Tahammülsüzlüğün Çarşafla Sembolleşen Parçalanışı

Setredilmeyen Tahammülsüzlüğün Çarşafla Sembolleşen Parçalanışı

Mersinde çarşaf yırtan kadınlarımızın görüntüleri herkesi ve daha çok bunu bir açılım heyecanıyla takdim eden CHP lileri farklı duygulara zorladığı kesin.
Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu her zamankinden daha fazla dikkatli davranmak gerektiği vurgusuyla bu eylemin bir provokasyon olduğunu açıklamaya çalıştı.

Bu bir provokasyon değil. Başkalarını takiyecilikle suçlayan partilerinin kısmi ekserisinin lisanı halleri.

Son dönemlerde keskinleşen siyasetin dili ve daha çok siyasetin solunda yer bulan ötekini düşman görme duygusu bu yaşananların aslında çok da sürpriz görülecek türden olaylar olmadığını açıkça ortaya koyabiliyor.

Geçen yıl Nabi Yağcı Tarafa verdiği röportajda sol seçmeni anlatırken yaptığı tespit bu bakımdan çok önemli:

‘’CHP’nin oyları öyle söylenildiği gibi teşkilatların iyi çalışmasından çok Ergenekon örgütünün yedi yıldır iyi çalışmasının sonucunda arttı ve kemikleşti. Görülüyor ki, Ergenekon gerçekten çok iyi çalışmış ve bu oyu kemikleştirmiş. Ergenekon’la ilgili gerçekler özellikle ikinci iddianameyle ortaya çıktığı halde bu tabanın Ergenekon’a hâlâ “acaba?” dememesi ve Ergenekon’un avukatı olduğunu iddia edenin partisine oy vermesi çok düşündürücü. Burada kemikleşmiş, taraf olmuş bir taban var. Türkiye’nin AB yolunda ilerlemesi ve o standartları yakalaması çok sancılı olacak.

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk`un, Amerikan PBS televizyonuna yaptığı açıklamada da buna paralel görüşler ifade etmişti:

Laiklerle İslamcılar arasında çekişme yaşanan Türkiye`de, Atatürk`ün laiklik projesinin işlediğini ama demokrasinin işlemediğini savunan Orhan Pamuk, bunu, ordu ve bürokrasi içindeki muhafazakar ve otoriter yönetici elitlere bağladı.

Bu kesimin, `Türkiye din devletine dönüşüyor` bahanesini kullandığını dile getiren Pamuk, “Maalesef, Türk bürokrasisi ve ordudaki bazı kesimler, sahip oldukları ayrıcalıklarını kaybetmek istemiyor. Bu kesimler, AB ile müzakerelerden memnun değil. Laiklerin birçoğu iyi insan ama demokrasiye, halkın oylarına ve insan haklarına çok saygıları yok` ifadelerini kullandı.

Bu tahammülsüzlükler dünden daha fazla. Her geçen günde güçlenerek artıyor.

Orada çarşafı yırtan anlayışı parti içerisinde binlerce insanın yaşadığı duygularla ilgisi çok.

Sol kendini yenileyemiyor.Herkesten fazla darbelerden zarar görmüş olmalarına rağmen darbeci yöntemleri muhafazakarlığa tercih edecek bir yol izliyorlar.Darbe planlarına cuntalara karşı ses çıkarmıyorlar.

Dindar kızların okuma hakları ellerinden alan zihniyete alkış tutuyorlar.Her geçen gün daha da koyulaşan tahammülsüzlüklerinin arkasını garip ve anlamsız rejim korkularıyla dolduruyorlar.

Proje üretmiyorlar.Değişim ve reform anlamı taşımasına rağmen AB projesine soğuk duruyorlar.En fazla kendileri acı çekip mağdur olmalarına rağmen asker anayasasını değiştirmemek için yıllardır dokunulmazlık bahanesine sığınıyorlar.Yargıyı partilerinin arka bahçeleri gibi kullanıp darbe anayasasının kurallarıyla harekete mecbur mahkemenin demokrasiden uzak kararlarıyla gelişmenin ve ilerlemenin önünü kapatıyorlar.

Okumuyorlar ve bunun için üretmiyorlar ve bunun için mensup oldukları partinin lider egemenliğini kıracak alttan gelecek dalgayı var edemiyorlar.

Tahammülsüzler ,hoşgörüsüzler tutarsızlar.Bir yıl önce açılım gibi sundukları bir konuda
dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek basit şovlarla tutarsızlıklarını ilan ediyorlar.

Kaybediyorlar.Geriye gidiyorlar.Çağdaş dünyanın nimetlerini anlama ve algılama imkanının
gözlerini bürümüş kine ,nefrete ,tahammülsüzlüğe kurban ediyorlar.

Ülkenin enerjisini statükoya yapışıp kalmak suretiyle heba ediyorlar.