Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halit SUİÇMEZ (Dr.)

Bir Yalnız Adam..

Dr. Halit SUİÇMEZ Yazar Dr. Halit SUİÇMEZ
14 Ocak 2010
Halit SUİÇMEZ (Dr.)
3
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Aynı havayı soluduğumuz, aynı sulardan içtiğimiz,aynı topraklarda koştuğumuz,yağmur yüklü bulutlar altında tanışmadan da olsa beraber ıslandığımız  kadim dostum Ahmet Fidan’a..

Onsekizlik delikanlı oğlumla birlikte yanına yaklaştığımızda yeşil fındık ocağının dibinde yatıyordu.

Çamurlu ve yırtık abasını üzerine örtmüş durumdaki bu uzanışı, sanki onun bir ömürlük özetiydi..

Çocukluğu dâhil tüm yaşamı bu fındık bahçesinde geçmişti. Katıksız bir emekçiydi.

Oğluma;

—bak orada deden uyuyor. Yine çok çalışmış. Şimdi de dinleniyor. Hayatı gibi hep yapayalnız bir adam.. Sessizce geçelim, yemek torbasını saklayalım, bakalım tepkisi ne olacak?
Oğlum;
—peki, fakat fazla değil, fark ettikten az sonra ortaya çıkıp, “şaka yaptık” diyelim.

Yavaş adımlarla ve sessizce elma ağacında asılı duran yemek torbasına yaklaştık. Torbayı alıp biraz ilerideki bol yapraklı bir fındık ocağının arkasına saklandık.

Saat on ikiye geliyordu. Nasıl olsa birazdan uyanır, yemeğini yemek için ayağa kalkardı. Beklerken ben de oğluma;
-bak şu bahçenin güzelliğine, şu temmuz güneşinin yeşil yapraklar arasından sızarak dans eden ışıltılarına, otların, çiçeklerin, kuşların böceklerin gülümseyen yaşam sevincine..

Elma, armut, ceviz, üzüm, kiraz , yaykın ve akasya ağaçlarının birbirinden güzel yaprak, çiçek, renk ve koku cümbüşüne..

İşte benim de çocukluğum bu yeşil fındık bahçelerinde inekleri otlatarak, çalışarak geçti. Boş zamanlarımda şu ceviz ağacının gölgesine uzanır, elimde; Maksim Gorki’nin Ana romanı ve ya Lenin’ in Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi, Emperyalizm, ya da Hasan Hüseyin’in şiirleri okumaya dalar kendimi unuturdum. Bu toprakların güzelliğini o yaşlarda tam alamadığımı sonradan fark ettim.

Birden bir ayak sesi duyduk. Oğlum yavaş bir sesle;

—dedem kalkmış, elma ağacına doğru gidiyor.

Ben;
—tamam, deden harekete geçti. Şimdi şenlik başlayacak.

Ağacın dallarına, sonra da etrafına baktı. Hiddetle;
—hırsızlar yemeğimi çalmış! dedi. Aç kaldık bugün. Allah belasını veresiceler!

Oğlum saklandığımız yerden fırlayarak;

– dede yemeğin bizde, torbayı biz sakladık, şaka olsun dedik..

Yalnız adam, sevinç karışımı bir şaşkınlıkla;

—lan nerden çıktınız siz böyle. Ne zaman geldiniz?

Ben de gülerek yaklaştım;
—selamın aleyküm,
—aleyküm selam
—hoş geldiniz
—hoş bulduk
Kucaklaştık, yemek torbasını verdik, yeşil çimenli düz bir yere oturduk.

O, yemeğini yemeğe koyuldu biz de yanına oturduk. Oğlum;

—dede her gün gelir misin bu bahçeye?
—evet, kış –yaz- yağmur- çamur fark etmez neredeyse her gün gelirim. Bir-iki haftada bir Fatsa’ya şehre giderim. İhtiyaçlarımı alır, dolaşır köye dönerken yine de bahçeme bir uğrarım.

—Fatsa’da hiç kahvede lokantada oturmaz mısın?

—hayır, çünkü sigara içmem, al papazı- ver kızı bilmem, milletin dedikodusuna hiç girmem, acıktığımda hele bir de yaz ise ekmek, peynir, karpuz, helva alır, sahile gider, dalgalara ve denize bakarak karnımı doyururum.

Hanımla beraber pazaryerine gider, evin ihtiyaçlarını alır, sonra O’nu köyün arabasına bindirir, ben; yaya bahçeme gelir, oradan da yine yürüyerek köydeki evimize ulaşırım.

