Türkiye, çok kritik bir tablo içinde, tam anlamı ile ciddi bir kaos ortamında, seçime gitmektedir.
İçteki terörün yanı sıra, bir de dış ihtilaflar, gündemi işgal etmeye başlamıştır:
1- İktidar; koltuk
uğruna, ülkemizi her türlü ateşe atabilmektir. Nitekim Rus uçaklarının, hava sahamızı ihlal etmesi, aşırı derecede abartılmaktadır. Türkiye ile Rusya, çok ciddi bir ihtilafın içine sokulmaktadır. Cumhurbaşkanı ve Başbakan; her gün, aynı konuyu kaşımakta, Rusya’yı hedef alıcı beyanlarda bulunmaktadır.
a) Kime güveniyorsunuz? Terör örgütlerinin destekçisi, ABD-NATO-Almanya ve AB ülkelerine mi? Bunların, sıkıntılı bir durumda, Türkiye’ye yardım edeceğine cidden inanabilir miyiz? Yan çizmeyeceklerinden emin olabilir miyiz?
b) Bizim enerji tüketimimizin anası kimin elindedir? Rusya’nın ve İran’ın değil midir? Uygulayacakları bir kısıtlamanın, Türkiye’yi ne duruma düşüreceğini idrak edebiliyor muyuz?
c) ABD ve AB; Gürcistan’da ve Ukrayna’da, devamlı gaz verdi, tahrik ve teşvik etti. Peki sonuç ne oldu? Her iki ülkede de, çok büyük zararlara uğradı toprak kaybetti, kaos ortamına girdi. Kışkırtanların ise, hiçbir desteği olmadı.
d) Cumhurbaşkanı’nın; Paris’te-Brüksel’de-Londra’da, ne sözler verdiğini; ülkemizi ne tür taahhütler altına soktuğunu, bilmiyoruz. Zira, demokrasi ve hukuk düzeni ile değil, tek-adam düzeni ile yönetiliyoruz. Her şeye, tek bir kişi karar veriyor. Hiçbir kişiye veya kuruma danışılmıyor. Kimseye de bilgi verilmiyor. Oslo rezaletinde olduğu gibi, ne suçlar işlendiğini, kimse bilmiyor. Yediğimiz kazığı, iş işten geçtikten sonra fark ediyoruz.
Şimdi de, Cumhurbaşkanı yüzünden girdiğimiz, Suriye bataklığına, daha ne kadar gömüleceğimizi bilmiyoruz. Zaten, milyonlarca mülteci, ekonomimizi ve sosyal bünyemizi mahvetti. Şimdi de, ilave 3 milyon mülteciden bahsediyor. Kimin keyfi için? Tek adamın. Zira, kararı, tek başına o veriyor. Ekonomimiz batmış, işsizlik afet halini almış, umrunda değil. Nasıl olsa, kendileri ve yandaşlarının tuzu kuru. Tüm kamu kaynakları, kendilerine aktarılıp durmakta.
e) Bu ortamda; Şehzade Bilal, yarım bıraktığı(?) doktorasının tamamlamayı düşünebiliyor. Valideleri de, Brüksel trafiğini alt-üst ederek, alışverişler yapabiliyor? Tam 6 araç, sayısız koruma. Ve benim fıkara halkıma. İsraf edilen kamu kaynaklarına.
f) Dahildeki terör ise, iyice azdı. Bunun da tek müsebbibi, başkanlık uğruna verilen tavizlerdir. Olan gariban ailelerin evlatlarına olmaktadır. Ek bir takımının kıymetli evlatçıkları ise, bedel vererek, paçayı sıyırmaktadırlar. Ama, bu arada, (evlatlarını kaçıranlar tarafından) şehit ana-babalarına; ‘’ne mutlu size’’ nutukları atılmaktadır.
