Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nezahat GÖÇMEN

Grammy Academy Jürisinde Bir Türk Utar Artun

Nezahat GÖÇMEN Yazar Nezahat GÖÇMEN
06 Ekim 2017
Nezahat GÖÇMEN
0
408
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

1987 Doğumlu,

Dünya çapında ödüllü besteci ve aranjör,

Dünyanın en prestijli müzik okulu Berklee College of Music’in genç öğretim üyesi

Hepsi ve dahası, başarıları buradan  Amerika Birleşik devletlerine uzanan  UTAR ARTUN, başarıdan başarıya koşarken kalemime takıldı. Hayata, sanata, başarıya, ödüle dair ne varsa konuştuk.

Müziğe ilginiz babanız Mete Artun’un sayesinde mi başladınız? Biraz sizin kişisel hikayenizi dinleyelim isteriz: Daha üniversite zamanında okul ikinciliği elde ediyorsunuz ve sonrası hep başarı. Sitenizdeki ‘hakkında’ kısmını okunduğunda müziğe adanmış bir hayat görünüyor. Sizce de öyle mi siz nasıl tarif edersiniz?

-Müziğe olan ilgim hem genetik olarak, hem de mesleki olarak babamdan geçmiş desem yalan olmaz. Kendisinin emeği çok büyük. Annem Aclay Asutay ise Almanca okutmanı ancak Almanca konusunda bir yeteneğim olduğunu söyleyemem. Müzik eğitimime  Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, Vurmalı Sazlar bölümünde başladım. İlhan Baran ve Haşim Yedican gibi çok kıymetli hocalar ile çalışma fırsatım oldu. Kompozisyona olan ilgim ise İlhan hoca sayesinde başladı. Hiç unutmam, o derslerden aldığım ilham ile 10 yaşıma ilk senfonik eserimi yazmıştım. Konservatuvardan mezun olduktan sonra Berklee’nin sınavlarına girdim ve burs kazandım. Berklee’yi 2.5 sene içerisinde bitirdikten sonra New England Konsevatuvarı’nda kompozisyon üzerine yüksek lisans yaptım ve 2015 yılında mezun oldum. Amerika’ya geldiğimden beri Dave Weckl, Bobby McFerrin, Kevin Eubanks, Antoni Sanchez gibi sayısız müzisyen ile çalışma fırsatım oldu.

Müzik benim mesleğim ancak ben müziğe bir varlık olarak bakıyorum. Onu yaşatmak ve her seferinde yeniden baştan yaratmak için bir vazifem olduğunu düşünüyorum. Belki de bu düşünce beni besteciliğe itmiş olabilir. Şu ana kadar edinmiş olduğum tecrübeleri insanlarla paylaşmak, onlara yardımcı olmak ve sonraki nesillere aktarmak da görevlerimizin arasında. Müzisyenliğin, aslında gelişen teknoloji, sosyo-kültürel hayat ve çağın olanakları ile ne kadar zorlu bir meslek haline geldiğini belirtmek isterim. O yüzden müzisyenliğe adanmış bir hayatı yaşamak, aramak ile bulmak arasındaki ince bir tercihtir.

 Müzikte geldiğiniz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Besteci, aranjör ve yorumcu olarak belirli başarılar elde etmiş olmama rağmen kendimi ömrümün sonuna kadar öğrenmeye ve araştırmaya adamış bir müzisyen olarak değerlendiriyorum. Amerika’da yaşayan bir müzisyen olmanın bana kazandırdığı en büyük avantaj, farklı kültürlerden insanların tek bir noktada toplanması oldu. Uzakdoğu müziğinden Afrika müziğine, Karnatik müzikten Gamelan müziğine kadar sayısız kültürün müziklerini araştırma ve hatta besteleme fırsatım oldu. Dünyanın her yerinden müzisyenlerle tanışma ve müziklerimizi paylaşma imkanı bulduk ki bu beni oldukça geliştirdi. Müziğin pek çok kökeni ve tarzı olduğunu tabiki biliyoruz ancak burada yaşadıklarım, beni müziği bir bütün (ide) olarak görmeye itti.

Oradan Türkiye’ye ve bu topraklarda üretilen müziğe bakınca neler söylersiniz?

-Amerika’da çok farklı müzik türlerini icra ederek yine de saygın ve takip edilen bir müzik adamı olabiliyorsunuz. Bu dengeyi sunan yelpaze bu topraklardaki kültürlerin farklılığı ve yoğunluğu sebebiyle çok daha büyük. Ancak Türkiye’de yapmak istediğiniz müzik ile halkın duymak istediği müzik arasında kalarak bir sıkışmışlık duygusu hissedebiliyorsunuz. Özet olarak Türkiye’de sanatsal  taleplerdeki çeşitlilik yeterli olmadığı için müzikal anlamda fazla zenginleşemiyoruz. Türkiye’de halk için sanat düşüncesinin baskın olması, sektörün yeni müzik türlerine ve yaklaşımlara pek sıcak bakmamasına yol açıyor.

Sizi takip ettiğimiz kadarıyla batı formuyla müzik yapıyorsunuz. Bu müzikte doğduğunuz toprakların ritmi, rengi yani izi var mı?

-Aslında klasik batı müziği eğitimime Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nın başarı sınavını kazandıktan sonra Vurmalı Sazlar bölümüne girerek başladım. Okulu ikincilik ödülüyle bitirdikten sonra Berklee College of Music’e girdim ve iki buçuk içinde de Berklee’den ‘summa cum laude’ ile mezun oldum. Ardından Amerika’nın en eski ve köklü konservatuvarı olan New England Konservatuvarı’nda kompozisyon masterı yaptım ve masterımı akademik onur ile 2015 yılında tamamladım. Yaptığım klasik müzik çerçevesinde Berklee 7. Film Müziği Yarışmasında İkincilik ödülü, BCSO beste yarışmasında Onur Ödülü, 18. Halıcı Beste yarışmasında birincilik öldülü ve SCAMV Ulusal Beste Yarışması’nda en yüksek derece olan 2.lik ödülünü kazandım. Bunlara ek olarak caz piyanisti olarak Amerika, Avrupa ve Türkiye’de sayısız festivallerde yer aldım.

A.B.D.’de yaptığım müziğin en ilginç yanı, kendi Anadolu kültürümüzden getirmiş olduğum tınıların burada çok farklı bir ilgi ile karşılanması oldu. Planet Microjam Enstitüsü direktörü ünlü gitarcı David Fiuczysnki ile çalışarak, dünyada eşine az rastlanan mikro-tonal klavye ve piyanoları çalma fırsatı buldum. Türk müziğinin elementlerini bu enstrumanlarda özgürce ifade edebildim. Prof. Fiuczynksi’nin Amerika’da oldukça hatrı sayılır bir ödül olan Guggenheim Fellowsip projesinde mikro-tonal klavye çalarak önemli rol oynadım. Birlikte verdiğimiz konserlerde insanlara ülkemizin renklerini tanıtma fırsatı buldum. Mikro-tonal müzikteki bu çalışmalarım sebebiyle Boston Microtonal Society ödülüne layık görüldüm. Bunlara ek olarak, Nazan Nihal ile kurduğumuz Neotolia ekibi ile yaptığımız ‘Rose Lace’ albümü, Los Angeles’daki Global Music Awards’da Bronz Madalya kazandık. 2017 yılında yeni albümümüz olan ‘Neotolian Song’ ile ABD turnesine başladık.  Ayrıca Türkiye’den Çağdaş Eğitim Vakfı ‘Harika Yetenekler Projesi’ ve Ankara Caz Derneği ödüllerini almaya hak kazandım. Tüm bunların sonucu olarak müziğimde doğduğum ve büyüdüğüm toprakların etkisi hiç bir şekilde göz ardı edilemez.

Türkiye’nin bir çok yerinde sahneye çıktınız, birçok etkinliğe katıldınız. Nasıl tepki aldınız?

-Türkiye’de Ankara Caz Festivali, Eskişehir Caz Festivali ve İstanbul Caz Festivali’nde ekiplerimle birlikte sayısız konserler verdim. Şunu da belirtmek isterim ki Türkiye’deki insanlar beni hem caz hem de klasik müzik sanatçısı olarak bilirler. Fiziksel olarak orada bulunmasam dahi, Türkiye’de eserlerim ve düzenlemelerim sürekli seslendiriliyor. Mesela kıymetli şef Kemal Günüç önderliğinde Ankara Kent Orkestrası benim aranjelerimi seslendiriyor. 2015 yılında Orkestra Ankara 32. Ankara Müzik Festivali’nde ‘Horon’ isimli eserimi seslendirdi. 2013 yılında Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası ödüllü eserim ‘Paradox’ un dünya prömiyerini MEB Şura Salonunda 30. Ankara Müzik Festivali kapsamında seslendirdi. Bursa Bölge Devlet Senfoni benim ‘Hüzün’ ve ‘Scope’ isimli senfonik eserlerimin dünya prömiyerlerini yaptı. Bütün bu yapmış olduğum çalışmalar oldukça olumlu övgüler aldı.

Ayrıca; besteci kimliğimin yanısıra perküsyonist olarak Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Bilkent Senfoni Orkestrası ve Hacettepe Senfoni Orkestrası gibi önemli orkestralarda vurmalı sazlar sanatçısı olarak sayısız konserlerde görev aldım. Piyanoyu da perküsyon olarak varsaydığım için iki enstrumanı harmanlamak konusunda pek zorluk yaşamadım. Benim için ikisi-bir gibiydi. Hatta geçtiğimiz aylarda “Cajonversations’’ isimli müzik videomu yayınladım ve burada piyano ile perküsyonu (cajon) birlikte çalarak bir ilke imza attım. Dilerseniz youtube’a Utar Artun – Cajonversations yazıp bu videoyu izleyebilirsiniz. “Cajonversations’’ videosu çok başarılı tepkiler aldı.

Forte 24 Genç Yetenek Projesi, 2009 yılında başladı. Siz ne zaman, nasıl dahil oldunuz? Ve projeyi kariyerinizde nereye koyuyorsunuz?

-Ben 2009 yılında Berklee’de eğitimime başladım. İlerleyen senelerde Berrin Yoleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nın desteğiyle Forte 24 Genç Yetenekler projesine dahil oldum. Forte 24 projesinin geçmişte eğitimime verdiği katkı için minettarım ve bu projenin çok daha uzun vadeli olduğunu düşünüyorum. Forte 24 Genç Yetenekler Projesi kapsamında, bizden sonraki nesillere önderlik etmemiz gerektiğine inanıyorum.

13 Şubat akşamı Zorlu PSM’deki konser için, geceye özel olarak bestelediğim Kahon ve Piyano Konçertantı’nın ilk bölümünü senfoni orkestrası eşliğinde seslendirdim. Bilinen konçertantların aksine, bu konserde iki enstrumanı da aynı anda çalacağım. Tarihte bu formatta (Piyano / Kahon) bir eserin yazıldığına dair bir kanıt bulamadım, o yüzden bir ilk olduğunu belirtmek isterim. Pek çok kişi görene kadar inanmıyor, ya da duyanlar da görmek istiyorlar. Hatta geçen gün ilginç bir anım oldu: konser için okuldaki odamda eserimi çalıştıktan sonra meslektaşım başka bir hoca çalışmamı duyup  ”Harika bir çalışma! Sen herhalde piyano çalıyorsun, ama Kahon çalan kişi nerede? Odadan çıkmadı?” dedi. Ben de iki enstrumanı da kendim çalıyordum demekle yetindim. Sanırım bu eser benim hem besteciliğimi, hem piyanistliğimi, hem de perküsyonistliğimi aynı anda yansıtyor.

Dünya çapında ödüllü besteci ve aranjör olmak,   Grammy Academy juri üyeliği, dünyanın en prestijli müzik okulu Berklee College of Music’in genç öğretim üyeliği….Bütün bunlar size geleceğinize dair nasıl bir sorumluluk veriyor?

-Geçmişin bana verdiği güç ile geleceğime dair sorumluluk alıyorum. Geleceği hayal etmek tabii ki güzel ancak insanın attığı her adımı emin olarak atması ve tabii gerektiği yerde de risk alması gerekiyor. Geçmişte çok fazla risk aldığımı söyleyebilirim, mesela Amerika’ya gelmem bile başlı başına bir risk idi ancak bir şekilde hayat rayına oturdu. Daha önceden de dediğim gibi, bizler müziğin ve sanatın elçileriyiz. Ülkemizi, geleceği ve tüm insanları aydınlatmak bizim birinci vazifemiz. Belki bırakacağımız bu miras gelecekteki başka jenerasyonlara ilham verecek, hiç yaşamadığımız ve yaşayamayacağımız zaman dilimlerinde sanatsal olarak varlık göstereceğiz. O yüzden müziğin çok kıymetli olduğuna inanıyorum.

Teşekkürler.

Yolun açık olsun Utar…

 

Paylaş
Etiketler: Bostondüşünürgrammyhacettepe üniversitesimüzisyen.nezahat göçmenUtar artun
Önceki Yazı

İlacın Fiyatı 2 Liraya Düşünce Yok, 7 Liraya Çıkınca Çok…!

Sonraki Yazı

Okumak Üstüne Seçmeler

Nezahat GÖÇMEN

Nezahat GÖÇMEN

İlişkili Yazılar

Siyah Önlükten Yükselen Hüzün
Anma

Siyah Önlükten Yükselen Hüzün

10 Kasım 2025
5k
Çörek Otu
Doğa-Çevre

Çörek Otu

22 Ocak 2024
5k
Artık Yıl
Genel Eğitim

Artık Yıl

08 Ocak 2024
5k
Siz Hiç Sumak Ağacı Gördünüz mü?
Doğa-Çevre

Siz Hiç Sumak Ağacı Gördünüz mü?

22 Aralık 2023
5.2k
Sonraki Yazı

Okumak Üstüne Seçmeler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap