Tiki Gençliği

Geçenlerde gündüz Ankara’da Kızılay’da, gecede Bahçelievler 7.caddede geziyordum. Bir an başka ülkedeyim sandım. Tabi Van’da bir ay görevde olmam nedeniyle daha büyük bir şehre geldiğimden dolayıdır diye düşünüyordum. Yanımda bayan ve erkek arkadaşlarım da vardı. Şakayla karışık onlara da sordum. Neredeyiz biz diye? Şaka olduğunu anladılar. Hollywood’da ya da başka bir ülkede olabiliriz. Dediler. Evet, merak ettiniz değilmi? Bu arkadaşımız ne söylemek istiyor diye? Konuya nasıl gireceğimi bilemiyorum. Ama son yıllarda dikkat ettiyseniz; toplumda giyimi ve konuşması tuhaf, kendini uzaylı gibi göstermeye çalışan bir gençlik türedi. Bunları araştırdım. Meğer bu gruba tiki gençliği deniyormuş.   

Peki, nedir bu tiki gençliği? Şöyle bir çevrenize bakın. İzlenimlerime sizde ulaştınız mı? Merak ediyorum doğrusu.

Türkiye’deki tiki gençliği; İstanbul kaynaklı, bireyleri ekonomik olarak üst sınıftan veya onlar gibi olmaya özenen gençlerden oluşan ve toplumda oldukça büyük antipati toplamış, kendine özgü dili ve pahalı, yabancı markalara dayalı, yüksek estetik kaygısı ile tanınan bir gençlik kültürü olarak tanımlarsak mübalağa olmaz. Genellikle İstanbul’da Bağdat Caddesi ve Akmerkez çevrelerinde ortaya çıkmış, sonrasında Türkiye’de özellikle büyük illerde genele yayıldıkları söylenmektedir.

Benim aslında bu gençlik grubuyla bir sorunum falan yok. Giyinişlerinin nasıl olduğunu eleştirmek istemiyorum. Herkes bu anlamda özgür ya! Ancak Tikilerin Türkçemizi kendilerine özgü kullanımı dolayısıyla güzel dilimizin bundan zarar görmesine aldırış etmeden duramıyorum. Bunların kullandıkları dil, neredeyse tiki kültürünün belirleyicisidir. Genel olarak, Amerikan aksanı ile Türkçe konuşulması, cümlelerin içinde İngilizce sözcüklerin kullanılması veya İngilizce söylenişlerin dilimize çevrilmesidir.

Mesela en bilinen örnekleri, çoğumuzun da duyduğu Oha falan oldumdur. Kaynağı İngilizcedeki I was like Oh My God’dır. Aynı şekilde I was like’ın dilimizde falan oldum şeklinde kullanılması bu dilin temelidir. Şok oldum falan yaniiiiiii, çok banelsinnn, diyoosuoon, böö geldi, hadi papaaay, tımaam maa bu gençliğin kullandıkları bazı uzaylı cümleleridir. Bunları konuşurken kullanmalarının yanında çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde yazarken de kullandıkları görülmektedir.

Popüler kültüre ve modaya fazlasıyla bağımlı olan tikiler, ekonomik güçlerinin de verdiği destekle olabildiğince pahalı giyinmeyi tercih ederler. Bunun için, Amerikan preppy gençliğin eğilimlerini izlerler. Türkiye genelindeki tikiler ise, Bağdat Caddesi çevresindeki tikileri örnek alarak giyinir ve oradaki modayı takip etmeye çalışırlar.

Giyindikleri mekânlar, genellikle Akmerkez ve Bağdat Caddesi civarındaki pahalı yabancı markaların mağazalarıdır. Bu markaları reklam olmasın diye vermeyi doğru bulmuyorum.

Bu gençlik aslında çok şey bildiğini zannetmektedir. Gündemden ve memlekette ne olup bittiğinden bihaber yaşamaktadırlar. Giyime, makyaja, modaya canı gibi önem veren, sıkıntıya gelemeyen, markadan başka bir şey bilmeyen, gece gündüz farklı olmak adına çok şatafatlı ve parıltılı giyinen, genel kültürlü gibi duran ama alakası olmayan, konuşacak bir şey bulamayacağınız, sevgiden, saygıdan uzak insanlardır bunlar.

Ben bu gruba özenen bir gençle tanıştım. O zamanlar böyle bir gruptan haberdar değildim. Sadece bu arkadaşın farklı olmaya çalıştığını düşünüyordum. Ama bu gün gördüm ki bu tür gençlik toplumda bir hayli fazla.

Ben bu tür insanlarla karşılaşınca şok oluyorum. Ne oluyor böyle bize? Hafızalarımızı şöyle bir yoklayalım. Bu gençlik grubu, Satanistler gibi ileride Ülkemiz için sıkıntı oluşturabilir. Hepimize bu anlamda çok büyük sorumluluk düşmektedir.

Genç neslin bireyleri gelecekte parlayan birer yıldız olarak yerlerini almaları için bunu çok önemli görüyorum. Unutmayalım ki ağaç yaş iken eğilir.

Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın (kültürün) müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik (uygulama) mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir. Mustafa Kemal Atatürk

Gençliğin ruhunu, işlemeyen bir tarla gibi kendi hâline bırakırsanız, orada ısırganlar, dikenler yetişir biter. Snellman

Gençliği iyiye yönelten, insanlığı iyiye yöneltir. G.Wilhelm Leibniz

 Not: Burada açıklanan bilgilerden bazıları internetten alınmıştır.