Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mustafa Nevruz SINACI

Objektif ve Reel Anlamda; Kuvvetler ve Dengeler

Mustafa Nevruz SINACI Yazar Mustafa Nevruz SINACI
29 Haziran 2010
Mustafa Nevruz SINACI
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Demokrasi rejiminin teminatı ve meşruiyetin temel şartı kuvvetler ayrılığıdır.
Genel politik bilimler ve geleneksel Türk idare sisteminde öne çıkan “medeni siyaset” kuramında kuvvetler: 1. Yasama (meclis/şura), 2.

Yürütme (icra/hükümet), 3. Yargı (adalet cihazı, hâkim ve savcılar), 4. Medya (yazılı/görsel/işitsel ve dijital), 5. Sivil Toplum (örgütlü kuruluşlar ve bireysel sorumluluk bağlamında yurttaşlar)

Tek başına “izafi bir kavram” olmaktan öte bir anlam ifade etmeyen devlet kavramı, bu uzuvlar vasıtasıyla vücut bulur, kurumlaşır ve şekillenir. Başta İsrail, ABD, çoğu AB ve bazı Arap ülkeleri gibi “çete devletleri” hariç olmak üzere; Vatandaşlar tarafından ‘insan için” kurulan, akil/ehil/erdemli, onurlu ve sorumlu insanlar tarafından yönetilen devletlerin olmazsa olmaz şartı, kesin kes kuvvetler ayrılığıdır.

Kuvvetler ayrılığı: Eğer ki, her bir erk/kuvvet kendi işini kendisi yapabilecek güce ve özgürlüğe sahip ise vardır. Aksi takdirde, böyle bir ilkenin varlığından bahsetmek siyasi etik dışı, düpedüz yalancılık, sahtekârlık ve mürailiktir. Olayı Türkiye özeline indirgediğimizde görüleceği üzere: Bu durumda, TBMM üzerinde sıkı bir parti kontrolüne gerek kalmayacağı gibi, “demokrasinin vazgeçilmez unsuru” siyasi partileri âdi birer şirket, sömürü aracı olarak kullanan ‘lider bozuntusu” keneler zuhur etmeyecektir. HSYK’da adalet bakanı ve müsteşarı bulunmadığı halde hükümetler, yargı darbesi yemeyeceklerinden emin olabileceklerdir…

Dolayısıyla, halkın “sosyal sözleşmeler” (anayasa, yasa, yönetmelik vs) gereği vücuda getirdiği örgütün ‘hukuk devleti’ olarak varlık, meşruiyet, güç ve ağırlığını sürdürebilmesinin olmazsa olmaz koşulu;, Objektif, eşit-adil hak, nevi-i şahsına münhasır özel hukuk ve orijinal esaslara göre kaim sağlam bir mevzuatın varlığı, yasalar karşısında yekdiğerine nazaran eşit ağırlık ve devamlılığın teminatıdır.

Bu durumda: (kuvvetler ayrılığı ilkesinin hâkim ve hükümferma olması halinde)

1. Yasama (Meclis/Şura); Namuslu, dürüst, onurlu ve sorumlu; vicdanı hür, irfanı hür yurttaşlardan terekküp ve teşekkül edebilir.
2. Yürütme; Hükmünü hikmetle yürütür, kul hakkını korur, hukukun üstünlüğünü hâkim kılar, ülkeye zenginlik, refah, barış ve mutluluk getirir, adalet ahlâkının banisi olabilir.

3. Yargı; Kolluk kuvvetlerinden hapishanelere kadar bilcümle sathı vatanda, her türlü hâl ve ahvalde hak/hukuk, adalet ve dürüstlükle kaim huzur, emniyet ve güven iklimi hâkim kılınır. Adalet özgür/tarafsız ve bağımsız biçimde tahakkuk eder, mülk’ün temeli olur.

Cumhurbaşkanı dâhil vekil, başbakan/bakan, genelkurmay başkanı, genel müdür, general ve memurlar “kanun önünde” eşit hale gelir.

Vekillerinin ‘kürsü masuniyeti’ ile hâkim ve savcıların “resmi vazife masuniyeti” hariç; Mevcut ve mer-i insanlık, etik ve hukuk dışı, “dokunulmazlık” denilen insanlık düşmanlığı kisvesinden eser kalmaz.

4. Medya: Bilumum tür, hitap/kapsama alanı, imkân ve kaynaklarıyla özgür, tarafsız ve bağımsız, şahsiyetli ve haysiyetli; Bütün Türk Milleti, bilim ve insanlık adına; halkın yanında yer almak dışında, kimseye “yandaş, yoldaş ve Candaş” olmayan;, Namuslu, dürüst, ilkeli, onurlu ve sorumlu unsurlar “beşinci kuvvet/MEDYA” bunun dışında kalan ve kula kul olan domuzlar ise sadece lânetli uşaklar ve halk düşmanlarıdırlar!…

5. Sivil toplum/özgür birey ve her biri bir devlet olan vatandaş:

Gerçekte en önemli kuvvet/erk halk;. Halk’a rağmen hüküm iddia, ifa ve icra etmeye kalkışmak gayrimeşru olmaktır. Burada meşruiyetin ilk şartı kesinlikle ve asla seçimle gelmek değil; Kuvvetler ayrılığı ilkesi bağlamında ‘hukuki tanım, konum ve duruma’ uygun olmaktır.

İşte Bu: Hiçbir çıkar, kazanç paylaşma ve gönüllülük dışında zorunlu aidat almaksızın faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve bizatihi onurlu/sorumlu bireyin görevidir. Görev: başta yasama/yürütme/yargı/medya olmak üzere; Devleti denetleme, kamu vicdanı ve adalet kurumu yoluyla sorgulama, yargılama ve icabında hasep sormaktır.

Siyasi partiler, sendikalar, meslek odaları ve kooperatifler kesinlikle STK değildir.

Kuvvetler Ayrılığı İlkesi ve Yargı Meşruiyeti

Yukarda açıklanan ve tanımlanan ilkeler her medeni devlette var olmak zorundadır.

Aksi taktirde, demokrasi, adalet-hukuk ve kuvvetler ayrılığı bahis konusu olamaz!..

Devlet içinde kuvvetler, birbirlerini denetlemek, kontrol ve takip etmek, dengelemek; aynı zamanda anayasa ve yasa karşısında eşit hak, yetki ve sorumluluğa sahip olmak zorunda ve durumundadır. Yasama, Yürütme ve Yargı terazide eşit ağırlığa sahip olmaz; Medya da yandaş, yoldaş ve Candaş unsurlardan oluşmak gibi, lânetli bir hale irca olursa; Ne cari sistem meşrudur ve nede, sistemin güncel banileri!..

Daha açık bir anlatımla:

Demokrasilerde yargı bağımsızlığı, nevi şahsına münhasır özgürlük/özerklik ve tarafsızlığından bahsedebilmek için yargının diğer iki demokratik erkten yani yasama ve yürütmeye eşdeğer meşruiyete sahip bulunması gerekmektedir.

Yoksa bu günün “Anayasa Mahkemesi ana muhalefet mahkemesi olmuştur” biçimi art niyetli ve eleştirel söylemler ile anayasaya açıkça meydan okuma tarzındaki polemiklerinden daha güçlü ardıl yargı sorunları bir anda rejimin kökten sorgulanmasına neden olabilir.

Bu ve benzeri beyanlar, tahrik ve hezeyanlar alenen suç teşkil etmesine, ceza yasası ve anayasaya göre soruşturmayı mucip olmasına rağmen dava konusu yapılmaz, yapılamaz ise yargı büyük bir baskı ve töhmet altında demektir.

Meşruiyet kaynakları demokrasilerde “halk desteği”, millet iradesinin ‘namuslu, dürüst ve demokratik’ seçimlerle devlet idaresine gelme önkoşulu olmakla birlikte, insan hak ve özgürlükleri gibi evrensel temel hukuk kavramları bazen çoğunluğun desteği Olmaksızın da meşruiyetin vazgeçilmezi olmaktadır.

