Bina pasta dilimi gibi olmuştu. Felaket büyüktü. Dokuz saat arayla yaşanan iki deprem, büyük yıkımdı. Yer sarsıntısı o derece idi ki sekiz katlı bir bina saniyede beton tozu haline gelmişti.
Felaket geniş bir sahayı kaplamıştı. On vilayet etkilenmiş ve yerle bir olmuştu. Şehirde nerede ise ayakta bina kalmamıştı.
Sivil kuruluşlar yollara düşmüş fakat asfalt yarılmış geçit vermez durumlar ortaya çıkmıştı. Yardım ekipleri yolları aşıp yardım için imkanlarını kullanamamıştı. Binlerce bina enkaz haline gelmişti. Şehirler gibi köyler de yerle bir olmuştu.
Köylere ulaşmak çok zordu. Çünkü kar geçit vermiyordu. Böylece köylüye yardım ulaşamıyordu. Felaketin boyutunu anlatmak ve nelerin olduğunu satırlara dökmek amacında değilim.
Felaketi televizyonlardan takip ediyorum. Gönlüm kurtarma ekipleriyle birlikte. Evde ayağımın üşümesi ve sıcak çorbanın aklıma gelmesine utandım. İnsanımız bu soğukta, betonun içinde canı pahasına direniyor. O kadar üzgünüm ki, iki gün burnum kanandı. Elden bir şey gelmiyor. Az demedik bir şeyler aldık gönderdik. Ama orada olup yardımı çok isterdim.
Depremzedelerin istekleri ve gözyaşları karşısında ağlamamak mümkün değildi. Çocukların kurtuluşuna sevindim. Yavrular betonların arasında nasıl durabildiler. Hayat üçgeni mi oluştu da ekmek ve su bulabildi.
Enkazın altından çok zorluklarla çıkarılan çocuk, saatler sonra açık havaya çıktığında sevincim tavan yaptı. Çocuk, kurtarıcılara; “YKS kitaplarım” dedi. YKS kitaplarım deyince, ayağa kalktım, ne kadar YKS kitabı basılmışsa sana göndereceğim. YKS kitaplarını göndereceğim, dedim.
Çok çalış bilgi sahibi ol ve anla. Anlayasın ki yarın sınavda, başarılı olasın ve çok iyi bir yeri kazanasın. Çok çalış ve mezun ol. Bu Millet senden, hukuk, adalet ve ahlaklı bir mühendis olmanı bekler. Yaptığın bina yarın çökmesin. Çökmesin ve hiçbir kimse korku içerisinde yaşamasın. Hiçbir kimse rant peşinde koşmasın.
Çok öğren ve anla ki doğruluktan ayrılmayasın.
Hasan TANRIVERDİ






















