Allah El-Vafidir…Hallendin mi…
“Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır…”Eski insanlar vefalıydı …Şimdikiler “Ayran içtik ayrı düştük…”
Boşanmaları incele…Fakirlik mi boşanma sebebleri…hayır…sevgisizlik mi hayır saygısızlık mı hayır…Sadece vefasızlık…
Vefasızlık insanımıza tam musallat oldu zamanımızda ama Allah Adl sıfatlı…Şikâyetini Allah’a duyuran kadının , hz.Havlenin hadisesi… unutulmasın…ve Allahı hatırlatsın her zalim eşe…Allah her şeyden haberdar…Kadınlara yapılan haksızlık cahilliktendir…Kız çocuklarının diri diri gömülmesi…köleleştirme faizcilik müşrik hastalığıdır…
Evet…Allah her şeyden haberdar… Havle, kocasının kendisine zıhâr uyguladığı bir sahabe. Zıhâr ise, cahiliye örfüne dayanan ve kadın aleyhine büyük mağduriyetlere yol açan bir boşama şekli. Kocanın eşine “Sen bana annemin sırtı gibisin” sözüyle gerçekleşen bir olay, kadının eşine dönmesine de başka bir evlilik yapmasına da imkân tanımayan bir uygulamaydı. Kadını ortada bırakan bu cahiliye âdeti…
Hz Havle’nin durumu Hz. Peygamber’e bildirmesi, aldığı cevaptan memnun olmayınca da vazgeçmeyip şikâyetini Allah’a yapması neticesinde kaldırılmıştı.
Evet…Allah adl sıfatlıdır…Adaleti tecelli eder…Dünyada etmese eksik etse….ahirette tamamlanır…
Allah El-Vafidir…Hallendin mi…
Bir zamanlar bornovada görevliydim komşu evin yaşlı avcı köpeği aylarca inledi ve öldü…Veterinere götürülmesini öğütledim sahibine aldırış etmedi…Onca avlanmada o avcıya refakat etmiş ama ödülü terk ediliş olmuştu…Vicdansızlaştırır insanı vefasızlık…Ne hayvan sevgisi bırakır ne insan ne çocuk ne anne-baba…
Allah El-Vafidir…Hallendin mi…
Esma ile hallenmeyende vicdan yoktur tevazu yoktur…sabır yoktur…esma ile hallenmektir İslam …Esma ile hallenendir muhlis ve takvalı…bazıları takvanın kimde olduğu bilinmez der ama asılsız…”Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz…”sözü de eksik bir istatistiğe dayanıyor…esmaya hadimliğin kadardır imanın ve takvan…ruhbanlık takva değil…sahtekarlıktır…takvalı görülme gayretidir…
Allah El-Vafidir…Hallendin mi…
Allahın vasıflarıyla vasıflan…der Kur’an…”enel hak” diyen ilahlık ilanı yapmış olmaz…ama sınırsız bir hak bende derse sınırsızlık Allaha hastır ilahlık ilanı yapmış olur…veya sahibiyim bu vasfın derse ilahlık ilanı yapmış olur…çünkü sahiblik sadece Allaha hastır…yaratılan emanetçidir…
Aklı küçümseme…Anlamadım deme …Yalancısın…Allah El-Vafidir…Hallendin mi…Esmayı aklın okur esma ile hallen…der İslam itikadı…İşte soru işte cevap…
Aklı küçümseme…Vatandaş sormuş ..işte soru:
– Allah-ü teâlâ’nın varlığını, birliğini, sıfatlarını ve isimlerini akılla mı biliriz, vahiyle mi biliriz?
– Nereye kadar akılla biliriz, nereden sonara vahiyle bilebiliriz?
– Nereye kadar akılla biliriz, nereden sonara vahiyle bilebiliriz?
– Mesela, bir çiçeği Allah-ü teâlâ’nın yarattığını, akılla nereye kadar anlarız?
– Aklın vazifesi nereye kadardır?
– Vahiy olmadan, akıl nereye kadar iş görebilir?
– Nereden sonra vahyin ışığı, aciz kalan akla rehberlik yapar?
İşte cevap:
Aklı küçümseme… Akıl bir yere kadar…insan vahyin rehberliğiyle, Allah-ü teâlâ bu çiçeği yaratmıştır, deriz… Buna inanırız…
Aklı küçümseme…İmam Matüridiye‘ye göre peygamber gönderilmezse bile Allah’ı aklen bilmek gereklidir. Allah’ı bilmenin gerekliliğini idrak eden akıldır. Akıl tek başına Allah’ın varlığını ve bunun vacib oluşunu bilebilirse de peygamber gönderilmeden, Allah tarafından yapılması teklif edilen hükümleri tek başına bilemez…
Aklı küçümseme…Evet…İslam düşüncesinde gerek kelam alimleri gerekse filozoflar Allah’ın varlığını ve birliğini ispat konusunda hudus, nizam ve imkan delillerini önemli deliller olarak ileri sürmüşlerdir.
Aklı küçümseme…Mutezile mezhebi İslam akılcılığıdır… İslam’ın farklı nas ve öğretilerine tutarlı akli yorumlar getirerek İslâm’ın temel ilkelerini aklî bir temele oturttu…
Allah El-Vafidir…Hallendin mi…Çıkarcısın…ırkçısın enecisin…Bencilsin egoistsin zalimsin köleştiricisin sömürücüsün…Kavgacısın Kabilsin Karunsun Firavunsun sen de müşriksin…tevbe et…vefaya…nefsini arındır bu kirlerden…
Evet VEFA istanbulda bir semtin adı…Vefasizlaştık…baba vefasız ana vefasız evlad vefasız…vefasız ve nankör…ve şükürsüz…olduk
