Güvenlik görevlisi, elinde sopasıyla içeriye kuş uçurtmuyordu. “Giremezsin arkadaş zil çaldı. Giremezsin arkadaş zil çaldı,” diye tekrar ediyor ve hiç susmuyordu.
Sinirsel sinyaller bacak kaslarıma ulaştığını sanmıyorum. Hareketsiz kalmama neden olan da dev gibi adamın davranışıydı. Bana mı söylüyor yoksa hıncını mı aldığı belli değildi. Devin tekrar başlaması durumunda, karar organım, sinyalini kesmişti. Çünkü hareket kabiliyetim sıfıra inmişti.
Acaba bana söylemiyor mu? Diye kendime sordum. Çünkü dev adamın bel hizasına geliyordum. Adam ise karşıya bakıyordu. Beni görmesi mümkün değildi. Fakat, “giremezsin arkadaş zil çaldı,” sözünü sürdürüyordu. Susmuyor ki sözümü duysun.
Dev adama arada; “ben, ben,” diyorum. O hala karşıya bakıyordu.
Devin gözleri çukurundan fırlayacak gibiydi. Karşı binaya bakıyor olması da görmesi manasına gelmiyordu. Başına geçirdiği kalpağıyla gözlerini nerede ise kapanmıştı. Yüzü kararmış ve elmacık kemikleri morarmıştı. Boynu biraz eğikti. Tekrar ettiği kelimeleri arasına, “derhal geri dön. Derhal geri dön,” ekledi. Ne demek istiyor anlamıyordum.
Bu arada O’na bir şey sormadan içeriye giren ve çıkanlar oldu. Karşı binaya doğru, sözlerini sürekli tekrar ediyordu. Gençler yaklaştı ve başlarıyla selam verdiler. Dev cebinden kâğıt çıkarttı. Peşlerine bakmadı. Bende adımımı atıp içeriye girmek istedim. Önüme sopasını uzatır gibi yaptı.
Kafasını eğdi ve “kâğıt” dedi.
Cebinden isimlerin olduğu bir kâğıt çıkarttı ve kükrercesine, adın nerede, dedi. Yeni tayin olan öğretmenim, dedim. Sopasız elini yumruk yaptı ve tekrar edeceksin, duymadım, dedi. Yeni tayin oldum, müdür beyi görmek istiyorum, dedim.
Dev adam, niçin söylemedin tavrıyla, sopasını bacaklarına vurdu. Kalın pantolonundan toz uçuştu. Elimdeki tayin olduğum belgeyi O’na vermedim. Diyaloğuma tanık olan müdür yardımcısı hemen geldi ve beni aldı. Yeni tayin olan öğretmensiniz, dedi.
Müdür yardımcısına, kendimi tanıttım. Teşekkür ettim. Çünkü dev adama derdimi anlatamayacaktım.
Bir kat çıktık ve müdür beyin odasına girdim. Kendimi tanıttım. Geç kalışımın haklı nedenimi söyledim. Kapı önündeki yaşadığım olaya çok güldü. Sen ne ki, müdür olarak tayin oldum, beni bile içeriye almadı, dedi.
Lisede çok güzel anılarım oldu. Şimdi hatırladıkça duygulanıyorum.
Bir daha görmeye gidemedim. Yalnız çok özledim, görmek istiyorum.
Hasan TANRIVERDİ























