Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Anı / Günce

Ramazan Davulu

sukranca Yazar sukranca
12 Nisan 2021
Anı / Günce, Şükran GÜNAY
0
Ramazan Davulu
404
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kuşadası’na taşındığımız ilk yıl idi. Beşinci sınıf öğrencisiydim. Babam yine Ramazan Davulunu kiralamıştı. Beklenmedik bir şekilde annem hastalandı. Ayakları tutmaz oldu. Babam da onun arkasından yatağa düştü. Doktor adı bile geçmiyordu evde. Hâlâ düşünürüm; parasızlıktan mı, bilgisizlikten mi ya da yer yurt bilmemekten miydi yalnızlığımız?

Germencik’te evimiz hiç boş kalmazdı. Soframızda hep misafir olurdu. Kuşadası’nda ise yaban ellerde gibiydik başlangıçta. Bizi yeni yeni tanımaya başlayan komşulardan bazılarının ara sıra kapımızı çaldıklarını ve yemekler getirdiklerini hatırlıyorum.

Ağabeyim, İstanbul´a gitmişti artist olma sevdasıyla. Küçük erkek kardeşim üç yaşına yeni basmıştı. Annem babam çaresizdiler. “Şimdi ne olacak? Parayı kim toplayacak? Belediyeye borcumuzu nasıl ödeyeceğiz? Kim bize yardım eder? Davulcularla kim dolaşacak vb. şeklinde dertleniyorlardı.

“Ben dolaşırım baba” deyince irkildi ikisi de. “Olmaz!” dediler, ama ben ısrar ettim. Nasıl yapacağımı da anlattım. Babamın pantolonunu, ceketini, şapkasını giyip çıkacaktım. Uzun uzun tartışmalardan sonra kabul ettiler. Nasıl da sevinmiştim!

Davulcular gelmeden giyindim. Babamın da boyu kısa olduğu için kıyafetler aşağı yukarı uydu, fazlalıklarını ise kıvırıverdim, oldu bitti. Yok canım! Boy aynası nerde? Küçücük bir aynacık vardı evimizde. Uzun saçlarımı sakladığım şapkanın altında nasıl göründüğümü merak ederek bakmıştım. Nasıl olmuştum, nasıl görünüyordum pek de umurumda değildi.

Atatürk´ün şapkasına benzerdi babamın şapkaları. Kendimi kahraman gibi hissediyordum erkek kıyafetlerinin içinde. Aileme destek olacak, belediyeye olan borcumuzu çalışarak ödeyecektim. Nasıl olsa sahur vakti geçince eve gelecek ve okul vaktine kadar uyuyabilecektim. Şunun şurası bir aycık gibi bir zamandı.

Artık davulcularla ben çıkmaya başladım. Mani söylenen kapının karşısında bekliyor, açılan kapıdan uzanan ele elimi uzatarak, verilen parayı ya da emaneti hızla alıyordum. Verenin yüzüne bile bakmadan.  Bazen para, bazen tatlı bazen de el işlemesi mendil, havlu cinsi hediyeler veriyorlardı. O yıllarda el işleme sanatlarının önemi henüz kavranmış değildi. Şimdi olsa kimse vermez o güzelim el-işi çeyizlerini… Kırsal kesimi kastediyorum. O yıllarda İstanbul, Ankara, İzmir zengini ne durumda idi, onu bilemem tabii…

Bir gün, teneffüs zili çaldığında rahmetli sınıf öğretmenim Mithat Baysal; “Benimle gel kızım!” dedi. Birlikte müdür beyin (Reşat Özbek) yanına gittik. Öğretmenim, müdürümüzün bir işareti ile masanın yanındaki boş sandalyeye oturdu. İkisi de beni süzmeye başladılar. Sonra birbirlerine bakıştılar. Söze müdür bey başladı: “Kızım sen geceleri çalgıcılarla çıkıyormuşsun. Bu olmaz! Bugünden itibaren bunu sana yasaklıyoruz!” dedi sonra sözü öğretmenim aldı; “Yavrum! Olur mu öyle şey? Sen kız çocuğusun. Ya başına bir şey gelirse? Olmaz! Olmaz böyle şey! Annene babana yasak ettiler diye söyle.”

Sessizce ikisine bakıyordum. Bir ona bir diğerine. Sustuklarında ben konuştum. O zaman bizim eve siz bakarsınız dedim. Başladım anlatmaya bizim evin hallerini.

Annem babam yatalak, yerlerinden kalkamıyorlardı. Annemi arkama alarak, tuvalete nasıl indirdiğimi izaha çalıştım. Anneciğim, zar zor tuvalete kendisi gitmek istiyordu. Ama bacakları tutmuyordu. Altına lazımlık koyulmasını bir türlü istemiyordu. Çok temiz bir kadındı. Pişirdiği yenir, yıkadığı giyilirdi. Evinin içini düzenli ve tertemiz tutardı. Hasta olunca bütün iş bana düşmüştü. Yavrularını çok severdi. Kızının gece yarısı işe çıkmasına onun da gönlü yoktu. Çamaşırları evin bahçesinde, teknenin içinde nasıl yıkadığımı anlattım öğretmenime ve okul müdürümüze. Kimsemizin olmadığı anlaşılıyordu. Akrabalarımız geldiğimiz kasabamızda kalmışlardı. Eş dost henüz yeni taşındığımız bu deniz kasabasında yeterli değildi. Komşuların getirdiği bir tabak çorba ya da yemek çözüm değildi. Ve ben aileme destek olmalıydım. Neler saydım döktüm bilmiyorum. Bildiğim tek şey ve son sözüm yine aynıydı. Ben çalışmaz isem, bu bana yasak ise, aileme siz bakın dedim. İşte o an olan oldu. Her ikisi de ayağa kalktılar. Bana doğru yürüdüler. Meraklandım. Heyecanlandım. Şaşkın şaşkın bir ona bir diğerine bakmaya başladım. Birisi sağ, diğeri sol tarafıma geçti. Omuzlarımdan tutup, sözleşmiş gibi: “Aferin kızım! Sen kendini korumasını bilirsin! Ne biliyor ve neye inanıyorsan onu yap! Ailene de bizden çok selam söyle. Geçmiş olsun dileklerimizi ilet.” Müdür odasından çıktığım andaki huzurumu hâlâ unutamıyorum.

Bir ay geçmiş, Ramazan Bayramı gelmişti. Halamın kızının diktiği bir fistanım vardı. Mavi renk üzerine küçücük papatyacıklarla desenlenmiş o basma entarimi giydim. Eteği hemen hemen ayak bileklerime kadar uzundu. Annem saçlarımı ördü. Uçlarına beyaz kurdeleler taktı. Ayağıma  kısa beyaz renkli bir çorap giydirdi. Kırmızı renkli ayakkabılarımı da unutmam. Bayramlığım tamamlanmıştı. Artık babam sağlığına kavuşmuş, ayağa kalkmıştı.

Babam, ısrarlarıma dayanamadı. Bayramda benim onlarla birlikte dolaşmama izin verdi. Kapı kapı tüm sokakları üç gün içinde dolaştık. Elimde ısrarla tuttuğum bayrağımızı kimselere vermek istemedim. Yorulduğumu anlayan babam elimden almak istese de vermedim. Bayrağımızın altına çeşit çeşit yemeni, mendil, havlu ve çeşitli kumaşlar asıldıkça elimdeki sopa ağırlaşıyordu. Eve gidince onları tek tek açma sevincinin hayali ile güç buluyor, daha da bir hazla bayrağımızın sopasına sarılıyordum.

Üç gün olan Ramazan Bayramı sonunda, topladığımız tüm el işlemelerini bir bir gözden geçirdik. Annemle birlikte tek tek dürdük. Odanın köşesinde bulunan tahtadan sandığımızın içine özenle yerleştirdik. En sona ay yıldızlı, al fistanlı bayrağımız kalmıştı:

Babam, bayrağımızı iki elinin avuçlarının üstüne aldı. Annemin ve benim özenle dürüp katladığımız şeklini bozmadan, önce öptü ve sonra da yavaşça sandığın en üstüne koydu.

