Mutluluk her şeye rağmen, acı reçeteyi tatmamaktır. Kolay değil sınırda da olsa özlenen mutluluğu yakalamak. Çünkü yakalayacağım derken, çizgiden uzaklaşmak da vardır. Böyle bir durumda acı reçete karşına çıkabilir.
Gün içinde, zaman problemiyle karşılaşırsın. Problemin boyutunu gündemden çıkartmak için şartlarına göre konuyu değerlendirmelisin.
Değerlendirmede konuya ne kadar yaklaştığını çözümlemelisin. Ayrıca karşındakinin de kabullenmesi, acaba pozitif yönde midir? Yoksa boşuna mı anlatıyorum, gibi bir kuşkuya kapılmamalısın. Arada tekrar anılarımla baş başa kalıyor ve onları öğrenme unsuru olarak kullanıyorum, demelisin.
Bazen de olay geçişlerinde hayallerimden kopuyorum. Hatta hayallerimin farklı yönlere saptığını gördüğünde üzülmemelisin.
Anılarla doğruya varılması gerekir. Dış görünüşe aldanıp taklit yoluna sürüklenmemeli. Anılarla rüya gibi yaşayıp hayallerde anlatmaya devam ediyorum. Böyle bir durum da beni yoruyor. Anılarla yorulmak, anlaşılmamak, daha da kırıcı oluyor. Onun için anıların devamlılığı söz konusu olmuyor.
Gözlerim mavi sularda, esintiyle oynaşan dalgada. Yüreğimin sancısına uyup düşlerimi mavi dalgalarda gözlemeye çalışıyorum. Bazen hayatın akışını ters algılıyor ve bazen de anılarımın, son bahara girmiş gül bahçesi gibi solduğunu gözlüyorum.
Anılarımı paylaşırken, çıkmaza sürüklendiğim de oluyor. Kapıyı açıp çıkıyorum sahaya. O topraklarda alabildiğine koşup oynuyorum. Küçük bir dokunuşla okula dönüyorum.
İnsanlar menfaatlerinin peşinde. Güçlü isen ön vermezler, güçsüzsen bir tekme de onlar atarlar. Anlaşamasın, kuşak farklılığı diyerek, uyumsuzluğu kabullenirler. Böylece anlaşamadığının bilinciyle hareketlerine dikkat etmek zorunda kalırsın.
Konuşmanı etkili hale getirecek ve düşüncenin etkisini kestireceksin. Düşüncenin yalnız sana ait olduğunu zannetmeyeceksin. Aynı düşünen gurupların olduğunu farkında olacaksın.
İnsanın, çektiği zorluğu bilecek ve gerçek gözüyle bakacaksın.
Hasan TANRIVERDİ