“Böyle büyük işleri ancak çok yetenekli büyük milletler yapabilirler.” M. K. ATATÜRK
Medya ortamında gerekli tanıtımı yapıldı. Hem de İstanbul’da gözünüzün gördüğü her yerde tanıtım yapıldı. Toplu taşım araçları seferber edildi. 20-23 Eylül 2018 günlerindeki Teknofest etkinliğine 23 Eylül’de gitmeye karar verdim.
Meltepe’den yarım saat ara ile kalkan belediye otobüsünde yerimi aldığımda çoluk çocuğun doldurduğunu gözlemledim. Ne yazık ki 5 yaşındaki çocuklarını koltuğa 
oturtanlar, o yerleri sahiplendiler! İleri yaştakilere yer vermek istemediler. Kimi tartışmalar eksik olmadı! Saygı sevginin kalmadığı ortamda bireycilik ön planda olmaktadır. Ya da benciliğin olduğu ortamda saygı bitmektedir.
***
Bu yıl ilk kez düzenlenen Teknofest etkinliğine gitme isteğinin çok olması yüzünden uzun bir trafik kuyruğu ile birlikte alana giriş yapabilmek kolay olmadı. Buradan festival alanına ulaştım.
Özellikle sergilenen ve gösteri yapan uçakları, hava araçlarını görmek amaçlı Teknofest alanına varabildim. Özel oto, özel otobüs, belediye otobüsleri ve yüzlerce aracın buraya geldiğini gördüm.
İçeriye giriş bir şekilde yapıldı. Sergilenen hava araçlarından çoğunu daha önce görmemiş olmamın verdiği coşkuyla alanı gezmeye başladım.
Belirtmek isterim ki; kalabalığın yoğunluğundan ne uçaklara ne de stantlara yaklaşmak gerçekten çok zor oldu. Bazı uçaklar halkın gezmesi için kapılarını açtı. Ancak kuyruklarda saatlerce beklemek gerekti. Havanın sıcak olduğuysa ayrı bir sorundu!
Teknoloji, havacılık ve değişik alanlarda hizmet sunan kurumlarımızın stantlarını gezdim. Hancı yorgun, yolcu yorgundu! Yiyecek içecek alışlarında olduğu gibi, stant gezmelerinde de upuzun kuyruklar…
Meltepe’den Arnavutköy’e iki saatte gelebildiğim yolculukta dönüşüm 3 saati buldu. Acaba inşaatı devam eden hava alanı açıldığında ulaşım nasıl olacak? Orası düşündürücü!
Önemli bir seçenek olarak; Atatürk Havaalanı’nın da kapatılmayıp hizmete devam etmesini öneririm.
***
Edindiğim bilgilere göre: M. Kemal Atatürk’ün önemli özelliklerinden biri olan ileri görüşlülüğü sayesinde, o dönemde pek çok kişinin farkında olmadığı bazı gerçekleri sezmesiyle: “İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar. ” Sözü ile havacılığın ne kadar önemli olduğunun altını çizmiştir.
Bu yıllarda havacılık yeni doğmuş, gelişme dönemini yaşamaktadır. Uygarlığın akış yönü, bilim ve teknolojinin hızlı temposu, ulusları geleceklerini göklerde aramaya zorlamaktadır. Bu doğrultuda Atatürk’ün: “Kanatlı bir gençlik memleketin geleceği bakımından en büyük güvencedir. Bir gün batılı ayaklar Ay’da ayaklarının izlerini bırakacaklarsa, bunların arasında bir de Türk’ün bulunması için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir.” Özdeyişi, onun havacılığın gelecekte yapacağı aşama ile ilgili öngörüsünü ortaya koymaktadır.
Yurdumuzun kurtarıcısı, havacılık alanındaki gelişmeleri takip ederek, Türkiye’de tatbiki için adımlar atılmasını sağlamıştır. Ona göre insanlığın hizmetine girecek en büyük gelişmeler havacılık alanında olacaktı. Hatta gün gelecek, insanoğlu uzaya, başka dünyalara gidecek, Ay’ı ve benzeri gezegenleri bile fethedecekti. İşte bu çağdaş savaşlar da göklerde üstün olan uluslar tarafından kazanılacaktı.
1936 yılında Eskişehir Tayyare Alayını yaptığı ziyarette: “Geleceğin en etkili silahı da, aracı da hiç kuşkunuz olmasın tayyaredir. Bir gün insanoğlu tayyaresiz de göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize haber yollayacaktır. Bu mucizenin gerçekleşmesi için 2000 yılını beklemeye gerek kalmayacaktır. Gelişen teknoloji daha şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise, batıdan bu konuda fazla geri kalmamayı temindir.” Gazi Mustafa Kemal Paşa, yaptığı konuşmalarla gençleri havacılığa teşvik etmiştir.
*
