Su kanalları, su kuyuları, su kemerleri, sarnıçlar, sebiller, çeşmeler… Suyu bize getiren su mekânlarından bazılarıdır. Hamamlar da bu mekânlarından biridir.
Hamamlar şehirleri şekillendiren öğelerden bir tanesi olduğu gibi günümüzde kültür mirası olarak da değerlendirilebilir.
Temizlik amaçlı olmalarının yansıra gelin olacak kızların görücüye çıkması gibi sosyal amaçla kullanıldıkları bilinen bir gerçektir. “Toplanma, eğlenme yerleridir. Sadece temizlik için kullanılan yerler değildir.”(1)
Dağ Hamamı, Üsküdar’ın Kuzguncuk semtinin üst tarafında, İcadiye Hamam Sokak üzerindedir. Dik bir yamaçta konumlanması nedeniyle “Dağ Hamamı” olarak isimlendirilmiştir. “Hamam, Nuh Kuyusu’nda sebil ve çeşmesi bulunan Şeyh-ül İslam Arif Hikmet Bey tarafından 1854 sonrasında Medine’de inşa ettirdiği kütüphanesine gelir getirmek üzere yaptırdığı bir vakıf eseridir. Hamam üzerinde yapım tarihi ve yaptıranına ilişkin bir kitabe yer almamaktadır.”(2)
Dağ Hamamı semtli tarafından yoğun bir şekilde kullanılmıştır ve hamamın çevresi sosyal düzeyi yüksek ailelerin tercih ettiği bir yer olma özelliği taşımıştır. “Hahambaşılık evlenme kaydı kütüklerinde meslek haneleri kütükleri de bu görüşü doğrulamaktadır.”(3)
Dağ Hamamı bu gün aslına uygun şekilde restore edilmiştir. Borularının yapıyı ısıttığı nostaljik sobası ve yemyeşil bahçesi ile öyle sevimli bir görüntüye sahiptir ki önünden geçenler fotoğraflamadan edemez.
Kaynakça:
(1)Zeynep Tarım Ertuğ, Osmanlı İstanbul’unda Gündelik Hayata Dair İzlenimler, İstanbul Kent ve Medeniyet, , Recep Bozdoğan, Nail Yılmaz, Aynur Can (Ed.), 2.Basım, İstanbul: Marmara Belediyeler Birliği Yayınları, 2010, s.107.
(2) Alidost Ertuğrul, XIX. Yüzyıl İstanbul Kentsel Dönüşümünde Üsküdar ve Koruma Sorunları, Doktora Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011. s.329.
(3)Naim A. Güleryüz(Katılımcı), Tarih İçinde İstanbul Uluslararası Sempozyumu 14-17.12.2010 Bildirileri, İstanbul: MTT Yayınları, 2011, s.3126.





















