AYDA’DA KİMSESİZLİK
Siyasetin tam da kendisi, gerçek siyasetimizin geleceğidir. Halk için, halkla birlikte, halk tarafından bir yerel politikası kaçınılmaz zorunluluktur.
Öz gücüne güvenmiş ve örgütlenmiş yerel yönetimler, sandık güvenliğinin de, salt seçime endekslenmeyen gelecek örgütlenmesinin de, yeni bir yaşamın adeta sigortasıdır.
Çünkü yaşadığımız hayat ve hayatın gerçekliliği giderek toplumun büyük bir çoğunluğuna sirayet eden kimsesizlik ve umutsuzluk hissiyatını ve nedenlerimizi birbirimize aktarabilsek bu cümlemize iyi gelecektir.
Böylece bir toplumsal tedavi gibi hissiyatımızı paylaşarak, yalnız olmadığımızı bilerek, yaralarımızı sarıp, mücadele enerjimizi toparlayabilirsek, kim bilir belki de ihtiyacımız olan, toplumsal uyanışımızı örgütlemiş oluruz.
Son çivisinin çakılması karşısında sessiz, sedasız kabullenme hali, hepimizi bir kez daha şoke etti.
Kimsesizlik hali ideolojik bir sonuçtur. Tam da böylesi dönemlerin merhemi ise ideolojidir.
İdeoloji bitti diyenlere ders adına. Cümlemize düşen görev sesiz sedasız oturup kahvelerde, gruplar halinde oturup çay içmek yerine, sokaklarda her insana dokunmak ve geleceğin karanlığını nasıl aydınlatacağımızı anlatmaktır.
Yerel yönetimler kimsesizlerin kimsesi olmak zorundadır.
Öyle ise hem bu kimsesizlik halinde hem de azgın bir şekilde üzerimize gelen ekonomik yangının içerisinde yerel yönetim politikaları salt bir hizmet etme yaklaşımı ile ele alınamamasını dileriz.
Demokrasi talebini dillendiren, yaşamı yeniden örgütleme kararlılığını gösteren ekonomik çöküş sürecinde dayanışmayı ve paylaşmayı organize eden, üretim odaklı bir yerel yönetim anlayışına ve programa şiddetle ihtiyaç vardır.
Rant yerine, değer kavramını gündeme getiren, halkına, kentine, mahallesine, kendine ve geleceğine değer veren, yaşananları değerli kılan değerli hissettiren bizleri birbirimiz ile buluşturan, hislerimize tercüman olan yerel yönetim anlayışına ihtiyacımız dünden daha fazladır. Yıllardır kamu sahillerimizi ve denizi savunmak için çağrılarımız sürüyor. Yaşadığımız alanlar kimsesiz değildir.
Bizler ülkemizde geleceğimizi göremiyoruz. Varsın asfalt dökmesin, ihtiyacım olan asfalt değil umut diyen sokak halkımızın sesi budur.
Süreç ve yaşam elimizden hızla kaymaktadır. Bunun önlenebilmesini yolu ve önceliğimiz, yaşadığımız alan sahip çıkmak. Rahat, kolay, yasaksız, huzurlu ve insanca yaşayabilmek adına, sosyal kültürel ve sanatsal ve ticari yaşamımızın güvencesi adına, turizm kenti mahallemizin ilçemizin getirim alanına dönüşmemesi adına, altyapı ve içme suyu sorunlarımızın kulak ardı edilmemesi adına; Umutsuzluğu umuda dönüştürmek ve önümüze yeni bir hikâye koymak siz yöneticilerin asli görevidir.
“Yerellik” ve “yerindelik” gibi temel bir politikayı esas alan ve daha önemlisi kentte yaşayan insanlara hizmetleri, orada nefes alanların, rızalığını da alarak ve eşit biçimde sunulmasını vazgeçilmez bir ilke olarak yüreğine yazanlara selam olun.
Bu yazıyı aynaya bakarak yazdık.
Sizler ’de aynaya bakmadan asla dışarı çıkmayın Ancak; Dünya yanarken da aynaya bakıp saç tarayanlardan olmayalım. “Aynayı tutum yüzüme, Halk göründü gözüme”.