Yüce Allah Kahhar’dır… Kahrı tecelli ettiğinde de asi olma… Çünkü kahrı da hoş lütfuda hoş onun… Yani marifetullahtır onun tecellilerindeki amaç. Her yarattığını vasıta eder bu amaca. İnsan bir vasıta yani kul… Bir esmasının okunmasına tecellisine vasıta olmakla görevli o. Allah’tan Allah’a sığın. Sınavını ver…
Bağına kırağı düşse bir adam buna katlana bilir mi?.. Mü’minse katlanır. Şahit oldum kişi katlanamadı ne mi yaptı, silahını çekti havaya ateş etmeye başladı ve bağırıyordu, “Neredesin öldüreceğim seni…” Kime mi silah çekmişti Allah’a…
Sel üç yakınını alsa bir adam buna katlanabilir mi? Mü’minse katlanır. Televizyon haberlerinde izlediğim adam katlanamadı. Nemi yaptı haykırıyordu “Bu da olur mu ya rabbel alemin…”
Allah imtihan sahneleri hazırlar kullara, yani hep lütfu tecelli etmez bazen de Kahrı tecelli eder… Kahrı tecelli edince yani işimize gelmeyen bir tecelli karşısında ahlakımız ne olmalı… Şeytan işine gelmeyen tecelli karşısında “Ben Ademden üstünüm” diyerek yanlış tepki vermişti. Sorulsa şeytana sana o üstünlüğü kim vermişti… Üstünlüğü veren alınca niye asi olur ki, yaratılan… Cahillik bu.
Allah Rasûlü – Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem- şöyle duâ ederdi:
“Allâh’ım! Huşû duymayan kalpten, kabul olunmayan duâdan, doymayan nefisten ve fayda vermeyen ilimden Sana sığınırım. Bu dört şeyden Sana sığınırım.” (Tirmizî, Deavât, 68) dua ile Allah’a sığınalım kahrı tecelli etmesin… Ama kahrı tecelli edince Onun ilahlık hakkıdır bu demeliyiz ve katlanmalıyız. Allah’tan Allah’a sığın. Sınavını ver.
Allah’a sığınmak, ilahi takdire razı olmak ve Allah’a karşı hüsn-ü zanda bulunmaktır kul olmak… Kulluk, esmanın tecellilerine vasıta olmaktır… Kahrına da vesile ol… Ve razı ol… Peygamberlerin de HADİ ismi tecelli eder. Hikmet bunu gerektiriyor… Kahrı ise peygamber düşmanlarında tecelli eder… Anlarız ki yüce Allah peygamberlere tabi olmamızı istiyor bizden… Bu mesajı alırız.
Kahrından alacağımız ders ve mesaj belli… Lütfundan alacağımız ders mesajda aynı… Arap tarihinde peygamberimizin etkisi, rahmettir… Ve Dünya tarihinde peygamberimizin etkisi rahmettir… Bu rahmete engel olana KAHRI tecelli edecek ki,rahmetten kaçışlar olmasın…Rahmetten kaçan kahra kaçar… Sünnetullah bu. İşleyen kural bu… Haramın binası olmamalı ki, insanlar haramdan kaçışsın… Yani amaç hep güzel. Kahır can yakıcı ama amacı güzel.
Biz KAHIR deriz, şer deriz… Allah’ın şerleri hayra tebdil ettiğini unuturuz bu yanlış ve boş yere asi oluruz. Oysa sana şerri verene sabret ki Allah hayra tebdil edinceye kadar sabret.
Kahrı veren hayrı da yaratır… Sabret.”Hak şerleri hayreyler…”denilmiş… Hastalığı veren şifa da veriyor… Öyleyse sabret öyleyse Allah’tan yine Allah’a sığın…
Hiçliği başaramayan kulluğu başaramayan, vasıta olmaya razı olmayan insanlar var… Kahhar sıfatı ile bunlar belgelenir. Ey kulum işte sen busun. Tevbe et… Hiçliğe hicret et… Asiliğe uygun haldesin. Tevbeni yap, öz eleştirini yap… Kahır tecellileri bize bu ikazları yapar… Lütuf tecellileri de aynı ikazı yapar… İkisi de güzeldir… İlah uyarıyor bizi… Marifetullaha sarılın… Bana sığının… Cehenneme kaçmış olur ondan kaçan… Kahrı uyardı dünyada onu. Ama o tevbesini yapmadı. Yani Ayağına taş dokunsa tevbeni yenilemeliydin…
Ahirette Kahrının tecellisidir cehennem, tevbeden hiçlikten kulluktan vasıta olmaya razılıktan kaçanlar dünyada helak oldu, helak olan kavimlerdir bunlar. Ahirette de cehennemlik olacaklardır bunlar… Öğreti bu. Kanunum bu diyor Allah sünnetim bu … diyor kahrının tecellileriyle…
“Allâh’ım! Huşû duymayan kalpten, kabul olunmayan duâdan, doymayan nefisten ve fayda vermeyen ilimden” Peygamberimiz sığındı… Sen de sığın
Acize karşı diklenmekten Allah’a sığın…
Mezhep kavgasından Allah’a sığının… Abbasi-Emevi kavgası İslâm tarihinde asırlarca sürdü… “Hak geldi batıl zayi oldu” ama yine de Cemalüllah nimetini kaybedenler oldu İslam toplumunda bir çok kişi… İcma farkıdır Abbasi -Emevi kavgasının başlama sebebi. Ama sonradan KABİLECİLİK yani ırkçılık baş gösterdi… Abbasiler Türklerin desteği ile Emevileri tarihten sildiler…
Zelil olmaktan da Allah’a sığın… Osmanlıyı Arapl’ar yıktı ama zelil oldu… Osmanlının yanında durmaya devam etselerdi… Müslüman toplumlar sömürülmezdi… Katledilmezdi Hristiyan ülkelerce…
Yalancı limanlara sığınma… Allah’a sığın. Tek o BAKİ…
Işığın Savaşçıları Gönlümde Bu gün
Hz. İbrahim gibi duadaydı dedem de…
Dedemin duası kabul olmuş
Işığın savaşçıları gönlümde bu gün…
Yunustan ilahiler okuyan derviş sevin
Sevinçliyim bu gün
Işığın savaşçıları gönlümde bu gün
Altın hayatın savaşçıları gönlümde bu gün
Yıllardır bir savaş gönlümde
Hiç bitme gönlümdeki ışıklı savaş
Rahlelere düştü yıldız şimdi
Sevinçliyim bu gün
Işığın savaşçıları gönlümde bu gün
İstanbul gibi fatihini beklemiş ısrarla
Mısır gibi Yavuz’unu…
Yıllardır beklediğim bir zaferin ayak sesleri
İşte ışıklar… İşte askerler yıldızlar gönlümde
İşte yıldızlar ve ay
Seccadelerime düştü yıldızlar bu gün
Gönlümün göç yollarında… Savaş var bu gün aşka özgürlük için
Sevinçliyim bu gün
Nurlu hayatın savaşçıları gönlümde bu gün
İstanbul boğazı öz maviliğine bürünüyor şimdi
Tarih yazmadı bir böyle savaş
Kıyamete kadar övülesi bir savaşım var
Atlar denize sürülüyor
Kayıyor gemiler halatlar üstünden
Toplar dökülüyor…
Bir İstanbul rüyası şimdi gönlümde
Yavuz bir savaş var birlik için gönlümde
Yolu çöl askerlerin
Savaşların en susuzun da
Direnin askerler
Kutsal emanetler aşkına…
Yavuz bir savaş var gönlümde şimdi altın fikirler için…
Neler verilmez ölümsüz ışık için yıldızlı fikir için..
Sevinçliyim
Maviliğin savaşçıları gönlümde bu gün
Bir damla ışık uğruna neler verilmez ki…
Sevinçliyim bu gün
Güneş aşkın savaşçıları gönlümde bu gün
Gönlümü seçti bahar
Gönlüme düştü bahar
Gül aşkın savaşçıları gönlümde yavuz gibi fatih gibi…
Çağın karanlığınadır savaşım
Güneşi yok bu karanlık çağın
İnançlığın karanlığına amansızdır savaşım
Gönlümde fakir yıldızlar ayaklanmış
Çadırları eski olsa ne yazar
Gönülleri taze yaprak gibidir askerlerimin
Aşı bir kaç hurma ve su…
Sevinçliyim bu gün
Altın aşkın savaşçıları gönlümde bu gün
Hamdi Oruç





















