Kışın başıma bakın ne gelmişti?
Bir kış sabahı karnıbahar gibi kat kat giyinip Gölcük’deki evimden ekmek almak için çıkmıştım.
Tam yolumun üzerinde gözüm bodur bir ağaca takılmıştı.
Bodur ağacın üzerinde kavuniçi renginde küçük küçük meyveleri de vardı. Büyülenmiş gibi ağacın yanına yaklaştım. Onu tanımıştım.
Edremit’in sahil kesimindeki evlerin bahçesini süsleyen KUMKUAT ağacının ta kendisiydi.
Bodur ağacın üzeri mısır patlağı gibi meyve doluydu. Maşallah, öyle çoktu ki, ağacın dibi de aynı meyvelerle kaplanmıştı.
Dallarından birkaç tane kopartıp yedim. Biraz da cebime doldurdum.
Açık alanda bulunan ağacın sahibi olabileceğini hiç düşünememiştim. Ta ki, arkamdan bir ses duyana kadar.
“Ne yapıyorsunuz siz?”
Sese başımı çevirdim. Bir kadınla küçük erkek bir erkek çocuğu bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı.
Avucumdaki turuncu rengindeki meyveleri onlara da uzattım.
“Alın siz de yiyin. Müthiş güzel bir tadı var. Kumkuatı burada görebileceğimi sanmıyordum…”
Çocuk kaşlarını çatarak ;
“Biliyorum. O bizim ağaç.” Demez mi!?
Utanmıştım.
“Ah öyle mi? Burası açık alan. Çevrili de olmayınca, sahipli olabileceğini düşünemedim. Özür dilerim.”
Annesi gülümsedi:
“Tamam. Sorun değil. Oğlumun ağacıdır. O büyüttü. Onu çok seviyor.”
“Harika. Tebrik ederim.”
Sonrada elimdeki meyveleri ikinci kez uzatıp ısrar ettim:
“Yesin ama. Onu hastalıktan korur kumkuat. Bakın meyveleri yere dökülüyor. Bende size ait olduğunu bilmeden yedim. Özlemişim bu tadı… Helal edin…”
Kadın gülümsedi:
“Tamam. Afiyet olsun.”
…
Bu harika tatlı meyve ağacını, balkonumda yetiştirmek için çekirdeklerini saksıma diktim.
3 ay geçti toprakta bir hareket yoktu. Bu sabah çiçeklerimi sulamak üzere gittiğimde yüzüm, nasıl ışıdı, bilseniz. Çünkü Kumkuatlarım filiz vermişti.
.
Size bu bitkiden biraz bahsetmek istiyorum.
…
Turunçgillerin akrabası olan mandalinadan küçük, ufacık bir meyve olan kumkuat, hafif limonu andıran şekli, olgunlaşınca iyice portakala benzeyen rengi ve ekşimtrak tadıyla tam bir melez meyvedir.
Haşk arasında Kamkat olarak bilinen çalı formunda bir bitkidir. Biçimi tıpkı limona, rengiyse tıpkı portakala benzer. Kokusu bergamotu andırır ve cilde temas bıraktığı koku uzun süre gitmez.
Anavatanı Doğu Asya ve Çin’de yetiştirilen kumkuat ülkemizde en çok, Akdeniz ikliminin hakim olduğu yerlerde ve Rize’de rastlanıyor. En güzel yanı ise evde yetiştirilebiliyor olmasıdır. Balkonunuzda bir saksının içinde kendi meyvenizi yetiştirebiliyorsunuz.
Her turunçgil gibi KUMKUAT da nefis bir C vitamini deposudur. Boyundan küçük haliyle bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.
C vitamini deposudur. Antioksidan özelliğine sahiptir.
Sindirim sisteminin düzenler. Ayrıca mide bulantısı, iştahsızlık ve hazımsızlık gibi sindirim sistemi sorunlarını tedavi eder.
İdrar söktürücüdür.
Yüksek oranlarda A, B1, B2 ve B3 vitaminleri de bulunduran kumkuat, sinir sistemini güçlendirmektedir.
Stres kaynaklı baş ağrısını geçirir.
Kumkuat, yüksek kolesterolü düşürerek kolesterol dengesi sağlar.
Yüksek tansiyonu tedavi eder.
İnanması güç olsa da içinde kalsiyum bulunduğundan, diş ve kemik sağlığı korur.
Antiseptik özellikler gösterebilen bu meyve mikropları öldürebildiğinden küçük çaplı besin zehirlenmeleri ya da böcek ısırmaları konusunda da iyileşme sürecine katkıda bulunuyor.
.
Sıfır kolestrole sahip 100 gram Kumkuat yediğinizde;
Kalori (kcal) 70
Toplam yağ 0,9 g
Doymuş Yağ 0,1 g
Çoklu Doymamış Yağ 0,2 g
Tekli Doymamış Yağ 0,2 g
Sodyum 10 mg
Potasyum 186 mg
Karbonhidrat 16 g
Diyet Lifi 7 g
Şeker 9 g
Protein 1,9 g
A Vitamini 290
IU C Vitamini 43,9 mg
Kalsiyum 62 mg
Dem
ir 0,9 mg
Magnezyum 20 mg vitaminlerini de birlikte almış olacaksınız.
.
Limon çekirdeğine benzeyen çekirdeğinden de türeyen bu meyveyi kabuğu ile yiyebilirsiniz. Farklı bir aroması olan kumkuatın tadı nefistir.
Benden söylemesi.
Emine Pişiren
