Yeni bir kelimeyle tanıştık. PANDEMİ; dünyada birden fazla ülkede veya kıtada, çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel isimdir. Bu pandemi dünya tarihinde yeni bir dönemin başlangıcına sebep olacak. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından ilan edilen Pandemi için ”Küresel eylem şart” çıkan virüsün insandan insana kolay bir şekilde hızlıca yayılıyor olması önemli kriter.
Dünya değişiyor. İsmini yeni duyduğumuz virüsün varlığından korkarak kendimizi izole etmeye çalışıyoruz. Camiye her gün gelin derken, şimdi Koronadan dolayı gelmeyin deniliyor. Kanallarda çok konuşanlar susuyor. Elâzığ depremine maruz kalanlar evde kalsalar mı acaba diye düşünürken, hayatımız alt üst oldu. İptal edilen siparişler, yatırımlar, projeler ve maddi olarak kocaman bir boşluk içine düştük. Diğer ülkelere göre iyi gidiyoruz. Bütün bunlar yaşanırken paradoks Korona virüsü salgınında ‘Kanal İstanbul’ ihalesi! Türkiye zor günler geçirirken ne bu telaş. Koyun, can ve kasap misali yani. İşini kaybeden, işten ücretsiz izinle çıkarılanlar ve maalesef Koronayı fırsat bilip borcunu ödemeyen, evine ekmek götüremeyen gelecek endişesine düşmüş insanlara destek olmayı düşünmek gerekmez mi? Sektörün bir çoğu kepenk indirdi. Yarınları göremiyoruz. Sağlık, eğitim ve toplumun geçimi için gelir ayrılmalı. Ciddi bir süreçten geçiyoruz.
Benim sesim nereye kadar ulaşır orasını bilemem! Sadece naçizane isteklerim olacak;
Bu işler çözülene kadar siyaseti sokmayın. Gün ayrıştırma günü değil, elbirliğiyle mücadele günü.
Fırsatçılara lütfen izin vermeyin.
Yardımlar yapılırken herkese eşit ölçüde yapılsın.
Her şeyi bilimle çözülüp, parayla kurtaracağımızı sanıyoruz. Bana bir şey olmaz felsefesiyle hareket ediyoruz. Büyük bir çaresizlik ve kaderciliğe kendimizi teslim ettik. Lokal olarak birbirimizden uzaklaşıyoruz.
Kendimizi adadığımız tüm sistemleri, iletişim, öğrenme biçimleri hepsi dönüşecek. İnsan hayatı mutasyona uğradı. Görmezden gelip halının altına süpürdüğümüz su, doğa felaketi, depremler, tsunamiler yani iklim krizleri Büyük bir “Küresel paradoks” içine girdik. Artık değişmemiz gerekiyor…