Mutluydu babam ve annem. Ben ise sevinçten uçuyordum adeta. Borcumuz yoktu. Evimizin kirası ödenmiş, tel dolabımız ise yiyeceklerle dolmuştu.

Paylaş
Etiketler: BAYRAKel işlememaniRamazan bayramıramazan davulu
Önceki Yazı

Öğretmen Çocuğun Yüreğine Dokunandır

Sonraki Yazı

From Monkey, To Monkey; El Cevap: Hiç

sukranca

sukranca

Şükran GÜNAY( Kuşadası) Aydın İli´nin Germencik Kazası´nda dünyaya geldi. Denizli Kız İlköğretmen Okulu´nu 1966/67 öğretim yılında bitirdi. 1967/1972 yılları arasında Köy İlkokul Öğretmeni ve Yönetici olarak çalıştı. 1972 yılının ağustos ayında Almanya´ya işçi olarak geldi. Halk okullarında Almanca öğrendi. 1975/1976 öğretim yılında çok sevdiği öğretmenlik mesleğine Nürnberg şehrinde yeniden başladı.. Sınıf öğretmeni, model sınıflarda kültür, Türkçe ve İslam Dersleri Öğretmeni olarak Nürnberg şehrinde, 6 yıllık bir Alman ilkokulunda görev yaptı. 2014 Yılının ağustos ayında emekli oldu 1990/1991 yıllarında, Anadolu Üniversitesi Eskişehir (A.Ö.) İktisat Fakültesi Lisans Diploması aldı. İki kızı, iki oğlu var. Şükran Günay´ın, Bavyera Öğretmenler Birliği (BLLV) Yabancı Öğretmenler temsilcisi, Nürnberg Türk Veliler Birliği Dernek Başkanlığı, Nürnberg Türk Dernekleri Koordinasyon Kurulu Eğitim Görevlisi olarak üstlendiği birçok sosyal faaliyetleri oldu . Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Merkezi Kütüphanesinde kullanılmak üzere ÇILGIN TÜRKLER / Turgut Özakman eserini (2006) bilgisayarında sesli okudu. Yetkililere CD olarak ulaştırdı. İSLAM´da KADININ ROLÜ, TÜRKİYE´de KADIN / Prof. Dr. BEYZA BİLGİN´in eserini yine aynı amaçla sesli okudu. ESERLERİ Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği(İLESAM) üyesidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün 100. yaş anısına (1981) DEVRİMLER isimli tiyatro eserini yazdı ve Nürnberg Langwasser Gemeinschaftshaus’da 2. sınıf öğrencileri ile sahneye koydu. Çeşitli Antolojilerde, yurt içi- yurt dışı yerel dergi ve gazetelerde şiirleri, öyküleri yayınlandı. Genel Ağ (İnternet) ortamında şiir, öykü ve denemeleri okurlarıyla buluştu. ‘’GELİYORLAR’’ öykü kitabı, Eylül 2009, İzmir Etki Yayınevi tarafından basıldı. eBook : https://edebiyatsensin.com/konular/kitaplar/ Hece ve serbest şiirleri basıma hazır bekliyor. Türk Dili ve Edebiyatı yolunda çalışmaları devam ediyor... Almanca ve İngilizce biliyor. Şükran Günay; ‘’Öğretmenim öğrenenim, öğrenmenin eşiğindeyim.’’ diyor.

İlişkili Yazılar

Dikkatlerim
Anı / Günce

Mikroskop

30 Kasım 2025
5k
Sonbaharda Aşk
Doğa-Çevre

Sonbaharda Aşk

12 Kasım 2025
5k
Onlar Avrupa’daki Türklerin Sesi
Ahmet SARGIN

Okul Yolunda Bir Canavar Gördüm?

12 Kasım 2025
5k
Her Kasımda Hallerim
Anma

Her Kasımda Hallerim

10 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı
From Monkey, To Monkey; El Cevap: Hiç

From Monkey, To Monkey; El Cevap: Hiç

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap