Kahtalı Mıçe, Filiz Akın, Volkan Konak, İlhan Şeşen ve Muazzez Abacı gibi çok değerli sanatçıları kaybettik.
Ocak ayında Bolu Kartalkaya’da yaşanan olay içimizi yaktı.
Haziran ayında ise İzmir Aliağa’da başlayan ve günlerce süren orman yangınları büyük bir felakete dönüştü.
24–26 Haziran tarihleri arasında 8 büyük ölçekli yangın çıktı; 17 kişi hayatını kaybetti, 50 binden fazla kişi tahliye edildi.
Kadın cinayetlerinde ise ne yazık ki anlamlı bir gerileme yaşanmadı.
Yılın Ardından…
Geçim derdi, seçim derdi derken bir yıl daha bitiyor.
Korkularla yüzleştik.
Hainleri öğrendik.
İkiyüzlüleri tanıdık.
Haseti, fesadı, iyiyi, iyi gibi görüneni; bilgiliyi, bilmeden konuşanı ayırt etmeyi öğrendik.
Kimiyle yol yürüdük, kimiyle yolları ayırdık.
En uç olanları hayatımıza kolayca aldık; bedelini de öğrendik.
Şükürlerle dolu bir yılın ardından yeni yıla girerken endişelerim var.
Adaletin ve demokrasinin gerçek anlamda hissedilmediği; ama dilimize pelesenk edilerek sürekli tekrarlandığı bir ülkede yaşamak, insanı derin bir akıl yorgunluğuna sürüklüyor.
2025 böyle geçti.
Umutla, kaygıyla, kayıplarla ve derslerle…
Geleneksel cümlemi buraya bırakıyorum.
KEŞKELERİ AZ
İYİKİLERİ ÇOK yıl diliyorum…






