—yani geliş-gidişlerde de arabaya binmezsin değil mi?

—evet, mümkün olduğunca binmem, hep yürümeyi severim. Severim dediğime de bakmayın. Anam beni çile çekmem için doğurmuş. Bazen babama da kızarım. Bana da kumarı- rakıyı öğretseydi de ben de millet içine gitsem, iki laf etsem. Ama hiçbir şey bildiğim yok. Ağzıma sigara-içki koymadım. Kahveye gitsem hiçbir oyun-kâğıt bilmem. İşte böyle her gün işimden eve, evden bahçeye gelir-giderim.

—akşamları ne yaparsın dede?

—yemek yer, çay içer, televizyona bakarım, erken yatar, erken kalkarım.

Oğlum sorularına aldığı yanıtlar ve yaptığı gözlemlerle dedesini ilk kez yakından tanımağa başlamıştı. Bu sohbetten sonra her şeyimizi borçlu olduğum fındık ocağına yaklaştım. Elime bir bıçkı aldım.

Ocağın etrafındaki ot-çöp, çalı çırpı ne varsa temizledim. Fındık dallarından yere düşen çotanaklar artık rahat görülecek ve toplamada kolaylık olacaktı. Fındık mevsimi yaklaşırken bu işlem tüm bahçelerde yapılırdı.

Dedeyi bahçede bırakıp bir saat yukarıdaki köy evimize doğru yürüyüşe geçtik. Yol boyunca oğlumla konuştuk:

—dedenle iyi sohbet ettin valla, sevinmiştir.

—dedem gerçekten çok yalnız, ayrıca çok dürüst bir insan.

—evet, öyle, ayrıca çok da acılı. İki genç oğlunu trafik kazasında kaybetti. Bir kızı hastalıktan öldü. Yıllardır tefeciden aldıkları yüksek faizli borçlarla yaşamışlar, paçayı kurtaramamışlar fındık tefecilerinden. Sadece dedenler değil tabii yüzlerce köylü yıl boyu çalışır, fındık üretir, sonunda borçlu oldukları fındık tüccarlarına ürünlerini satarlar, ama ellerinde avuçlarında pek bir şey kalmaz, yeniden yıl boyu borç paralarla yaşamaya çalışırlar. Fındık köylüleri bir ömür boyu böyle yaşar, sonra da ölürlerdi.

—hiç masrafsız bir adam olduğu halde dedem, yine de tüccarlara borçlu oluyorlar.

—evet, bu bir sistem. Sadece köylüler değil, bizim gibi ülkeler de böyle. Gelişmiş kapitalist az sayıda ülke onlarca az gelişmiş ülkeyi ağır koşullarda borçlandırarak her bakımdan bağımlı yapmışlar, dünya düzeni de böyle işliyor.

—kolay değil mi bu sistemin dışına çıkmak?

—o kadar kolay değil. Ama Türkiye Kurtuluş ve Kuruluş Yıllarında bunu büyük ölçüde başardı. Sonraki yıllarda aynı kararlılığını sürdüremedi.

—bugün dünyanın birçok bölgesinde-ülkesinde yüz binlerce insan bir araya geliyor ve “bir başka dünya mümkündür” diyorlar. Bireyin olsun, toplumun olsun her zaman bir başka şekilde yaşama hakkı ve olanağı vardır. Yeter ki milyonlarca insan bunu istesin, bunun için mücadele etsin…

—acaba dedem de bir başka hayat ister miydi?
—bilmem, keşke sorsaydın. Sanırım o toprağa bağlı olmanın dışında bir şey istemezdi..
– dedem yalnızlığının yanı sıra, özgür de değil, anladığım kadarıyla..
—evet, evet hiç özgür değil. Mali yönden tüccara, geçim için toprağa, ruhen anasına, fikren geleneklere, günlük yaşamda da karısının yönlendirmelerine bağlı kalmış, biraz “zavallı” bir adam. Bir başka bağlılığı da doğruluk ve dürüstlük olmuştur. Hiç yalan konuşmaz, daha doğrusu konuşamaz.

Birkaç gün sonra Karadeniz tatilimiz bitti. Oğlumla Ankara’ya döndük.

O yılın son günlerine doğru işten eve döndüğüm bir akşam oğlum;
—dedem ağır hastaymış, hastaneye kaldırmışlar, dedi.
Hemen annemi aradım. Annem de hemen gelmemi istedi.
Fatsa Devlet Hastanesine ulaştığımda geceydi. Yatağında sessiz ve baygın biçimde yatıyordu.

Yanına iyice yanaşıp, ses verdim.

Yarı kapalı olan gözlerini hafiften açarak ve anlaşılmaz bir derinlikten gelen “hııııııımmmm” mırıltısıyla selamladı beni. Öyle zannettim.

İçimdeki bir dayanak kopuyordu ve ben pek de farkında değildim.

Çünkü O’ na hiç yakıştıramamıştım, “ömürlük elveda”yı..

Sanki hiç yaşamamış gibiydi..

O hep yalnızdı ve benim babamdı…

Paylaş
Etiketler: anıbabafatsamemleketyalnızlık
Önceki Yazı

2010 Yılı için Pratik Bilgiler

Sonraki Yazı

Bedelini Ödersin İsrail-Mossad

Dr. Halit SUİÇMEZ

Dr. Halit SUİÇMEZ

İlişkili Yazılar

Fatma Nida GENÇ’in Gün Doğumu Kitabı Üzerine…
Edebiyat

Fatma Nida GENÇ’in Gün Doğumu Kitabı Üzerine…

20 Şubat 2025
5.1k
Edebiyatta Ne Yapmalıyız?..
Edebiyat

Edebiyatta Ne Yapmalıyız?..

07 Kasım 2024
5k
Hayatın Anlamı Üzerine…
Edebiyat

Hayatın Anlamı Üzerine…

31 Ekim 2024
5k
Fatih Atila’nın “Beethoven Clup” Romanında Ekonomi Politik Unsurlar..
Edebiyat & Sanat

Fatih Atila’nın “Beethoven Clup” Romanında Ekonomi Politik Unsurlar..

24 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Bedelini Ödersin İsrail-Mossad

Yorumlar 3

  1. ahmet fidan says:
    16 yıl önce

    Aaaah ahh, ne diyeyim ki mirim.
    Aynı duyguları yaşamış olmak sözcüğü ne kadar kifayetsiz.
    Dağlarda, yaylalarda hayvan otlatırken, ekmeğin yanına katık diye aldığımız (ekşi) ayranın bitmeye yaklaştıkça sulandıra sulandıra suya dönüşene kadar cıvılttığımız çiseli günlerde oturacak kuru bir yer bulduğumuzdaki mutluluğumuz, sonbahar gelince hayvanların altlarına sermek için gazel toplamalarımız, bahçede çalışırken, gün ortası yorgunluğunun ardından kurumuş mısır ekmeğinin tadına doyamayışımız…
    Hangi birini yazayım…

    Ben (her zaman) kendime söylerdim sahiden. Yüce yaratan beni dünyaya çalışmak çile çekmek için göndermiş. Kötü günlerin insanı olmanın da başka bir zevki var dost. Yere yakın olmak (dünyada) en huzur olunacak şeydir. Risksizdir ama bunun yanında çok güçlü depar yapmak için yine yere yakın olmanın toprakla dost olmanın ayrıcalığı daha da başkadır.

    Tayfun Taliboğlu gibi bazen dolaşmak istiyorum Anadolu’yu. Ama biliyorum ki, ve KOCAMAN HARFLERLE YAZIYORUM Kİ, biriz biz, hepimiz…

    Bildiğimiz yoldan gideriz,
    Tempomuz gereği, soldan gideriz.

  2. Halit SUİÇMEZ says:
    16 yıl önce

    Evet, sevgili dostum,
    Şu kısacık yazında, güzelce ve vurgulu olarak belirttiğin gibi, öyle derin, acılı ama güzel öykülerimiz, yaşam hikayelerimiz var ki..

    Yazıya çok güzel, içten, gerçekçi ve öğretici katkı yapmışsın. Teşekkür ederim. Sevindirdi,mutlu etti, çocukluğa yolculuk yaşattın.
    sevgilerimle..

  3. barış says:
    16 yıl önce

    sevgili hocam
    ne güzel anlatmışsınız Anadolu insanını, DOĞRULUĞUNU, ÇALIŞKANLIĞINI, YALNIZLIĞINI VE EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMAMASINI..
    aslında bu sadece Anadolu insanı için değil tüm az gelişmiş ülkeler için geçerli ancak Anadolu insanının bi özelliği var sevgide de bilgide de emekte de cömert olüşü…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap