Yüzünü görmediğin elini tutmadığın birine hayran olmak nasıl bir duygu acaba?
Bu sorunun cevabını kişilerin anlayacağı bir dille anlatmak ancak, anlatılacakların sonunu bitirmeden imansızdır.
Aklı kör inançtan, bilimi de dini bağnazlığından kurtarmadan, günün ağarmasını beklemek körlük olur. Tamda her karanlığı aydınlatacak bir ışık mutlaka doğacak derken; Doğu Anadolu lisesinden gelmiş, çok iyi dost olduğum kız arkadaşımla fakültenin kafeteryasında karşılaştığımda, adeta kendimi bir TIR’ın altında kalmış gibi hissetim. Çünkü giydiği simsiyah elbiselerin içinde sadece iki çift bal rengi gözünü görebilmek mümkündü. Onunla aynı dili konuşuyor ancak aynı dilden konuşamıyorduk.
Okula gidemediğim iki haftalık süre içinde benliğini suskunluğun ve karanlığın içine bırakmış ve kısaca özünden çıkarak ablaların yörüngesine girmişti. Onun bu hali beni adeta deliye cevirmiş ve günlerce ders çalışmadan, uykusuz halde divane gibi dolaşırken, yolum bir kitapçı dükkânına düşmüştü. Kitapları incelerken elime 475 sayfalık bir kitap ilişti. Söz konusu kitabın önsözünü okuduğum da bilimsel yönünün mükemmel olduğu, aynı zamanda çok sevdiğim iki yazar, Uğur Mumcu ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu tarafından kitabın yazarından övgüyle bahsedilmişti. Cebimdeki en son parayla kitabı aldığımı gibi arkadaşıma ulaştırarak, bütün dersleri bırakıp bu kitabı okuyup bitirmesini rica ettim.
İki ay sonra arkadaşım eski haline dönmüş olarak bana bir mektup uzattı.” Şu kısa sürede kafamda soru işaretleri bırakan bir konuda beni aydınlattığınız için değil, fakat araştırma yapmak, olaya olumu olduğu kadar olumsuz bakarak ve korkmadan sağlıklı bir senteze varmak hususunda yüreklendirdiğiniz için teşekkür ederim.
Sorgulamakta geç kalıp yozlaştığım için utanıyorum, övündüğüm mantığımın en azından eğitilmiş aklımın ve mesleğimin en belirgin niteliği olan, hayal gücümün suskunluğu için utanıyorum. O kitabı okuduğumda en çok hissettiğim duygu buydu. Kısaca sizden öğrendiğim şey uyanış oldun. Bana kadın olmayı sevdirdiğiniz için teşekkür ederim” diye biten, bu mektup aslı kitabın Yazar’ına gönderilmişti.
Yazdığı kitapları ve araştırmaları ile tıpkı ben örneği olduğu gibi, bir insanı baştan yaratan ve 8. Baskısı yapılmış olan o kitabın, tüm gelirleri ile başarılı kız öğrenciler okutulmakta olduğu bilemek beni o özel kişiye hayranlık duymaya itmişti. Biraz olsun tarihten haberi olan herkesin bildiği odur ki, hiç bir büyük sosyal değişiklik kadın mayası olmadan oluşmaz.
İlhan Arsel gibi aydınlarımız ve onun şeriat ve kadın adlı eseri, uyanışa vesile olacak ve her gün tanyeri yeryüzünü ve karanlık düşüncelerle boğuşanları aydınlatmaya devam edecektir.
Şükranlarımı sunuyorum sana
Süslemişti ömrümü çünkü sevgin
Değişimdi her şeye karşın
Her şeye karşı bir başkaldırıydı
Büyüklüktü ve bir çığırtkanlık
Yolumu ışıtan ve terbiye eden beni
Büyük bir törendi
Kalbimin köşesinde yaşayan…