“Sanat, güzelliğin ifadesidir… Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakış ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.” M. Kemal Atatürk

Türküler, ezgilerle söylenen anonim (ortak) halk şiiri nazım türüdür. Kimi türkülerin söyleyeni bellidir. Halk edebiyatının en zengin alanıdır.

Anadolu halkı, tüm acılarını ve sevinçlerini türkülerle topluma yansıtmışlardır. Halkın acısını, sevincini, dünya görüşünü sanatçılar yorumlarıyla dile getirmişlerdir.

Geçtiğimiz günlerde Mesam genel kurul toplantısını izlemek amaçlı İstanbul Cevahir Otel ve Kongre Salonunda oldum. Burada bulunan 5 binin üzerinde kayıtlı sanatçı topluluğu karınca örneği kıvıl kıvıl ortadaydı.

Sözleşmemiz üzere Ankara’dan toplantıya katılan, yıllar önce Mersin’de tanıştığımız sanatçı-eğitimci Halil Atılganile buluşacaktık. Nitekim bir şekilde buluştuk ve ayaküstü kısa görüşme gerçekleştirdik ya da özlem gidermeye çalıştık!

Sonrasında kayıt için sıraya girdim. Oracıkta günlerce videodan kimi özgün türkülerini izlediğim aşina bir yüz beliriverdi! Birden şaşkınlıkla ‘merhaba!” dedim. Kendimi kısaca tanıttım. O’nun coşkulu ve içten yaklaşımı bambaşka oldu! Nasıldı? Anadolu insanın yaklaşımında kısa süreli konuşup tanışmamız oldu! Birlikte fotoğraf karesinde olduk. Görüşmek üzere, söylemiyle vedalaştık. Kimdir o? Diyorsunuz değil mi? Adını vereyim. Sanatçı Nurdan İpek…
***
Eve dönünce araştırdım. Yapıtlarını tekrar dinledim. Kimi bilgiler edendim. Edindiklerime göre;  Sanatçı Nurdan İpek, Anadolu türkülerine yön veren bozlak kültürünün beşiği sayılan Kırşehir’de dünyaya geldi. İlk ve Orta öğrenimini doğduğu kentte bitiren İpek, her Kırşehirli gibi türkülerle yoğruldu!

O zamanki Burdur Eğitim Enstitüsü’ne bir yıl devam ettikten sonra, ikinci kez girdiği üniversite sınavında Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine bölümünü kazanarak yüksek öğrenimini sürdüren İpek, üniversiteli arkadaşlarıyla kurduğu grupla okuduğu kentteki Ispartalıların dikkatini çekmeyi başardı!

Mühendislik eğitimiyle birlikte yürüttüğü müzik çalışmaları sırasında kimi kentlerde konser ve sahne çalışmaları da yapan türkülerin yoldaşı Nurdan İpek, 1991 yılında katıldığı ses yarışmasında Isparta il birinciliğiyle ve 1993 yılında TRT’nin açmış olduğu ses yarışmasında da   TRT Antalya bölge ikinciliğiyle başarısını taçlandırdı!

Müziğin büyülü sesi Nurdan İpek, genç bir mühendis olarak okulundan mezun olduğunda da müziğin peşini bırakmadı.

Önce Müjdat Gezen Sanat Merkezine, ASM Halk Müziği Kursuna, ardından da İstanbul Devlet Konservatuarı Türk Halk Müziği bölümünde eğitimini pekiştirmek için belli aralıklarla devam etti.

O yıllarda gitar dersleri aldığı İzi Eli’nin yönlendirmesiyle Anadolu tarzında ön çalışmalar yapan İpek; 1970’li yılların müzik tınılarını 2000’li yıllara taşımayı kararlaştırdı. Nesimi’den Âşık Veysel’e dek uzanan yelpazenin sevilen türkü ve bestelerinden oluşan ilk albümü “Bizim Sevdamız” ile albümlü sanatçılar kervanında yerini aldı.

“Kent Türküleri”nin yeni adı İpek, bozlak yanık sesiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı ve sadece otantik türkülerde değil, yeni bestelerde de başarılı yorumculuğunu ortaya koydu. İkinci albümü “Tükendi Sevdan”ı  2,5 yıllık bir ön çalışma sonrasında sevenlerine sundu!

2001 yılında özel bir kanalın halk oylamasıyla desteklemiş olduğu yarışmanın halk müziği dalında “Yılın En İyi Çıkış Yapan Kadın Sanatçısı” seçildi.

Yüzyıllar ötesinden gelen derin kültür tınılarına; 3. albümü “Vakti Geldi” ile  2004 yılında can veren Nurdan İpek, idealist bir pencereden baktığı tüm çalışmalarıyla müzikseverlere seslendi.

2004 yılından günümüze kadar medyada birçok çalışma da yer alan ipek; 2015’in mart  ayında “İzmir Ağlıyor” adlı yapıtını  ‘İber Müzik’ etiketiyle müzikseverlere sunarak  kaldığı yerden kaliteli müzik üretimini sürdürmektedir.

Bu özgün çalışmasında  söz ve müziği Nurettin Rençber’e ait Ağlama Yar”; sözü Dilber Saka’ya, müziği Yücel Arzen’e ait “Hallarımı Sorma” yapıtlarının yanı sıra tüm bu şarkıların aranjör (düzenlemeci) ve yönetmenliğini üstlenen Yaşar Aydın’a ait “İzmir Ağlıyor” adlı bestede bulunmaktadır.

Albümler için ara bir çalışma niteliğindeki bu çalışmasıyla sevda ve aşka dair tüm umut verici güzellikleri sunmayı amaçlamıştır.

Sanatçımız Nurdan İpek’e fiziksel yönden çok benzeyen biri var! Kim mi? Saygın bir kişi, içten mi içten, kişilikli, nitelikli ve kaliteli! Türkiye İnteraktif Köşe Yazarı Gazetesi ve Yazar Portalı Editörü Emine Dönüş Özatar!

İnternet ortamında olan “Kırşehir”  başlıklı muzlu bal tadındaki şiirimin bir dörtlüğü ile donanımlı sanatçıları bağrından çıkaran Kırşehir’i ve sanatçılarımızı selamlamak isterim.

Türküleri Anadolu’mun sesi, 

Ayrı telden öter sazın nağmesi, 

Ayrı ezgi Nurdan ve Altunsaray

Neşet’iyle bozlak, gazel Kırşehir!

*