Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kamuran ELBEYOĞLU

Yeni Bir Yıla Girerken

Prof. Dr. Kamuran ELBEYOĞLU Yazar Prof. Dr. Kamuran ELBEYOĞLU
27 Ocak 2019
Kamuran ELBEYOĞLU
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

2018’i geride bıraktığımız ve taptaze umutlarla yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde bütün sosyal medya “mutlu yıllar” mesajlarıyla dolu. Hepimiz geçen yıl bir türlü doyasıya yaşayamadığımız veya bulamadığımız mutluluğu bu yıl bulmanın hayalini kuruyoruz. İyi de koca bir yıl bulamadığımız mutluluğu bu yıl bulmanın garantisi nedir? Daha da önemlisi mutluluk nerededir, nasıl bulunur?

Mutluluğun kesin bir tanımını yapamadığımız ve hatta onu mutluluk arayışıyla bir tuttuğumuz halde yine de mutluluk insanın en büyük özlemidir. “Ayçiçeği nasıl güneşe bakarsa, insan da mutluluğa dönüktür” diyor Nermi Uygur. George Santayana da “mutluluk hayatın tek kanunudur; mutluluğa ulaşılamadığında varoluş dengesiz ve acıklı bir deneyim olarak kalır” derken mutluluğun insana bahşedilmiş en ayrıcalıklı olanak olduğunun altını çizmektedir. Hayvanlar doğuştan programlanmış doğalarıyla ve tamamen içgüdüsel bir şekilde yaşarken, insan doğal güdünün çizdiği programdan kendini sıyırma yetisiyle, yani özgürlükle, kendini seçimleriyle var etme olanağına sahiptir. Mutluluk da doğuştan getirilmiş bir donanım değil, insanın edimlerinin sonucunda başardığı bir olanaktır ve tam da bu anlamda insanın kendini var etme sorunuyla temelden ilintilidir.

Günümüzde hep bir arayış olarak karşımıza çıkan “mutlu muyum?” sorusu gerçekte birisi eski diğeri ise yeni iki soruyu bünyesinde barındırır. Bunlardan ilki Antik Çağlardan beri düşünürleri üzerinde düşünmeye sevk eden “nasıl yaşamalıyım?” sorusudur; diğeri ise modern insana özgü “gerçekte ne istiyorum?” sorusudur. Ahlak felsefesinin temel sorusu olan ilk soru diğer insanlarla olan etkileşimimizi yönlendirirken başvurabileceğimiz ahlaki ölçütler üzerinde dururken, ikinci soru “gerçek benliğimize” yönelik içsel bir arayışa odaklanır.

Antik Çağda Platon’dan Aydınlanmaya dek mutluluk kavramı  “nasıl yaşamalıyım” sorusu ile birlikte örülmüş ve ahlaki anlamda iyinin takipçisi olmakla ilişkilendirilmiştir. Örneğin ünlü Stoacı bilge Cicero’ya göre ahlaki hayatın amacı mutluluğu elde etmektir. Mutluluk, ise doğamıza uygun yaşamakla elde edilir. İnsan düşünmek ve bilmek için değil, her şeyden önce eylemek için bu dünyadadır. Mutluluk duygu, düşünce ve eylemlerimiz arasındaki uyumun doğamıza uygunluğunda ortaya çıkar. Antik Çağlarda erdemli bir hayata sıkı sıkıya bağlı olan mutluluk anlayışı modern toplumda bireyin kendi kaderini tayin edebilmesi ve özerk bir birey olarak hedeflerini gerçekleştirebilmesi ve başarılı olmasıyla bağlantılı olarak ele alınmaya başlamıştır. Ancak psikolog Erving Goffman’ın Günlük Yaşamda Benlik Sunumu adlı kitabında ortaya koyduğu gibi, başkalarıyla olan etkileşimimiz ve sosyal rollerimiz bir yandan da benlik duygumuzu oluşturmakta çok önemli bir rol üstlenmektedir; öyle ki kendimize olan saygımızı bilinçli ya da bilinçsizce, diğer insanların bize dair izlenimlerini en küçük ayrıntısına kadar kendi benliğimizce denetleyerek kazanırız. Goffman, sosyal ortamdaki performansımızın altında otantik, bölünmez bir benlik duygumuzun yer almadığını, tersine onun bu tür bir performansın meyvesi, “icra edilmiş bir karakter… dramatik bir etki” olduğunu söyler.

Dolayısıyla biz modern insanlar için mutluluk, “nasıl yaşamalıyım?” sorusunun başkaları tarafından onaylanma ihtiyacına dayalı bir şekilde cevaplanması ile “benin özgürleşmesini gerektiren “gerçekte ne istiyorum?” sorusunun yarattığı paradoksta ortaya çıkmaktadır. Mutluluk insanın kendini içtenlikle onaylanmış hissetmesinden doğar. Josė Ortega y Gasset “yansıtılan hayat” ile “yaşanan hayat” birbirine ne kadar yakınsa ve bir noktada birleşiyorsa mutluluğun o kadar mümkün olduğunu söyler. Başka bir ifadeyle, ne olmak istediğimizle ne olduğumuz birleştiğinde mutlu oluruz. Ortega y Gasset’e göre bütün insanlar mutlu olma potansiyeline ve arzusuna sahiptir. Yani her birey, kendi gerçekliğini ve onları neyin mutlu edeceğini tanımlar. Eğer bir kişi gerçekliğe tam anlamıyla ulaşmayı başarırsa, mutlu olur.

Günümüzün tüketim toplumu ideolojisinde “sahip olma, elde etme ve kullanma”  ile bunları yapabilmek için “çalışmak ve kazanmak gereği ”  arasındaki bağ kopmuştur. Bu ideoloji içinde daha çok harcıyor, daha çok şeye sahip oluyoruz ama daha az hoşnut kalıyoruz. Çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz, çok savurganca para harcıyoruz, çok az gülüyoruz, çok hızlı araba kullanıyor, çok çabuk kızıyoruz, çok geç saatlere kadar oturuyor, çok yorgun kalkıyoruz, çok az okuyor çok fazla TV izliyoruz ve çok ender şükrediyoruz. Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık. Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz. Oysa yaşam, aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi kesen anların sayısıyla ölçülür.

Etrafımıza baktığımızda insanlar arasında memnuniyetsizliğin hüküm sürdüğünü ve herkesin sürekli bir mutluluk arayışında olduğunu görmekteyiz. Bunun sebebi insanların gerçekte ne istediklerini bilmemesidir. Slavoj Zizek’e göre, memnuniyet ve mutluluk, günümüzde tüketim aracılığıyla sonsuz mutluluk vaat eden kapitalist değerlerin ürünü haline gelmiştir. Zizek, her birimizin bir şeye ulaştığımız takdirde (bir şey satın aldığımızda, sosyal statümüzü yükselttiğimizde, bir şeyi başardığımızda vs…) mutlu olacağımızı düşündüğümüzü, ama gerçekte farkında olmadan asıl ulaşmak istediğimiz şeyin “kendimiz olmak” olduğunu ve bu nedenle, tatminsiz kalmaya mahkum olduğumuzu söyler.  

Yeni bir yıla girerken, çoğunlukla konuşmaktan fazla bir özelliğini kullanmadığımız son model cep telefonlarına sahip olmak, ortalama ¼’ünü kullandığımız ama kullandığımız alandan 10–20 kat büyük evlere sahip olmak, belki bir kez giydikten sonra çok uzun süre dolabımızın bir köşesinde unuttuğumuz günün modasına uygun giysilere sahip olmak, asla kadranın gösterdiği sürate ulaşamayacağımız en süratli arabaya sahip olmak, bize günde 3–5 kez zamanı, başkalarına sürekli zenginliğimizi gösteren kol saatlerine sahip olmak gibi dilekler yerine, her anını sevdiklerimizle birlikte olmanın tadını doya doya çıkaracağımız bir yıl olmasını dileyebiliriz.

Hepinize aşk ve sevgi dolu bir yıl diliyorum.

Paylaş
Etiketler: bilinçfelsefeinsanpsikolojisosyolojiyaşamzaman
Önceki Yazı

Koskoca Dünyada Yoldaşsız / Çobansızız

Sonraki Yazı

Vizyon Olmayınca…

Prof. Dr. Kamuran ELBEYOĞLU

Prof. Dr. Kamuran ELBEYOĞLU

İlişkili Yazılar

Kamuran ELBEYOĞLU

Sokaklarda Yeşeren Sosyal Dayanışma Ekonomisi

18 Mart 2021
5k
Kamuran ELBEYOĞLU

Ağustos Böceğine Yapılan Haksızlık

29 Haziran 2020
5k
Kamuran ELBEYOĞLU

Korona Krizinde Çaresizlikten Sosyal Dayanışmaya

09 Mayıs 2020
5k
Kamuran ELBEYOĞLU

Korona Günlerinde Akıl Ve Ruh Sağlığımızı Korumak

08 Nisan 2020
5k
Sonraki Yazı

Vizyon Olmayınca…

Yorumlar 1

  1. administrator says:
    7 yıl önce

    Bir sonraki yazınızda mutluluğun tezahürünü de yazarsanız güzel bir seri olur, sayın Hocam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap