Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Harika UFUK

Çekmecedeki Meyveler

Harika UFUK Yazar Harika UFUK
20 Haziran 2020
Harika UFUK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İstanbul’da oturuyorduk. Babamın Eminönü Postanesinde memur olması dolayısı ile ailece oraya yerleşmiştik. Zaman zaman anneannem de bir aylığına yanımıza geliyordu. Biz de şubat tatillerinde Adana’ya gidiyorduk. Babam çalıştığı için bizimle gelemiyordu. Babam,  Varan otobüs firmasından aynı hizadan dört kişilik yer alıyordu. Böylece annem biz evlatlarını kontrol altında tutabiliyordu. En büyüğümüz ablamdı, ilkokul ikinci sınıftaydı.

Eskiden İstanbul’dan Adana’ya direk otobüs yoktu ki hep Ankara aktarmalı oluyordu. Gecenin bir saatinde “Hadi, uyanın yavrularım, Ankara’ya geldik.” diyordu annem…  Biz dört kardeş uykulu gözlerle sendeleyerek iniyorduk otobüsten. Annem valizlerimizi Adana’ya gideceğimiz diğer otobüse yüklüyordu. Terminalde elimizi yüzümüzü yıkayıp biraz dinlendikten sonra aynı firmanın bizi Ankara’dan Adana’ya götürecek olan otobüsündeki koltuklarımıza yerleşiyorduk.

Eskiden otobüslerde bayan hostesler olurdu. Son derece güzel, şık, bakımlı ve genç bayanlardı bu hostesler. Çiklet, şeker, kolonya ikram ederlerdi. Bizi de çok severlerdi.  Bir keresinde torununa kocaman bir konuşan bebek alan dede ve nine vardı arkamızdaki koltukta oturuyorlardı. Hostes abla “Çocuğa da şeker alın.” diyince hepimiz çok gülmüştük. Bebek sahici gibiydi. Bu anımızı hiçbirimiz unutmadık. Adana’da bu olayı anneanneme de anlatmıştık gülerek…

Anneannemi de Adana’yı da çok seviyordum ama o büklüm büklüm yollar beni mahvediyordu. İstanbul- Adana veya Adana- İstanbul hattındaki her yolculuk benim için kâbus oluyordu. Tam çok şükür ki istifra etmeden idare ettim derken Torosların bükümlü yolları midemi alt üst ediyordu. Gülek Boğazını geçtikten sonra “Az kaldı kızım, biraz daha dayan.” diyordu annem… Ama ne mümkün! Otobüsün muavini naylon torbayı zor yetiştiriyordu bana… Çok utanıyordum ama elimde olmayan bir durumdu. Şeker Pınarı’nda mola verildiğinde elimi yüzümü yıkadıktan sonra dahi bir türlü kendime gelemiyordum.  Bu meşakkatli yolculuğun bir an önce bitmesi için dua ediyordum. O duaları anneannem bize öğretmişti. Henüz okul çağına girmemişken bizleri dizinin dibine oturtur, sabırla dua ve sure öğretirdi. O yaşta belleğime kazınan o duaları hiç unutmadım ve anneannemi her duamda hep rahmetle hatırlıyorum.

Adana’ya vardığımızda dedemden kalma evde anneannemle oturan o zamanlar bekâr olan Yaşar dayım bizi karşılıyordu. Bazen de Yaşar dayımın kalfası Ali Ağabey bizi karşılamaya gelirdi. Adana’ya varınca derin bir oh çekerdim. Hayatta en çok sevdiğim insan olan anneannemi göreceğim için adeta kanatlanırdım. Anneannem ile Osman dedem amca çocuklarıymış. Annem ortaokulda okurken babasını kaybetmiş. Kalp krizi ile gelen bu ani ölüm aileyi derinden sarsmış. Genç yaşında eşini kaybetmiş bu asil kadın paşa torunu imiş. Kilis’te aileden kalma bağları bahçeleri satarak iki evladını büyütmüş. Kızı (Annem) Adana Kız Lisesi’ni bitirir bitirmez çalışma hayatına atılmış. Oğluna da elektrik, elektronik hevesi olduğu için kızının da katkılarıyla dükkân açmış.

Dedemi hiç görmedim. Dede sevgisi nedir hiç bilmem ama bu mübarek kadın benim bütün hayatımın merkeziydi. Beş vakit abdestinde namazında bir kadındı. Fedakârdı. Evlatlarını, torunlarını canından çok severdi. Yalan nedir bilmezdi. Kıvırmadan, eğip bükmeden konuşurdu. İki yüzlülükten uzaktı. Kimseye yaranma kaygısı yoktu. Hayatımda örnek aldığım ilk insan odur.

Anneannem namaz kılarken ben de seccadesinin yanında yerimi alırdım. Onu taklit etmeye çalışırdım. Hangi duaları okuduğunu bilmediğimden ben de dudaklarımı oynatırdım. Onunla beraber secdeye kapanıp onunla beraber kalkardım. Onun yüzüne dikkatlice bakmam onu güldürürdü. “Namazım bozuldu Emel şu kızını yanımdan al.“ diye beni anneme tatlı tatlı gülerek şikâyet ederdi ama hiç azarlamazdı. Ben ondan tek kötü söz duymadım. Ses tonunu yükselttiğine de rastlamadım.

Onu hiç boş otururken görmedim. Yünden veya orlondan şal işlerdi. Bazen de şimdi peçvörk dedikleri parçalı bohçalardan dikerdi ya da dikilen elbiselerden artan yeni kumaş parçalarını ince ince keserdi.  Renkleri uygun olacak şekilde birbirlerine dikip bir ip haline getirirdi. Bunlar kocaman toplar haline getirildikten sonra yolluk dokuyanlara götürürlerdi.  Anneannem iğneyi yere düşürdüğünde beni çağırırdı: “Senin gözün çok iyi görür. İğnemi bulur musun?” derdi. Anında bulurdum yerde ışıldayan dikiş iğnesini. Anneannemin yanına otururdum, ona kendimce yardım ederdim.

Yıllar böylece geçti. Dayım evlendi ve anneannemle aynı evde oturmaya devam etti. Anneannemin tek kızı olan anneme özlemi dinmiyordu. Yüksek tansiyon sorunu vardı. O da yetmezmiş gibi göz tansiyonu da çıkmıştı. Gözlerini kaybetmişti bu yüzden. Anneme: “Kızım, ölüp gideceğim. Cenazeme bile yetişemeyeceksin.” diyince annemin isteği üzerine babam annemi kırmadı ve tayinini Adana’ya istedi. Annem bana hamileyken sonradan yıllarca oturduğumuz evimiz yaptırılmış. Biz İstanbul’da iken evimiz kiradaydı. Adana’ya döneceğimiz zaman kiracımızı evimizden çıkartmıştık. Biz de anneannemden bir sokak ilerideki mülk evimize yerleşmiştik.

Her fırsatta anneannemi görmeye gidiyorduk. Kız kardeşim Yasemin, günebakan çekirdeğini çok seviyordu. “Nine para ver, çekirdek alacağım. Yirmi beş kuruş ver, yirmi beş kuruşun yoksa on kuruş ver. ” diyordu. Kardeşimin istediği parayı ona veriyordu, o da bakkala bir külah çekirdek almaya gidiyordu.

Oldum olası meyveyi çok severim. Akşam yemeğinden sonra dayımın odasına getirdiği meyveleri ninem pek yemiyormuş, başucundaki ceviz komedinin çekmecesine koyuyormuş. Meyveyi sevdiğimi bildiği için ninem her gittiğimde bana çekmeceden meyveler çıkarıp veriyordu. Ben de büyük bir iştahla yiyordum. “Kızım, öğretmen ol. Ben öğretmenlere hayranım.” diyordu. Ben de elmamdan koca bir ısırık alıp “Bana ne ben öğretmen olmayacağım.” diye itiraz ediyordum.

İstanbul’dan Adana’ya yerleşmemizden birkaç ay sonra 4 Aralık günü anneannem hayata gözlerini kapadı. O güne kadar ölüm nedir bilmiyordum. Arkadaşlarımın “Ninem öldü, dedem öldü.” sözlerinin ne anlama geldiğinin bile farkında değildim. Anneannemin ölümü bir tokat gibi minik yüreğimde patladı. En sevdiğim insanı kaybederek tattım bu acıyı… Onu bir daha görememek fikri kabullenilemez bir gerçekti.

Anneannem öldükten sonra da çok gittim dayımla yengemin oturmaya devam ettiği eve. Emine yengem beni çok seviyordu. Bana her zaman olduğu gibi çok da iyi davranıyordu. Pişirdiği muhallebilerden, sütlaçlardan ikram ediyordu. Meyve de çıkarıyordu yemem için ama ne ikram ederse etsin hiçbirinde çekmecedeki meyvelerin tadı yoktu.

Keşke yine İstanbul’dan Adana’ya yaptığımız o yorucu yolculuklarımız olsaydı da ninem sağ olsaydı. Ah keşke öğretmen olduğumu görebilseydi. Onu inatla kızdırmaya çalıştığım “Öğretmen olmam ben!” sözümden pişmanlık duyduğumu söyleyebilseydim! Hatta onun ruhunu şad etmek için öğretmen olduğumu da haykırabilseydim! Keşke… Keşke… Keşke…

Harika Ufuk

Adana

08.04.2019

Saat:16.40

Paylaş
Etiketler: anılarannembabamÇekmeceharika ufukmeyveler
Önceki Yazı

Evde Kal Türkiye

Sonraki Yazı

Kıdem Tazminatı Kalkıyor mu?

Harika UFUK

Harika UFUK

İlişkili Yazılar

Gerçek Aşk
Edebiyat

Gerçek Aşk

11 Şubat 2025
5k
Doğuştan Şair Milletiz
Edebiyat

Doğuştan Şair Milletiz

10 Şubat 2025
5k
Adana Tren İstasyonu
Anı / Günce

Adana Tren İstasyonu

08 Şubat 2025
5k
Ömrümce Unutamayacağım Tek Gün
Anma

Ömrümce Unutamayacağım Tek Gün

07 Şubat 2025
5k
Sonraki Yazı

Kıdem Tazminatı Kalkıyor mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap