Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ömer Sabri KURŞUN

Gül ile Bülbül

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
27 Şubat 2020
Ömer Sabri KURŞUN
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Gün/aydın dostlarım…

Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…

Gül ile Bülbül

Güle dair söylenmedik söz kalmış mıdır acaba? Herhalde vardır, “Gök kubbenin altında söylenmedik söz yoktur” dense de.
Hadi bir deneyelim.

Bülbül’ün güle olan aşkını biliyorsunuz. Bu aşkı sayısız şekilde anlayan, anlatan vardır. Yüzlerce “Gül ile Bülbül” hikâyesi yazılmıştır.
Bende çok yazdım ve dahi okudum Gül/bülbül ya da yalnızca gül yahut bülbül.
Bunca yıl yaşamım içerisinde ne kadar okudum ne kadar yazdım hesabını kendime bile veremem. Var olan sesin ilahi hükmü tecelli etti mi kaleme, kalem yazıyor bilip bilmeden işte…

Haydi dostlarım; okuduklarımdan ben de bir tanede ben yazayım bari bakalım Gül ve bülbülün şu bitmeyen tecellisi ne imiş bir kez daha saâdet edelim onlara…

Bülbül gülün dikenleri bağrını kanatsa da onun incecik zarif dallarına konup bir tomurcuğa yalvarmaya başlar. Yüzünü kapatan peçeyi kaldırsın, Bülbül onu dünya gözüyle bir defa görsün yeter. Ölse bile artık gam değil. Yalvarışları gece yarısından sonra feryada dönüşür. Gözlerinden sel gibi yaşlar boşanmaktadır. Gün doğumundan önce bu yaşlara kan karışmaya başlar. Yalancı şafakta artık gözyaşları tükenmiş olan Bülbül’ün sesi kısılmış, dizinde derman kalmamış, yüz yerinde yüz yara kanamakta, gözünden dökülen kanlar artık açılmaya başlayan goncanın üzerine damlamaktadır.
Önce bir koku yayılır, duyanı kendinden geçirir. Sonra o gonca Bülbül’ün kanıyla sulana sulana açıverir.
Güneşin ilk ışıklarıyla gül dile gelir:
– İşte ben. Karşındayım. Vuslat zamanıdır. Ne dersiniz? Acaba Bülbül bu manzarayı görmüş, bu kokuyu duymuş mudur?
Gelenekten gelen kadim bir musiki “Heyhat” demektedir. Bülbül son nefesini vermiş vuslat mahşere kalmıştır.

Belki bu yüzden tüm halk hikâyelerimiz içinde sadece birinde (Âşık Garip) sevgililer birbirine kavuşur.
Dinî-tasavvufî edebiyatımızda gül Cenab-ı Hakk’ın birliğini (Vahdet) temsil eder. Ayrıca Hz. Peygamber’in kendisi, teri, ter kokusu da gül ile ifade edilir.
“Güle versin bâğban gülzârı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâre su”
Fuzuli

Ayrıca dîvân şâirimiz Fuzûlî, Su Kasîdesi’ni bir okuyun anlamına bir bakın:
“Suya versün bağbân gülzârı zahmet çekmesün,
Bir gül açılmaz yüzün tek verse min gülzâre su.”
(Bahçıvan, gül bahçesini sele vermek için boşuna yorulmasın;
Çünkü bin gül bahçesine su verse de Senin yüzün gibi bir gül açılmaz.)
diye O “Gül”ün dünyaya bir kere geleceğini, bahçıvanın bin gül bahçesini sulayıp sele verse dahi O’nun yüzü gibi bir gül açılmayacağını en lâtif bir biçimde ifâde ediyor.

Başkaları gülü bir çiçek diye sever belki de… Ama biz, gülü “Gül” olduğu için severiz. Bizim için; gül sevgilidir, gül güzelliktir, gül coşkudur. Gül, esmânın eşyâya tecellîsinin esrârıdır. Gül aşktır, gül sevinçtir, gülbahar muştusudur. Gül, ezelle ebed arasındaki bütün zamanların “En Güzeli”nden yansımalar taşıdığı için güzeldir.
Ve katmer gül; rengini şehit kanından, kokusunu Efendimiz(s.a.v.)’in mübârek teninden aldığı için çiçekler sultânıdır. Bu sebeple olsa gerek; “Gül” kokusuyla kendimizden geçeriz, gideriz bir başka âleme… Yol buluruz Mâverâ’ya… Biz; güle, gülistanda açan katmer güllere, “Peygamberlik Gülzârının Eşsiz Gülü”nün remzi olduğu için vurgunuz. Gülü her kokladığımızda salâvât getiririz, O’nun terinin kokusundan bir zerreyi teneffüs ettiğimizden…
“Gül”ü târife ne hâcet; “Gül”, Sevdâyı Muhammedî’dir. “Gül”ün sevdâsı kalbimizin hafî tepelerinde, ahfâ zirvelerinde sancak açmıştır. Ve bizler, gönlü gülşen olan insanlara meftûn oluruz, “Kâinâtın Solmayan Gülü”nün aşkıyla… Gün gelir, gözyaşıyla gül sularız. Bir gül için bin dikene su veririz; biliriz ki, güllerin içinde diken yoktur, dikenler içinde gül vardır…”

Tarikat taçlarının üstüne dikilen ve çuha üzerine işlenen şekillere de gül denilmiştir ki, her tarikat tacının gülü ayrı biçimdedir. Rufaî dervişleri zikir sırasında vecde gelip iki karış uzunluğunda kıpkızıl hale gelmiş bir demiri yalayarak soğuturlar ki buna da gül denir.
Menşei doğu olan bu muhteşem çiçek tüm şark sanatlarını baştan başa kuşatmıştır.
İslamî muhteva kazanması ile beraber kumaşlardan mezar taşlarına, tezhibli kitap sahifelerinden minberlere, mihraplara, kılıç kabzasından şeyhin kavuğuna kadar medeniyetimizin mimarisine ve bütün unsurlarına sinmiştir.

Müslüman Türk’ün bütün hayatı gül açmakta, gül kokmaktadır.
Divan edebiyatımızı bir baştan bir başa fethetmiştir. Bütün çiçekler ona biat eder bu sebeple “sultan”dır.
Bahar “gül mevsimi” diye anılır. Açılması, yiyip, içme, işret ve eğlence zamanının geldiğini müjdeler.
Bu sebeple “gülmek” fiili ile irtibatlıdır.
“Sen neredeki güler isen nev-bahar olur
Ben neredeki ağlar isem lâle-zar olur”
Ahmet Paşa

Kısa ömürlü oluşu ile yakıp geçen aşklar, dünya hayatı, ömür ifade edilir. Kırmızı gül aşk ve sevinç, ak gül murat ve ümit, siyah gül kötü kader ve ölüm karşılığıdır.
Elbette ki Divan edebiyatında en çok “sevgili” sembolü olarak kullanılır.
“Gülüm şöyle gülüm böyle demektir yare mutadım
Seni ey gül sever canım ki cânane hitabımsın”
Nedim

Batı tesirine giren Türk edebiyatında güle yeni mânalar yüklenir. Namık Kemal bir kadına benzettiği “Vatan” şiirinde “yeni açmış güle” benzetir onu.
“Feminin rengi aksedip tenine
Yeni açmış güle misal olmuş”

Mistik açıdan Abdülhak Hamid, romantik ilhamlar ile Recaizade Ekrem, kaybedilmiş bir saadet timsali olarak Cenab Şahabeddin, bir ıstırap kaynağı diye Ahmet Haşim, medeniyetimizin tüm âhengini yüklenen bir remiz olarak Yahya Kemal gülden vazgeçemezler:
“Onlar ki bu güller tutuşturan bahçededirler
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler”
Yahya Kemal

Güle dair söylenmiş ve söylenecek o kadar söz var ki, siz en iyisi Beşir Ayvazoğlu’nun ‘Güller Kitabını alıp okuyun. Bakın nasıl düşündürür, nasıl yazdırır, var olan sesin hükmü kaleminize…

Yazımı hitâma erdirirken; “En Güzele yâr olup, güle gönülden bağlananlara bütün kalbimle aşk u niyâz ediyorum…
Aşk olsun!.. Aşkınız Cemâl olsun!.. Cemâliniz nûr olsun!.. Nûrunuz ayn olsun!..
Ömür takvimimizin nihai yaprağı düşerken; son nefesteki son sözümüz ve ebedî hayatın giriş kapısındaki ilk sözümüz Kelime-i Şahâdet olsun…

Huzur, umut ve gerçek sevgi gönül sofranızın baş tacı gül olsun… Sevin hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Karanlıktan aydınlığa, sancıyla doğan gününüze selam olsun… Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbet gönderiyorum…

#öskurşun

Paylaş
Etiketler: Abdülhak HamidDinî-tasavvufîGül ile Bülbülgülün dikenlerikadim bir musikilâle-zarnev-baharrecaizade ekremromantik ilhamlarTarikat taçlarınınYahya KemalYalancı şafakta
Önceki Yazı

Rahmet Pınarlarından Destinizi Doldurun

Sonraki Yazı

Sokak Lambaları

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Hayat
Edebiyat

Hayat

21 Şubat 2025
5k
Sadaka Taşı
Eğitim & Kültür

Sadaka Taşı

20 Şubat 2025
5k
Bir Anne
Edebiyat

Bir Anne

19 Şubat 2025
5k
Hayat ve Paylaşmak
Edebiyat

Hayat ve Paylaşmak

18 Şubat 2025
5k
Sonraki Yazı

Sokak Lambaları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap