Türkiye Devleti, sorun çözen değil sorunun kendisi oldu. Türkiye’de yanlış ve tarafgir hükümetler sermaye birikimin düşmanı ve sefalaetin kaynağıdır.
Devletin içine sızan zihinsel hastalıklar, cömertlik, yardımseverlik, vatanseverlik, dindarlık kisvesi altında girlenerek girmiştir. Devlet, üretimin önünü açan sosyal sözleşmenin tarafı olan ve adil hakem olmalıydı. Hakimlerini bile siyasallaştırdı, yargıyı kapıkulu haline getirdi.
Devleti yöneten erkin büyümeden anladığı düşünülemez. Büyümenin anlamı üretimdir. Devlet, israf ve gereksiz şeyleri alarak ekonomik büyüme yapamaz.
Doğru olanı yapmak istiyorum der her politikacı. Halk için hak arayışı dışındaki tüm doğruluk kavramları yalandır, illuzyondur. Vergi toplayarak değil, üretimi genişleterek kaynak sağlarsınız.
Devletin erki, halka dayanır. Fakat, halkına zulüm yapan,onu aç ve sefil bırakanlar toplumlarına ihanet içindedirler.
Türkiye’de devleti bir din gibi görmekten vazgeçmeliyiz. Devlet, eğitim sistemini beyin yıkama aracı olarak kullanamaz. Toplum mühendislikleri yanlıştır. Eğitim başkasının yaşamına koşulsuz saygıyı öğretmelidir. Bireysel farkındalıklar üstünlüktür. Eğitim sistemimizin değişmesi gerekir. Eğitimin sonu parayı kazanmak, ev, araba, eş ve çocuk sahibi olmayı, eşitlik içinde temin edebilmektir.
Ekonomimizde kamu sektörü bir yük haline gelmiştir. Bütçe açıkları devletin kötü yönetişim biçimin en belirgin delilidir. Yoksul bir ülkeye dönüştük. Devlet erki ya farkında değil, ya halkı unursamıyor.
Halkı giderek daha fazla yoksullaşan ama ömürleri çalışmakşa geçen toplumlar nitelikli gücünü kaybeder. Ülkeyi insan sermayesi terk eder.
Paranın arkasında üretim yoksa o para kağıt kadar değerlidir. Yani üretmiyorsan kapa merkez bankanı, kapa darphaneni, basma para. Yoksulluğu ve açlığı azaltmanın yolu daha fazla parayı tedavüle sokmak değildir. Üretimi artırmak yoksulluğun önüne geçer. Parasal genişleme, Merkez Bankası stokları değil ülkede kurulan her bir fabrikanın üretime dahil olması yükselmemizin işaretidir. Para basmak üretim sağlamaz. Fedakarlık ve acıda olsa çalışarak üretecek bir topluluk, yozlaşma, yolsuzluk, yoksulluk, hırszılık ve asalaklığa karşı çok iyi direnir. Direneceğiz.
Devlet Türkiye’de iş yaratamıyor. İş yapılmasına zorluklar ve yanlış uygulamalarla sekte vuruyor. Türkiye Devleti, yatırımları engelleyicidir. Regülasyonlar ve hukuksuzluk Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülkeler listesinden çıkartmıştır.
Siyaseti zenginleşme aracı yapamazsınız. Politika, halk için hak hizmetidir. Politikacının amacı halkın daha özgür yaşamasını ve refahını daha fazla hissetmesini sağlamaktır.
Devlet erki, halkına sadakati yitirmişse o ülkenin hainidir. Devlet yöneticileri, gizli, saklı, halkın denetiminden ve bilgisinden işler yapıyorsa ihanet içindedirler.
Halkı batıran, toplumu yok eden devlet erklerini iptal etmek toplumun hakkıdır. Devlet, bir kast yaratarak halkının soyulmasına aracılık edemez. Ayrıcalık yaratan tüm devletler kötüdür. Yaşam hakkı, mülkiyet ve özgürlük hakları insanındır devletin değildir.
Değişime direnecek tüm devlet mekanizmaları halkının karşısına sonunda düşman olarak çıkarlar.























