Banklarda sürünenlerin, kafası, kolu ve bacağı kırıktı. Yüzünün bir tarafı ise parçalanmıştı. Çanakkale zaferinin sonrasını hatırlatıyorlardı.
Yarabbi böyle büyük bir kaza, ne zaman gerçekleşti.
Arkadaşım Kerem, kiminin kolu, kiminin ise bacağı, dedi.
Kerem’e iyi olurlar inşallah, gidelim. Acil koridorunu, meşgul etmeyelim, dedim.
Hastaların ağrı ve sızıları çoktu.
Çocuk ağaçtan düşmüş, ana kucağında, inlemeye hali yoktu. Genç, su arkı açarken üzerine taş düşmüş, kırılmadık kemiği kalmamış ve hareketsiz yatıyordu. Soluk soluğaydı çünkü, akciğerleri gereğini yapamıyordu.
Öteki bankta kolunu kesmiş ve kaçarken ayağını kırmış adamın bağırmasına dayanamadım ve çıkalım. Bu acıların koridorunu terk edelim, dedim.
Geri döndüğümüzde, ana kucağında sarılı duran ve belli ki zor soluk alan kız çocuğunu fark edince birbirimize baktık. Baba başlarında ve gözleri yaşlı, üzüldük ama sağlık dilemekten başka ne yapabiliriz. Giderse gitsin sözüne, kulak asmamış bir doktor. Doktor, bir yardımcısıyla koşturuyor, belli ki saatlerce uykusuz.
Kız çocuğunun ağzı, gözü sarılı olduğu için el işaretiyle dert anlatmaya çalışıyor. Zaman acıları dindirmiyor, baba farkındaydı, eğildi ve gözlerine bakmak istedi. Kız köpekten kaçıp kurtulmak isterken kaştan aşağı düşmüş ve yüzü taşa çarpmış, bacağı da kırılmış. Sağlık ocağı ağrı kesici iğneyle acısını hafifletmek istemiş.
Okul sıralarında, sağlık ocağında kolumu sararlarken, acısına zor dayanabilmiştim. Doktoru yine de bekleyecektim. Çünkü tedavisini uygulamazsak kırık, kötüye gidebilirdi. Bankta oturan ve bacağı sarılı çocuğunu kucağında tutan kadın, “kolunu mu kesecekler,” dedi. Kadına baktım, sözü kaygı vericiydi. Buna karşılık, “yok başımı,” dedim.
Muayene odasının kapısında sinirler gergin. Acil hastaları nasıl dört dakikada baksınlar. Haliyle hastalar beklemek zorunda. Hastaneye alet alınmayınca, özel hastaneye gönderiyorlar. Özel hastanede fiyatları ise uçmuş durumda.
Muayene odasının kapısı açıldığında, çocuklar sararıp soluyor ve çığlık atıp annelerine sarılıyorlar. Sıramı bankta bekleyen anneye verdim. Sevindi ve içeriye girdi. Herhalde çocuklar kol ve bacaklarının kesilmesinin söz konusu olduğundan haberleri yoktu.
Odadan gelen çığlıklara dayanamadık ve koridorun dışına çıktık. Kolum hareketlendi, dedim. Arkadaş güldü ve haklısın, dedi.
Doktor, kemik incindi, ilacı kullan geçecektir, dedi.
Merakımı yenemedim ve kızı sordum. Allah sağlık versin ama çok işi var, dedi.
Hasan TANRIVERDİ























