Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Anı / Günce

Dünlerden Kalan (I)

İncilay AKDENİZ Yazar İncilay AKDENİZ
20 Ocak 2025
Anı / Günce, İncilay AKDENİZ, Öykü Tefrikaları
0
Dünlerden Kalan (I)
405
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İki küçük gaz lambasının titrek ışıkları arasında izlerdim onları..
Küçük bir odanın duvarında, güzel bir pınardan su içen, her an kaçacakmış gibi bakan ürkek ceylanlardı.

Büyüyüp küçülen gölgeler arasında her duvar halısı bir şeyler anlatıyorlardı sanki.
Hikayenin başlangıcı burasıydı, devamı ise sizin kafanızdaki..
***”
Neden elektrik yoktu evimizde hiç bilmiyorum. Belki bizim kazaya yeni gelmişti, belki de bizimkilerin ihmalindendi. Kim bilir belki de elektrikler uzun süre kesik kalıyordu da bu yüzden gaz lambaları kalmıştı hatıralarımda..
Televizyonun, radyonun henüz destursuz evlere girmediği, dizilerin filmlerin hayallerimizi ve umutlarımızı çalmadığı/ parsellemediği günlerdi o günler.
***
Sabah gün doğumuyla tarlalara bahçelere gidilen, akşam gün batımı ile kısık bir ışıkta sohbet edilen, ya da erkenden uykuya salınılan günler.
Zamanı saatten ziyade güneş, tarla ya da bahçedeki ürünler, çocukların ihtiyaçları ve varsa evin yanında beslediğiniz hayvanların bakımı belirlerdi.

Memur olmak, asker olmak, okumuş olmak büyük önem taşırdı kazada. Önemli insanlar addedilirdi. Şehir görmüş, şehirde yaşamışlar da öyle tabi.

Sanırım gençlerin gelecek hayali bu yüzden okumak, memur olmak, şehre gitmek haline gelmişti. Nüfus arttıkça geleneksel aile tipinden çekirdek aileye dönüşen çocukların payına düşen toprakların her evi geçindirememesi de buna destek oldu tabii.

****
Ekmek davası için kente göçmüş gençlerin çocuklarından biriydim ben de.
Ne yalan söylemeli, büyük oğulun ilk çocuğu yani “ilk torun” tacını da giydim.
Yaşadığımız kentten her kasabaya gelişimizde babaannemin sevinç gözyaşları ile karşılanıp, veda gözyaşları ile ağırlandığımızı da bilirim.

Yüzünde derin çizgileri olsa da pürüzsüz bir teni vardı babaannemin.
Ne Türkçe, ne Osmanlıca, ne Arapça.
Okuma yazması yoktu kendisinin.
Çok şaşırır, anlamaz ve hatta ayıplardım içten içe.
“Kocaman nine, nasıl okuma yazması olmaz “ diye. Çocuk aklı. Bir gün herkes için öyle olacağını umut etsem de, hayat maalesef eşit fırsatlar sunmadı kimseye .

Okuma yazma kursları seferberliği sırasında o yüreği, kafası güçlü bu kadın okuma yazma öğrendi.

Her zaman gülen yüzü ve konuşkan haliyle torunu geldiğinde, yaşına başına aldırmaz beni avutmaya çalışır, evinde olmayan televizyonu bana izletmek, eksikliğini hissettirmemek için hiç üşenmez beni sırtına alır ve beni “televizyonlu” komşu eve taşırdı. Gittiğimiz bu “televizyonlu” memur evi nedense bana saray gibi gelirdi.

Soğuktu memleket, buz gibi.
Yaz kış kat kat giyinir, şalvarının üstüne, beline o kalın kuşağını takarken kocaman açardım gözlerimi;
“ Niye böyle giyiniyorsun? Niye o rengarenk kuşağı takıyorsun? Ne işe yarıyor?”.
Her seferinde hiç kızmadan gülerek sevecen bakar ve sabırla cevaplardı beni.
Şimdiki insanlarda sabır bile rafa kalktı.

“Oku kızım” derdi sürekli. “Oku sen”..

Hiç kimseden sakınmaz hakkını arardı. Hayata farklı bakardı.

Düşünüyorum da imkan tanınsaydı filozof bile olacak kadındı.

Arıyorum babaannemi.

Mario Levi’nin “İstanbul bir masaldı” kitabını okurken not almışım; “Aradığınız o cenneti kimde yitirmiştiniz?”.

Kim bilir babaannemin hayalleri neydi? Aradığı cenneti bulmuş muydu? Yoksa nerede, nasıl ve kimde kaybetmişti?

***

Kısa memleket ziyaretlerinde peşinden ayrılmazdım babaannemin,. O nereye ben oraya. O da zaten bırakmazdı beni.

” Gelin” namındaki anam ve küçük halam şayet tarlada/ bahçede yapılacak bir şey yoksa ev işi, yemek, çamaşır, bulaşık, temizlik vs..derdinde debelenirken babam eş dost ziyaretinde. Dedemin ise ikinci adresiydi köşedeki kahve.
O dönemde kadınlar her ne kadar sessiz ve itaatkar olmasa hatta her ne kadar asi olsa da ataerkil düzen çoktan kabullenilmiş, olağanlaştırılmış olduğundan kadınlar geleneksel rollerinde kabullenilmiş çaresizlikte, sadece bu noktada sessizlikteydi.

****

Kaç göç yoktu bizim oralarda. Ne babaannemin, ne de yakınımızdaki kadınların öyle sus pus olduklarını da bilmem ben. Her şey konuşulur tartışılırdı. Hem de herkesle her ortamda ve her yerde. Kocaymış, yabancıymış elmiş farketmez. Haklarını savunurlardı bildiklerince. Ne konuşmalarına karışılırdı bildiğim, ne de gülmelerine.
Büyüklere yaş dolayısıyla saygı vardı en fazla.
Geleneksel yaşamlarını sürerken taassuba kaçtıklarını da hiç görmemiştim o yaşlarda.

Kadınlarımızın başındaki geleneksel, neredeyse yarı bağlanmış yemeni.
***
Herkes şayet bir işle meşgulse, ben ya tarlalarda/ bahçelerde ağaç tepelerinde ya da sokaklarda tozun toprağın içinde.

Her yer/ her ev/ her sokak çocukların, dolayısıyla her yer benimdi.
****
Hayatımdaki en lezzetli sebzeler meyveler ürünle dolun taşan dallardan yediklerimdi.

Ben en güzel gazozları dedemin oturduğu kahvede içmişimdir. Kız torun olduğuma bakmaz, kıt kanaat geçindikleri halde elimden tutar, erkeklerin oturduğu kahveye götürürdü beni. Gazoz ısmarlardı. O kadar insan arasında gururla içerdim o gazozu. Büyümüş de küçülmüş gibi. “Kadın erkek ayrımı da neymiş” dermiş gibi. Onlardı hayatımdaki içeceklerin en lezzetlisi.

***

Çoğu ailenin belki de evine girmiş olan şu kutsal şahsiyetler TV ve radyo -ki şimdi buna bir de cep telefonu ve bilgisayarlar eklendi- dedemlerin küçük evine geldiğinde ben de kazık kadar olmuştum hani..

Çekyat, koltuk, baza …
Almak için çalış çabala.

Oysa pencereler önündeki sekiler, Üstlerindeki minder ya da döşeklerle tahta divanlar da dayanıklı ve güzeldi.

Sandalye hatırlamıyorum nedense o evde.
Kadın, erkek farketmez, yeni gelen bir minder alıp yere atar ve tatlı tatlı sohbet ederdi. Sanırım bizim gelişimizle de bağlantılıydı ziyaretler. Ev hiç boş kalmazdı. Tabii ki her gelen Tanrı misafiri.

****
Odada -kimi zaman is de çıkarsa- çıtır çıtır yanan kuzinenin sesi, altımızda döşek üstümüzde pamuk veya yün ama çoğunlukla saten kaplama yorgan, uzun kış gecelerinin kraliçesiydi benim için halam.
Dikiş nakış kursuna gitmiş, tezgahlarda halı dokuyan güzel mi güzel bir insan. Cadıymışım demek ki , tutardım eteğini ve bırakmazdım o bana masal okumadan.

**
Sonra bir şey oldu daha ben büyürken.
80 li yıllar geldi çattı birden. Korku demirden kafesti sanki kentlerde.

Yıllar geçtikçe zamanla aynı yerde kimi evlerde erkek kadın sofralarının ayrıldığını gördüm.
Başörtülerinin artık farklı bağlandığını.Anladım;birşeyler değişmişti.

Bilemedim o zamanlar kim girdi bu insanların arasına ve neydi olup biten?

Sonra ürünlerden dalları yerlere sarkan o güzel ağaçlara ne oldu? Neredeydi sorun ve neden?

**

Bilirsiniz ki hayata villalarda konaklarda, ağzınızda gümüş ya da altın kaşıkla “merhaba” dememişseniz eğer, yaşam sizi önüne alıp götürüverir çoğu zaman.

Bakmayın hep güzel şeyler yazdığıma.
Köy hayatı zordur hakikaten. Başka yazıların, başka anıların,bir kitabın konusu olacak belki onlar. Bugünü anlamak için sık sık geriye dönüp bakarım ben. Geriye dönüşlerim hep bu yüzden.

Adil, eşit, huzur dolu,baskısız, güvenli ve sağlıklı günlerde kalınız.

Sevgi ve saygılarımla..

Paylaş
Etiketler: 80li yıllarelektrikgaz lambası
Önceki Yazı

Ağız, Kulak, Yürek, İnsan…

Sonraki Yazı

Gâvurlar Niçin Torpilli Oluyor?

İncilay AKDENİZ

İncilay AKDENİZ

İstanbul ,Süreyyapaşa Sağlık Meslek Lisesi hemşirelik, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü lisans, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Tarih Bölümü lisans, aynı fakültenin Sosyoloji bölümünü lisans, Medya ve İletişim bölümü önlisans mezunuyum. Özel bir bankadan emekliyim. Tarih, toplum, doğa, insan, kitaplar, sahne sanatları( izleyici olarak), seyahat( kültür seyahatleri) özel ilgi alanım. Bence öğrenmek; yaşam boyu süren en güzel aktivitedir. Barışçıl, demokratik, her yönden ve herkes için eşitlikçi, çevreci, adil, ötekisiz/berikisiz, baskısız ve herkes için güvenli, aydınlık refah dolu yarınlar temennim. Üniversite öğrencisi tek çocuk sahibiyim.

İlişkili Yazılar

Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Göz Gördü Gönül Katlanmadı
Hasan TANRIVERDİ

Yavrularım Yanmasın

03 Aralık 2025
5k
Çiftçinin Çocuğu
Doğa-Çevre

Çiftçinin Çocuğu

02 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada

Gâvurlar Niçin Torpilli Oluyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap