Fena fillah…
Fani ile baki birlik olur ama birleşemez…hiçle ulu da yaratanla yaratılan da….alimle cahil de esma sahibi ile aynalar da…Şeriklik hiç olmadı olması da aklen mümkün değil…
Fena fillah…Tasavvuftaki en önemli kavramlardan biri olan fena, yokluk anlamına gelir. Bu mertebeye erişmek isteyen mutasavvıfların önce tövbe etmeleri ve dünya zevklerine tamamen sırt çevirmeleri gerekir. Çünkü sufi ve dervişlere göre Allah’tan başka bir varlık yoktur. Diğer tüm varlıklar O’nun birer tecellisinden ibarettir.
Fenafillah …bekabillah …Allahla birleşmek değil…Birlikteliktir…ve Seyr İlallah, Seyr Fillah ve Seyr Maallah duraklarından sonra gelir…
Muhyiddin İbn Arabi olmak üzere birçok sufi düşünür, dervişin fena mertebesinden sonra Beka’ya erişeceğine inanır…ve Beka ise yokluğu tattıktan sonra sonsuza kadar var olmak demektir. Bundan sonraki aşama ise ”varlık içinde varlık” anlamına gelen beka ender bekadır…
Evet…fenâ-bekā kelimelerini kullanarak bunları tarif eden ilk sûfînin Ebû Saîd el-Harrâz (ö. 277/890 [?]) olduğu anlaşılmaktadır. Ona göre fenâ kulun kulluğunu görmekten fâni olması, bekā ise ilâhî tecellileri temaşa etmekle bâki olmasıdır…Değişen varlıkların değişmezliğe erişmesi bu…Değişen varlık değişmeze dönüşemez…Değişmezle birleşemez…der akıl…Akla ters bir iddiadır bu…Nirvana düşüncesidir bu…Kur’an ve akıl…yokla var birleşmez der…değişenle değişmeyen birleşmez der…ama birlik olur…Yaratma esmasının da diğer esmalarında inkarıdır bu…El -Harraz iddiası Nirvana ile örtüşür ve bazı feylezofların iddiaları ile örtüşür ancak…ve esmanın inkarıdır…Esmaya sınır koymaktır…belirli bir zamanda yaratıcılığını gösterdi esmasını gösterdi Allah sonra esmasını yok etti yok edecek …gibi yorumlara da kapı açar bu iddia…o kapıları kapatalım…Adl sıfatı sınırlı zaman içinse ödül-ceza da sınırlı olur…cehennem de sınırlı olur cennette…ve benzeri iddialara kapı açar bu iddia…yani El-Harrazın iddiası…ve benzeri iddialar felsefede de var…
Ve yine …benzer iddalar var…İsmâil Hakkı Bursevî ölümü kırmızı, beyaz, yeşil ve siyah diye dörde ayırmış, birinciyi nefsin arzularını yerine getirmemek, ikinciyi aç kalarak mideyi öldürmek, üçüncüyü yamalı hırka giymek, dördüncüyü de halkın eza ve cefasına tahammül etmek şeklinde açıkladıktan sonra bu son halin fenâfillâh olduğunu, çünkü bütün fiillerin sevgilinin fiilinde yok olduğunu söylemiştir…bu iddia akla ve Kur’ana da uygun…
Evet…Fena konusunu farklı izah edenler var…bir çoğu akılla ve Kur’anla örüşüyor…mesela şu izah gibiler…”Fenâyı “ferdâniyyette fenâ, vahdâniyyette fenâ” olarak ikiye ayıran Necmeddîn-i Kübrâ irfanın muhabbeti, muhabbetin de fenâyı doğurduğu kanaatindedir. Ona göre Hallâc’ın “enelhak” dediği noktada helâk ile fenâ aynı anlamdadır (Tasavvufî Hayat, s. 119).
Aşık maşukunda yok olur…onun eylemlerinde halinde fikrinde zikrinde yok olur…ama zatında yokluk mümkün değil …Esmasında yok olur ama Allahın esmasının yok olması mümkün değil…Allahta değişmezlik özelliği vardır…değilse akıl ona ilah demez…Yaratılanla yaratan birleşmez ama birlikte olur…Şirk bile reddedilirken aynılık verme yaratnla yaradılana…Olmaz olsun o fena…Bu hedef terstir Kur’anın insana ve yaradılana koyduğu amaçla…Kul ol secdeli ol …Kur’an ve akıl…
Fenâ halini yaşayan sûfîler, başka insanlara tasavvufî hayatla ilgili olarak rehberlik yapabilmeleri açısından da ikiye ayrılmışlardır. Birinci zümre sürekli cezbe halinde bulunduğu için mürşid olamaz; ikinci zümre normal haldedir ve rehberlik yapma yetkisine sahiptir. Fenâ halinin sürekli olmadığını savunan sûfîlere göre ise kişi bekā haline geçmeden irşadla görevlendirilemez.
“La mevcude illah “de ama kulum secdeliyim son hedefim bu anlamına…Allah yarattığı ile aynileşti…Allah da değişti…veya yaratılan sınırsız değişti…ilahlığa erişti…anlamında bir iddada bulunma…Muhyiddin İbn Arabi de bu anlamda bir idda sahibi değil…sadece bazı feylezofler bu anlamda bir idda sahibiler…El-Harrazi de iddiasının bazı kapılara açılmasını bazı feylezoflarla örtüşmeden yanadır sanma…Allah değişmez de..yaradılanda ne kadar değişse de ilah olamaz de…Bazı kapılar kapanmalı fena ile ilgili iddialarımızda…
Evet…ey mutasavvıf…Yaratılan değişir ama ilah olmaz…Nirvana düşüncesine göre ise olur…





















