Sorum şu: Neyi değiştirdi 24 Haziran seçimleri?
Bu sorumu yersiz bulup, beni izansızlıkla suçlayanlar bile olacaktır, böylisi bir soru nedeniyle… Öfkeyle, “Kör müsün be, devletin yönetim şekli değişti!… Demokrasi bitti!. Tek adam hukuku geldi!. Ülke, adı KHK olan, fermanlarla yönetilecek artık!.. Parlamento hepten devre dışı… Bakanları var, kurulu yok!, Meclis var denetim hakkı yok, vekiller var, işlevi yok!… 100 Yok’a 1 var sayamazsın, sen kalkmış 24 Haziran neyi değiştirdi diye sormaktasın!!…”
Amenna!… da, ben de yeniden soruyorum; Bu olup bitenler, daha önce vardı da, 24 Haziran seçimleri ile mi birden yok oldular?
Yıllardır KHK’larla yönetilmiyor muydu ülke?
Tek adam, yıllardır hakim değil miydi ülkenin kaderine… Hazinesine dahil her şeyine?
Hangi düşünce ve planından haberdar oldu halk? Ne düşündü de, ne planladı da, ne kurguladı da gerçekleştiremedi o tek adam?
Yasalar yıllardır çiğnene çiğnene, anayasal düzenlemeler hiçe sayıla sayıla gelinmedi mi 24 Haziran’a!.
Hadi de!… Özellikle son on yıldır sürdürülen rejim neydi bu ülkede!.
Parlamento yıllardır devre dışı değil miydi zaten!.. Kanıtlı rüşvetler parmak hesabıyla aklan(!)madı mı o parlamentoda? Çoğunluk, demokrasinin temeli sayılan çoğulculuğu ne zaman dikkate alarak var saydı muhalefeti?
Seçen de tek kişi, seçtiren de tek kişi değil miydi yıllardır!… 24 Haziran’dan bir gün önce mi yola çıktı kafanın arka planında kurgulanmış hedefe götürecek demokrasi(!) treni? Kaç yıl oldu, kişi, hem Müslüman hem olmak denileli? “Bitaraf olan bertaraf olur” ilkesi 24 Haziranla mı geldi?
24 Haziran’la ne geldi öyleyse?… Söyleyelim: 24 Haziran yıllardır olagelenlere, çiğnenen anayasaya, hiç edilen demokrasiye, yok sayılan laikliğe meşruiyet kazandırmış ve bu meşruiyeti tescillenmiştir. Yoksa rejim değişikliği tarihi 24 Haziran değildir. Tescil tarihidir o.
Ek olarak, Hükümet ve Cumhurbaşkanlığı makamının, ülkenin %100’ünü kucaklamasının gerekmediği, %50+1’in yeterli görüldüğü ilkesine de meşruiyet kazandırılıp, tescillenme tarihidir 24 Haziran.
Bir partinin genel başkanından tarafsız cumhurbaşkanı olabileceği, akla izana vicdana ve de demokrasinin hiç bir yerine sığdırılamasa da, İşte bunu da tescillemiştir 24 Haziran. Tarafsızlık yemini de işin cabası!…
Demokrasilerde “keyfiyet” değil doğrudan yasalar hakim kılınmışken “24 Haziran tescili” ile keyfiyet de kemiyet de artık tekadamın malıdır.
Duyurusu da ta yıllar önce başbakanlık koltuğuna oturtulan 23 Nisan Bayram çocuğuna “sen artık başbakansın, ister asar, ister kasersin!” denilerek yapılmıştı. Hele artık “Başkanlık” tescillendikten sonra siz varın düşünün olacakları!.
Dışarıda, ülkelerarası demokrasi ve eşit söz sahibi olma adına, “Dünya beşten büyüktür” desturları çekildiğini unutarak; içerde demokrasiyi da eşitliği de bir kenara itip, “80 milyon “tek”den küçüktür ilkesine hem de halkın onayı(!?) ile resmiyet kazandırılıp tescilleyen ve de dünya aleme ilan eden tarihtir 24 Haziran…
*
Ey muhalefetin su başlarını tutmuş ademoğulları!…
Sİze ne olup bitenlerden!…
Bir kaos doğmuştur 25 Haziran sabahında… Her zaman ele geçmez böyle bir dumanlı hava!…
Bu havada kaptınız kaptınız bir koltuk… Ya da;
Bu havada kaptırmadınız sahip olduğunuz koltkaptırmadınız sahip olduğunuz koltuğu!…
“Yİyin birbirinizi!” diyeceğim de, serde “insanlık” var!…
Acınası durumu kahırla izliyor milyonlar!…
Sizler layığınızı bulun da, kurtulsun bu millet!…
25 Haziran 2018
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com




















