Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Ve Maalesef Keçileri Kaçırdık Biz!

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
17 Mart 2021
Hüseyin ERKAN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Sadece bir iyi vardır; bilgi…

Sadece bir kötü vardır; cehalet…

Sokrates

Kendimi bildim bileli on, on beş keçimiz vardı; 1940’lı, 50’li, 60’lı yıllarda Akseki’nin Gödene köyündeki evimizin hayatında. Biz “hayat” değil, “hayıt” derdik.

Yalnız bizim değil,  yaklaşık 120 hanenin her birinde… Ya üç, beş fazla; ya üç, beş eksik…

Yukarı mahallenin keçi sürüsünü çoban Tokuç Ahmet (Ahmet Ergüven) güderdi; aşağı mahalleninkini Çoban Hasan… (Hasan Keskin)

Keçinin bizim yaşamımızdaki değeri çok büyüktü.

“Niçin, koyun ya da sığır değil de keçi?” diyeceksiniz.

Toros sıradağlarının arasına sıkışmış bir köyde, kolay mı koyun beslemek; sığır beslemek? Arazi nerde, otlak nerde?

Keçi için bunların hiç mi hiç önemi yok… Kırlar, bayırlar, tepeler, dağlardır; onun yaşam kaynağı… Kedi gibi çevik bir hayvandır keçi. Çıkılamaz dediğiniz yere de çıkar; inilemez dediğiniz yere de iner. Akdeniz iklimine özgü maki denen kısa, bodur bitkiler, en sevdiği besindir onun.

Köyümüzde, istisnasız her evin, asıl geçim kaynağı keçi idi. Düşünüyorum da onun sütünü içtik hep, onun yoğurdunu yedik. Tereyağımız da ondandı, ayranımız da…

Dahası kentlilerin “lor peyniri” dediği “keş”imiz ve çökeleğimiz de…

Ve 12 yaşına kadar keçi etinden başka et yemedim ben. Kurban bayramlarımız da onlarla şenlenirdi; etlerinden yaptığımız kavurmaları katık olarak eklediğimiz yemeklerimiz de…

Attila İlhan, “Türkiye” adlı o çok güzel şiirinde:

“Türkiye, Türkiye, ekmeğim tuzum Türkiye!

 Omzumda mavzer, koynumda çevresin

 Ve kıl heybemde taze lor peyniri…”

der ya! Evet, bizim lor peynirimiz keçi sütünden olduğu gibi, kıl heybemiz de keçi kılından idi.

Yalnızca heybe değil, ince – kalın iplerimiz, küçük – büyük her türlü torbamız, çuvalımız, haralımız…  Ayrıca evlerimizde halı ve kilim yerine kullandığımız “çul”larımız da…

Unuttuklarım da vardır mutlaka. Bunlar benim aklıma ilk geliverenler…

Ya derisi, ya derisi?.. Keçimiz olmasaydı, neyden yapıp giyecektik çarığı?..

“Benim sâdık yârim kara topraktır.” diyen Âşık Veysel haklı; haklı da… Özellikle benim gibi Toroslar’da doğup büyümüş insanlar için, “Bizim ikinci sâdık yârimiz keçilerdir” desem, haksız mıyım?

Haklı mıyım, haksız mıyım; ona siz karar verin de, onca yararlandığımız keçilerimize karşı çok büyük haksızlık ettiğimizi söyleyeceğim ben. Neden mi?

Yıllarca, “ormanların düşmanı keçiler” diye anlatıldı halkımıza. Oysa ormana hiçbir zararı yoktu keçilerin. Aksine, keçilerin yalnızca yararı vardı ormana. Orman yangınlarını çıkaran keçiler miydi? Genç yaşlı demeden ormandaki ağaçları baltayla, hızarla kesenler onlar mıydı?

Ne yazık ki, var olmamızı borçlu olduğumuz keçilere karşı vefalı olamadık biz. Hiçbirimiz yeterince savunmadı onları. Ve maalesef kaçırdık keçileri! Elli, atmış yıl önce, yaklaşık 2 bin keçisi olan köyümde, büyüteçle arasanız 2 keçi bulamasınız şimdi. (1)

Bindiği dalı kesmekle övünen beyinsiz ve cahil insanların bütün suçunu ve günahını niçin keçilere yükledik; bilemiyorum. İş işten geçtikten sonra, “İlle de keçi yoğurdu!.. İlle de keçi peyniri!..” diyorlar şimdi.  Bulursanız alın, alırsanız yiyin!

Ya keçi eti?.. Yemeyen bilemez; onun lezzetini.

Keçi eti yemeye alışana başka etler hep yavan gelir.

Unuttuğum bir şey daha var: Gübresi… Evet ya! Keçi gübresiyle yetiştirdiğimiz domates, biber, patlıcan ve kabağın tadını arıyorum yıllardır.

Şimdi şimdi anladım; niçin bulamıyorum; o tadı.

Birçok değerli insanımıza olduğu gibi, o güzel hayvanlara da sahip çıkmadık, çıkamadık; ne yazık ki. “Ormanlarımızı keçiler yok ediyor.” iftirasına, sessiz kalarak bu suça ortak olduk hepimiz.

“Biz hep keçi eti yerdik. Bir keresinde babam, kasapta keçi eti bulamamış da koyun eti almış. Ailecek ishal olmuştuk hepimiz.” diye anlatan Aksekili yazar dostum emekli Cumhuriyet Başsavcısı Ali Rıza Cemeroğlu bile savunmadı; o suçsuz günahsız hayvanları.

Ötesini söylemeye gerek var mı?

Böyle bir konu seçmek aklıma nerden geldi; söyleyeyim artık:

Geçen ay, bir paket geldi postadan. Açıp baktım; bir takvim… Duvar takvimi… Ama bildiğiniz takvimlerden değil bu. Bir sanat takvimi… Tam adıyla söyleyeyim: “Mehmet Kapçak 2021 Yılı İkinci Sanat Takvimi”…

Mehmet Kapçak, tanıdığım bir ressam… Hem de 1961’de Dicle Öğretmen Okulu’ndaki öğrenciliğinden bu yana tanıdığım değerli bir eğitimci ressam…

Hayır, hayır, Aksekili değil O, Mardinli; Mazıdağlı… “İyi güzel de keçi ile ne ilgisi var; bu takvimin, bu ressamın?” diye sorarsınız, öyle mi? Söyleyeyim:

Bir yılda 12 ay var, değil mi? Ressamımız her ay için bir sayfa ayırmış. Her sayfanın üçte ikisine de renkli bir resim koymuş. Eşim Güler, her resme uzun uzun dikkatle baktıktan sonra:

“Neden her resimde, bir ya da birçok keçi var?” diye sordu.

Kızım da memnun ve mutlu bir gülümsemeyle,“Ne kadar güzel resimler bunlar böyle! Çok modern… Renkler harika! Babacık, sen ressam olsan, sanırım; ilk serginin teması aynen bu şekilde “Keçiler” olurdu. Bu ressam ya Aksekili, ya İbradılı olmalı.” dedi.

“Ressam Aksekili ve İbradılı olmadığı gibi Antalyalı da değil” dediğimde çok şaşırıp, “Nereli?” diye sordu merakla. Mardinli olduğunu öğrenince, “Tamam, şimdi oldu. Orada da boldur keçi” deyip en baştan bakmaya başladı resimlere.

Mehmet Kapçak’a, “Ben ve Akseki’deki ailem, varlığımızı keçilere borçluyuz. Onlarla birlikte geçti çocukluğum. Sütü, yoğurdu, çökeleği, ayranı… Dahası ayağımdaki çarığa kadar… Sen niçin seviyorsun keçileri bu kadar?” diye sormuştum da:

“Yok birbirimizden farkımız hocam. Al benden de o kadar!..” diye yanıtlamıştı.

İşyeriniz ya da evinizde, her ayın takvimi ile birlikte güzel bir tablo görmek ister misiniz? (2)

Ve benim gibi, siz de sever misiniz, keçileri?

Hüseyin Erkan

huseyinerkan.antalya@gmail.com

————————————————————————————————–

(1)  Yazıyı bilgisayara geçiren kızım Dilem Gözde, yukarıdaki o cümleyi okuduktan sonra, parantez açıp ne yazmış bakın: “Yapma babacık ya, yazıııkkk!!! Ne güzel hayvanlardı onlar. 1980’li yıllarda köye gittiğimizde, Hadiye teyzenin kızı Fadim’le dağlara gütmeye götürüyorduk; oğlak dediğimiz yavrularını.  Öyle sevimliler, öyle sevimlilerdi ki!.. Ve öyle de keyifliydi ki benim için. Keçiler ve oğlaklar yoksa, Gödene benim bildiğim köy değildir artık. Ama yine özledim evlerini, sokaklarını, insanlarını. Hele hele de o sevimli keçileri ve oğlaklarını…”

(2) Mehmet Kapçak: 2021 Yılı İkinci Sanat Takvimi, 

www.mehmetkapcak.com; (0505) 264 72 64

Paylaş
Etiketler: beş eksik…beş fazla; yaSadece bir iyi vardır;üçYa üç
Önceki Yazı

Allah Tek Güvenilecektir de Güvendiğini Teke indir. “La Mevcude”

Sonraki Yazı

Kalkınmanın Anahtarı Ekonomik Reform

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim

Sevdiğim Öğretmenelerimin Pek Çoğu Köy Enstitülü Hep

30 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Tam 107 Yıl Önce, Ne Diyor Ziya Gökalp?

23 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Hayvanlarımızla Birlikte Bir Aileyiz Biz

09 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Hüseyin ERKAN

En Büyük Eksikliğim

03 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

Kalkınmanın Anahtarı Ekonomik Reform

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap