2022 yılı hoşça kalınız, diyor.. Her şeye karşın 2023 yılından umutluyuz. Böylesi iyimserlik ancak masallarda olur, diyebilirsiniz. Dünyanın hemen her bölgesinde yaşanan olumsuzluklar, bir saman alevi kadar olan umutlarımıza yer bırakmıyor. Yine de insanların elinden umudu almak, kolay değildir.
Ateşi çalarak meydan okumasıyla ateşi teknoloji, bilgi ve uygarlık biçiminde insanlığa sunmasıyla tanınan Prometheus zekâsı ve insanlığın şampiyonu, ateşi çalmanın bedelinin ne olduğunu biliyordu. Son dönemde dilimizden düşmeyen o sözcüklerdeki gibi: “Mücadele edenler her zaman kazanamayabilir; ama kazananlar, daima mücadele edenlerdir!”
Acısıyla, tatlısıyla, iyisiyle, kötüsüyle, hüznüyle, mutluluğuyla koskoca bir yıl daha geride kaldı. Ancak geride kalan yalnızca koskoca bir yıl değil elbette…
Olumlu ya da olumsuz yaşadıklarımız da geride kaldı. Ne var ki 2022 ısrarla, durmadan olumsuzluğunu yürüttü. Her zaman olaylara büyük pencereden bakmak yerine yaşadıklarımızdan ders alabilmek önemlidir. Geçmişteki kayıplarımızdan aldığımız dersler, gelecekteki kazançlarımızın temelini oluşturmalıdır. Yoksa yaşamı boşa yaşıyormuşuz demektir.
Yeni yıl, yeni umutları da beraberinde getirsin istiyoruz. Ancak ayırdına varmaksızın ya da bilerek, yaşamımızda yenilikleri istediğimiz halde geçmişe takılıp kalabiliyoruz. Ne için? Kim için? Yalnızca kendi hırsımıza yenik düştüğümüz için, diyebilir miyiz? Geri adım atmamak için… Geri adım atınca ya da özeleştiride bulunduğumuzda sanki bu bir zayıflıkmış gibi algılanıyor.
Bu yıla kadar yaşamdan ne bekliyorum ya da yaşam bana ne verdi, diyenlerdenseniz, geç kalmış sayılmazsınız. Şimdi ben yaşama ne verdim, demenin tam zamanı!
2023 yılının en başta sağlık daha sonra ise kayıplarınızın az olduğu, kazançlarınızın çok olduğu, daha sonra kayıplarla sizi hüsrana uğratmayacak kazançlar olmasını diliyorum. Her şey dilediğiniz gibi olsun… Bu arada unutmayışım; her hoşça kal, aslında bir merhabadır.
Öyleyse ‘umut’, elimizde kalan belki de tek sözcük… Şair politikacı Bülent Ecevit ne güzel söylemiş: “Ben umudumu insanlığı küçülten çıkar hesaplarına bağlamıyorum. Ben umudumu insanlığı yücelten duygulara bağlıyorum.” Duygu yüklü umutlar, hiçbir zaman değerinden yitirmez.
Bu gelişmelerin ışığında, olumlu düşünmeyi aklımızdan çıkarmadan Nazım’ın dizelerini yollayarak yeni yılınızı kutluyorum.
“ ::::::::::
Tıraştan tıraşa yüzüne bak,
Unut yaşını
Koru kendini bitten,
Bir de bahar akşamlarından;
Bir de ekmeği
Son lokmasına dek yemeği,
Bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.
Bir de kim bilir,
Sevdiğin kadın sevmez olur,
Ufak bir iş deme,
Yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir,
İçerdeki adama.
İçerde gülü, bahçeyi düşünmek fena,
Dağları, deryaları düşünmek iyi.
Durup dinlenmeden yazmayı,
Bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana,
Bir de ayna dökmeyi.
Yani içerde on yıl, on beş yıl,
Daha da fazla hatta
Geçirilmez değil,
Geçirilir,
Kararmasın yeter ki
Sol memenin altındaki cevahir! ”
*
