Gün doğarken uyanmak, neşeye davetiye çıkartmaktır. Bu davetiyede, ilk ışınlar, huzur kaynağıdır. Yeniden doğuşu izlemek, her insana nasip olmaz. Kırmızı ışınlar ve ufkun inceliği.
Enerji kaynağına “evet” demek. Dünyayı ayağa kaldırıyorum, gün doğuyor uyan artık. Işınların oluşturduğu, renk cümbüşünü görmelisiniz.
Tüm canlılar iç güdüsel olarak, uyanıyorlar. Rızıklarının peşine koşuyorlar. Dürüstçe helalinden kazanmak için. Kimsenin malına göz dikmiyorlar. Ülkenin sınırları içerisinde yaşayan her vatandaşın aynı haklara sahip olduğunu, bilerek hareket ediyorlar.
Gün doğarken uyanmak, ilk ışınlarından yararlanmak, daha çok çalışmak, işini hakkıyla yapmak ve davranışlarını oldu bitiğe getirmemek, demektir.
Uyuyan insan dünyadan habersiz sayıklıyor. Ancak söylenenleri, tekrar ediyor. Yapılanlar kaynayıp gidiyor. Allah akıl vermiş, ama o aklını başkasının emrine vermiş. Başında halka ileri geri, sağa ve sola döndürülüyor. Peki Allah sana niçin akıl vermiş!
İnsan okur öğrenir, aklını kullanır, böylece Allah’ın dediğini yapmış olur. El alemin dediğini uyguluyorsun. Sen aklını cenderede mi tutuyorsun?
Gün doğarken uyanmak, işlerini planlamak ve topluma yenilikler kazandırmak. Doğayla yakın olmak, kurallarına uymak, yeşil örtüyü güçlü hale getirip korumak. Vadide kuş sesleri, ağaçların hışırtısı ve suyun çağlamasına sahip olmak. Bütün bu güzellikleri Allah sana koruyasın diye verdi. Sen de kesiyor ve yakıyorsun. Böyle bir şey olabilir mi?
Yaşantımızı sevdiklerimizle birlikte, onlara bağlılık duygusuyla yürekten inanarak sürdüreceğiz. Mutluluğumuz, tüm canlıların yaşama sevincini elde etmesine bağlıdır.
Gün doğarken kalkmak, sevgi dolu yüreğin neşeyle genişlemesidir.
Hasan TANRIVERDİ























