Şehrin gözde eseri, “saat kulesiydi.” Kulenin sağlam gövdesi ve dört tarafındaki, güler yüzlü saatleri, ilginçti. Dörtlü saatler kule ile özdeşleşmişti.
Saatler şehrin, hareketliliğine rağmen, tik taklarla “vakit nakittir,” diye öğüt veriyordu. Vakit nakittir: “Zaman çok değerlidir, boş yere harcanmamalıdır.” Bu sözden dolayı, saatleri hep sevmişimdir. Her yöne gülücükler atar, zamanın önemini, “doğrulukla” haykırır, yetmez “her şey zamanında,” bilinciyle çalışın, derdi.
Kule, parkta oturanlar için, “vakit öldürmek” zamanı yararsız, gereksiz veya iş yapmadan geçirmek, durumuna düşenleri kabullenmiyordu. Hatta zamana hiç aldırmadan, sabah, öğle, akşam gibi keyfi davranış, kişiyi bir yere vardırmaz, demek istiyorlardı.
Saatlerin bakışında vakti zamanı gelince işinizin peşine koşun, anlamı çıkıyordu. Bütün bunları yaparken de vaktini şaşmamak esastı. Onun için her şeyin zamanında, halledilmesi için, uygun vakit gereklidir.
Şehre gelen insanlar, saatlerden, uyması gereken kuralları öğrenirdi. Kuralları yanlışsız göstermesiyle de ilginçti.
Renkli ışıklarla, aydınlatılan saat kulesi, meydanı erişilir bir güzelliğe taşırken, tarihi bir hayal boyutuna yüceltiyordu. Bu atmosferi herkes soluyor ve saat kulesine saygı duyarken, hak ettiği değeri görüyordu. Toplumun sevgisini, değerli bulmaya katkıda bulunuyordu.
Yapısı ve sosyal olgusuyla, sevilen kule, insanları gözetiyor ve iyiliğe yönelik, davranışları takdir ediyordu. Hangi saat daha güler yüzlü ise, sevgisi paylaşılıyordu. “Sevgisiz yaşayamam,” diyorum. Saatlerin enerjisi sevgi ve saygıydı. İnsan ve toplum sevgisi her şeyiydi. Yalnız bu bir hayal gücü de olabilirdi. Yine de sevgi hiçbir şeyle değiştirilemezdi.
Saat kulesi, insanların, içinde barındırdığı uygun olmayan duyguları, kule dibine bırakıp gitmesini isterdi.
Kule, tarihi görüntüsü ve göreviyle gururluydu. Gencin veya yaşlının hayallerinin gerçek olmasını isterdi. Sıkıntıların kimsenin peşine takılmasını istemezdi. Ziyaretçiler heyecanına güler yüzlü saatleri ortak kabul ederdim.
Saatler, duyarsız insanların hallerine de gülüyordu.
Saat kulesi yeni yapılmış gibi atmosferi değerliydi. Saat kulesini ziyaret etmek, şehri görmekti. Şehirde bu kadar organik bağ kuran başka bir tarihi yapı yoktu. Ziyaretçilerin uğrak yeri saat kulesinin çevresi temiz ve düzenliydi.
Kule zamanı, doğru bildirerek geçirirdi.
Olumsuz hava şartlarına aldırmam, derdi.
Hasan TANRIVERDİ