Nitekim Anayasaların ortaya çıkışı ile devletin karşısında bireyin, yerli azınlıkların, dezavantajlı grupların korunmasına yönelik liberal demokrasi akımları ile mümkün olabildiği gerçektir. Yargının meşruiyetinin güçlü olarak desteklenmesi ve bağımsızlaştırılması ilk defa ABD’de jürili mahkemelerin kurulması ve Anayasa Mahkemesinin ortaya çıkışı ile başlamış, bu sistematik kıta Avrupa’sında da giderek yaygınlaşmıştır.

Meşruiyet kaynaklarını kuramsal, pozitif hukuk kapsamı dışında örf, adet, din, gelenek ve görenek kuralları ile tabana yaymak yürütme ve yasamanın görece “halka yakınlık” kozunu elinden alabileceği düşünülür. Ancak demokratik seçenekleri, çoğulculuğu, kişi hak, hukuk ve özgürlüklerini tamamen veya kısmen yok etmeye yönelik kavram ve kurumlaşmaların yasama ve yürütmenin karşısına çıkabilecek daha güçlü meşruiyet kaynakları bulabilmek oldukça zordur. Hatta bazen Irak’ta olduğu gibi istenmeyen gelişmelere veya Cezayir’de yaşandığı gibi tamamen totaliter bir dışa kapanmaya ya da Filistin’de olduğu gibi ortada bırakılmaya neden olabilmektedir. Eskiden Türkiye’de “Adalet Mülkün Temelidir” veciz sözü geçerli idi. Her nedense bugünlerde aynı veciz söz “Adalet Devletin Temelidir” şeklinde değişivermiştir.

Herkese normal gelebilir ama işin aslını/felsefesini bilenlere göre bu faşist bir tuzaktır.

Hem de demokrasinin devletle bireyin sözleşmesine dayandığını savunan liberallere atılmış bir goldür. Çünkü devlet bireyin mülkünün emniyetini sağlamak görevini üslenmiştir. Halbuki adaletin devlet elinde bir silah olması devletin bu ikili anlaşmayı bireylerin mülküne ve bütün kişilik haklarına tecavüzünü mazur gösteren bir yaklaşımdır. Yani; adaletin mülkün temeli olduğu doğru, ama devletin temelinde tecavüz ve zorbalık varsa adalet yoktur.

Anayasal meşruiyetin tahkimi için batılı ülkeler (Almanya, Fransa, İtalya, Macaristan vb) Anayasa Mahkeme üyelerini meclisin nitelikli çoğunluğu (2/3 gibi) ile seçmekte, Çünkü Cumhurbaşkanı, başbakan gibi yüksek makamlarda bulunanları yargılayabilmek için böylesi bir güçlü desteğe ihtiyaç duyulmaktadır. Nitelikli çoğunluk mahkemenin elini güçlendirirken yürütmenin oldubittilere başvurmasını önlemekte ve caydırmaktadır.

Tabii ki, yorum yapacak birçok kanaat önderimiz olmasına rağmen bu hassas konulara pek de girilmemesi çok düşündürücüdür. Demek gerek iktidar, gerek muhalefet, tıpkı yandaş, yoldaş, Candaş medya gibi ‘yandaş yargı’ hesaplarını da bir türlü bırakamamaktadırlar.

Paylaş
Etiketler: demokrası rejimihükümetsivil toplum
Önceki Yazı

Ne Yeri, Ne Zamanı…

Sonraki Yazı

Halk ve Hak İçin Bismillah… Merhaba!

Mustafa Nevruz SINACI

Mustafa Nevruz SINACI

İlişkili Yazılar

Mustafa Nevruz SINACI

GACETA OFICIAL Venezuella Aldatan Put

01 Mart 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Demokratlar Kulübü Derneği

30 Ocak 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi

26 Ocak 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Milli Dava “Vatan Kıbrıs” (ve KKTC) Yaşayacak Ve Mutlaka Yaşatılacaktır

25 Ocak 2017
5k
Sonraki Yazı

Halk ve Hak İçin Bismillah... Merhaba!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap