Bursa Siyah İnciri’ni bu yıl ilk kez Hong Kong’da tanıtan ihracatçıların hedefinde Güney Kore, Çin, Japonya, Tayvan gibi katma değerli Uzak Doğu pazarları bulunuyor.
Mevcut pazarlardaki riski dağıtmak için harekete geçen yaş sebze-meyve ihracatçıları, katma değeri daha yüksek olan Uzak Doğu pazarına yöneldi. Lokomotif ürünü Bursa Siyah İnciri’ni bu yıl ilk kez Hong 
Kong’da tanıtan ihracatçılar, gördükleri ilgiden memnun. Sırada Güney Kore, Çin, Japonya, Tayvan gibi katma değerli Uzak Doğu pazarları bulunuyor.
Kong’da tanıtan ihracatçılar, gördükleri ilgiden memnun. Sırada Güney Kore, Çin, Japonya, Tayvan gibi katma değerli Uzak Doğu pazarları bulunuyor.Ağırlıklı olarak Avrupa pazarına ihraç edilen Bursa Siyah İnciri, bu yıl ilk kez Uzak Doğu pazarında kendine yer buldu. Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), ilk pazar deneyimini Hong-Kong’da yaşayıp olumlu geri dönüşler alırken, diğer ihraç ürünler için de Uzak Doğu’nun kapılarını açmış oldu. UYMSİB Başkan Yardımcısı Senih Yazgan, “Siyah İncir’de dünyada başka bir rakibimiz yok. Avrupa’ya sattığımız için bugüne kadar başka pazar aramadık. Ama özellikle Rusya ile yaşanan uçak krizinin ardından duran ihracat ve Avrupa pazarının da kapasitesinin sınırlı olması bizi alternatif pazar arayışına itti. İhracatçı bu süreçte Uzak Doğu pazarlarına yöneldi. Lokomotif ürünümüz inciri ilk kez Hong-Kong fuarında tanıttık. İnanılmaz bir talep oldu. İnciri nasıl yiyeceklerini bilmiyorlardı. Öğrettik ve çok beğenildi. Önümüzdeki yıldan itibaren Hong-Kong pazarı daha fazla açılacak. Oradan da re-export ile Çin’e dolaylı olarak ürünümüz ulaşıyor. Şu anda talepler katlanarak artıyor. Yakın bir gelecekte uygulanması muhtemel karantina yükümlülüklerini bugünden yerine getirdiğimizde o pazarlardaki yerin çok daha iyi olacağını, fiyatların da üretici anlamında pozitif olacağını düşünüyoruz” dedi.
Yıl sonu hedefine 10 milyon dolar eklendi
Yazgan, Tarım Bakanlığı’na ticari ilişki içinde olunan ülkelerdeki bakanlıklarla karantina yükümlülüklerinin gereklerinin tamamlanması noktasında çağrıda bulundu.
Bu yıl ayrıca Türk kirazını bir başka katma değerli pazar olan İskandinav ülkelerine ihraç ettiklerini hatırlatan Senih Yazgan, böylece mevcut pazar Avrupa içinde yer alan ancak bugüne kadar var olmadıkları ekonomik seviyesi yüksek ülkelere de giriş yaptıklarını söyledi. Yazgan, yıl sonu hedeflerini 120 milyon dolar olarak belirlediklerini, ancak bu rakamı aşarak 130 milyon dolara ulaşabileceklerini açıkladı.
Birlik kurdu, Globalgap belgesiyle üreticiyi ihracata açtı
Armut üretiminin yapıldığı Ağaköy’de üretici birliği kurarak üreticilere Avrupa pazarlarına ihracat için geçerliliği olan Globalgap sertifikası verdiklerini anlatan Senih Yazgan, Türkiye’de uygulanan İyi Tarım Uygulamaları’nın Avrupa marketleri tarafından tanınmadığını ifade etti. Türkiye’nin İyi Tarım Uygulamaları’ndan vazgeçerek uluslararası marketlerde geçerliliği olan Globalgap sertifikasına sahip ürünlerin hem iç hem de dış pazarda pazarlanmasına yönelmesi gerektiğini belirten Yazgan, “Hem ürünün niteliği artar hem kalıntı problemi yaşanmaz. Üreticinin eli kuvvetlenir. Birlik şemsiyesi altında 11 üreticimiz var. Yaklaşık 3 bin ton armut ihraç ediyoruz. Globalgap sertifikası sayesinde ürünlerini pazarlamalarına gerek kalmadan firmalar gelip doğrudan alıyor” diye konuştu.
Yazgan, ihraç pazarlarında yaşanan sorunların üreticileri pazarın beklentisine göre üretim yapma yönünde disipline ettiğine işaret etti.
Uluslararası standartlarda bir yapı kurulmalı ve teşvik edilmeli
UYMSİB Başkan Yardımcısı Senih Yazgan, ihracatın artırılması noktasında beklentilerini de paylaştı. Yazgan şunları söyledi: “Üreticilerin üretim ölçeğini büyütmemiz gerekiyor. Parselleri birleştiremiyorsak devlet, üretici birliği adı altında tüm üreticileri bir çatı altında toplanmaya zorlamalı. Devlet herkese teşvik vermemeli. Ürettiği ürünü satılabilir olmayan, üzerinde kalıntı bulunan üreticiler desteklerden faydalanmamalı. Mazot ve gübre teşvikinin de uluslararası standartlarda üretim yapan üreticiye verilmesi her üreticiyi bu kriterlere dikkat etmeye zorlar ve üreticiyi de disipline eder. Bu da hem ihracata hem de iç piyasaya verilen üründe kalite sağlar.”
