Hazine ve Maliye Bakanı, (17 yıldır her bakanın söylediği sözü tekrarlayarak) vergi reformundan ve “tabana yayılı (?) vergi sisteminden” bahsediyor.
Bu iktidarın hiçbir konuda reform yapması mümkün değildir. Zira, liyakatli kadroları yoktur. İstişareye hiç önem verilmemektedir. Her konuda Sarayın talimatları ve bir avuç (çoğu eski politikacı) danışmanın mesaisi geçerlidir. Ehil kişilere danışmak; Vergi Reform Komisyonunu tekrar görevlendirmek; Vergi Şurası düzenlemek gibi niyetleri yoktur.
Kaldı ki tüm vergi yükü zaten (orta ve dar gelirli) tabanın sırtındadır. Önemli olan tavanı vergilendirebilmektir.
Cinsi |
2018 (Milyar TL) |
019 (Tahmini) Milyar TL |
Toplam vergi |
621.- |
756.- |
Toplam Gelir V. |
133.- |
172.- |
Beyana dayanan |
7.- |
6.- (Binde 8) ( ?) |
Tevkifat |
126.- |
162.- (%21) |
Kurumlar Vergisi |
78 |
74.- (%9,7) (?) |
Mot. Taş. V. |
13.- |
16.- (%2) |
Dahildeki KDV |
56.- |
70.- |
İthaldeki KDV |
122.- |
166.- (KDV Top. %31) |
ÖTV |
133.- |
162.- (%21) |
Banka S.M.V. |
18.- |
19.- |
Gümrük V. |
15.- |
21.- |
Damga |
17.- |
21.- |
Harçlar |
22.- |
28.- |
1– Vergideki çarpık tabloya bir bakalım:
Görüldüğü gibi vergi yükü (Gelir Vergisi stopajı, ÖTV ve KDV sayesinde) hep orta ve dar gelirlilerin sırtındadır. Beyana dayalı Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi ise çok düşük orandadır. Yani iktidar, hep kolaya kaçmakta, işi KDV ve ÖTV’ye zam yaparak halletmektedir. Buna rağmen bütçe açığı 2017 yılında 47,8 milyar TL, 2018 yılında da 72,6 milyar TL olmuştur.
2– AKP iktidarının “Adil Gelir Dağılımı” diye bir hedefi yoktur. Nitekim, 17 yıl içinde zengin daha zengin, fakir de daha fakir hale gelmiştir.
a) Gelir diliminin ilk yüzde 20’si G.S.M.H.’nin yüzde 47,4’ünü, son yüzde 20’si ise yüzde 6,3’ünü almaktadır.
b) Bu dönemde dolar milyarderleri sayımız 36’ya (toplam servetleri de 64,7 milyar dolara), milyoner sayımız da 192.419’a (toplam servetleri de 1 trilyon, 279 milyar, 70 milyon TL’ye) çıkmıştır.
c) AKP iktidarı döneminde fert başına vergi yükü 602 dolardan, 1.770 dolara çıkmıştır. (2002-2017 döneminde toplam vergi tutarı 3 trilyon 758 milyar TL’dir. Ayrıca bütün varlıklarımız satılmış, dış borcumuz da 467 milyar dolara yükselmiştir.)
d) Yapılan israf, yandaşlara aktarmalar, ödenen faizler, sürülen saltanatın faturası, akıllara ve vicdanlara sığacak gibi değildir. Sadece geçen yılın örtülü ödenek harcaması 1,3 milyar TL. Sarayın 2017 gideri ise 658.- milyon TL’dir.
e) Bu arada fert başına G.S.M.H.’da 8.716.- dolara düşmüştür.
3– Vergi denetimi yok denecek düzeye inmiştir. Ve ne yazık ki vergi denetimleri, birçok politik baskı aracına da dönüştürülmüştür. Her konuda olduğu gibi bu konuda da hukuka saygı kaldırılmıştır. Şüphesiz; Hesap Uzmanları Kurulu’nun, Maliye Teftiş Kurulu’nun ve Gelir Kontrolörlüğü’nün kaldırılması, sisteme ve bakanlığa vurulan en büyük darbedir. Maliye meslek okullarının kapatılması da ayrı bir vahim uygulamadır.
Netice olarak bu iktidar, ciddi bir reform yapacak kapasitede değildir. İşi günlük çözümlerle halletmeye çalışmaktadır. Adil, yaygın ve katlanılabilir bir vergi düzeni ancak ehliyetli kadrolar eliyle mümkün olabilir.
Uyarı: Haksızlık karşısında eğilmeyin. Eğer eğilirseniz, hakkınızla beraber, haysiyet ve şerefinizi de kaybedersiniz. Hz. Ali (ra)
Ve Karar Zamanı:
Hayatımın en kötü, en kalitesiz, en antidemokratik seçim dönemini yaşadım. Kin, nefret, düşmanlık, ayrımcılık, hakaretler, yalanlar, iftiralar, tehditler zirve yaptı. Dinimiz pervasızca istismar edildi. Camiler parti şubesi haline getirildi. İktidar, devletin tüm kaynaklarını ve kurumlarını kullandı. Mahalli idare seçimi, genel seçim havasına sokuldu. Toplumumuz, düşman kamplara bölündü, huzur kalmadı. Ruhlarımız ve beyinlerimiz zehirlendi. Ve şimdi, doğru tercihler yaparak demokrasiye geçiş imkanı değerlendirme fırsatı doğdu. Dilerim ki halkımız, basiret ve ferasetini kullansın. Beyin yıkama kampanyalarının etkisi altında kalmasın. Zulme ve baskılara “Dur” desin. Ülkesine sahip çıksın.