Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mustafa Nevruz SINACI

Milli Devlet ve Milli Eğtim (III)

Mustafa Nevruz SINACI Yazar Mustafa Nevruz SINACI
01 Aralık 2009
Mustafa Nevruz SINACI
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İyi bir eğitim, mutlaka iyi eğitilmiş “eğitici” kadrosuyla gerçekleşebilir.

Sistemi ve uygulama programları bu kadrolara rehberlik eder.

Eğitim kadrosu iyi yetişmiş bir Türkiye’nin, evrensel sermaye ve emperyalizmin muhtemel tehditleri karşısında “bilgi donanımlı” bir nesli yetiştirmesi zorunludur…

İyi eğitim görmenin, iyi eğitim kadrolarıyla mümkün olabileceğini tüm siyasi iradeler, “kurtarıcı” olarak ikide bir sahneye çıkanlar da dâhil, herkes bilir ve söyler; fakat ne hikmetse ısrarla yanlış yapmaya devam ederler… 

Birazcık geçmişe gidelim; ilkokul, ortaokul ve lise aşamaları için ayrı ayrı olmak üzere “ideal öğretmen” yetiştiren kurumlar; Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları (6 ve 3 yıllıklar), Eğitim Enstitüleri, Yüksek Öğretmen Okulları ve bu kurumlar arasında dikey ve yatay geçişler yapabilen bir sistem vardı. Bunu bugünün öğretmenlerinin belki de çoğu hatırlamıyor bile…

Peki, böyle bir sistem ve ayrı programların günün şartlarına göre değiştirilerek-geliştirilmesi kimin zararına olurdu?

Kimin menfaatlerine ters olabilirdi?

Her yönüyle bilgi ve görgü yüklü böyle eğitim kurumlarından yetişen başarılı “idealist” insanlar, Cumhuriyet’in temel ilkelerini, çağdaşlaşmanın ilkelerini, ekonomik ve sosyal kalkınma modellerini Anadolu’ya yaymaya devam etmeleri kimleri rahatsız ederdi? Cumhuriyete bağlı öğretmen yetiştiren tüm kurumların içinden en başarılı, zeki, çalışkan gençlerin seçilip gönderildiği ve en üst düzey eğitimin verildiği Yüksek Öğretmen Okullarıyla (Yüksek Muallim Mektepleri) birlikte öğretmen yetiştiren bu kurumların kapatılması bir planın, stratejinin sonucumuydu?

Konu irdelendikçe benzer soruları çoğaltmak mümkündür. Konuya başka bir boyutta bakıldığında, başka sorgulamalar da yapılabilir. Örneğin; Yüksek Öğretmen Okullarından mezun olan öğretmenler Türkiye’nin gerçeğine uygun “elit öğretmenler” değil miydi?

Anadolu’nun “Yeniden Uyanışı” için bu öğretmenler “kötü” temsilciler miydiler; buradan yetişen öğretmenler, milli uyanışı körükleyecek beyinler miydi?

Köyde-kasabada-kentte farklı modelleri olan “feodalizm”in, “elit” tabakanın, kentli “eşraf”ın, “aristokrat”ların, “beyaz yakalıların”, “papyonluların” karşısına yeni bir kadro mu çıkıyordu?

Azınlıkta olan bu sınıf ve gurup temsilcilerine “hizmet eden” köy çocuklarının okuyup üniversite bitirmeleri onların felaketi mi olurdu?!

Gerçekten söylendiği gibi bu okullar “anarşist”, “milliyetçi” yetiştiriyor muydu?

Evet, tüm bu soruların cevabı var ve olacaktır da…

Bir öğretmenin yaşam hikâyesini çok gerçekçi bir anlatımla yansıtan “Işığı Arayan Genç” isimli anı romanımın bir bölümünde, bu konuyla ilgili bir “hayıflanma”, “vatan için iç acıma” duygularımızı ifade ederken, konuyu irdelemiştik. Özetleyelim; Cumhuriyet tarihinde, eğitim alanında iki büyük proje sahneye konulmuştur; Köy Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları projeleri olmak üzere…

Bu projelerin ilki, ülkeyi top yekûn kalkındırma amacına yönelik bir proje idi. Kalkınmayı köyden başlatan bir proje… Çünkü Türk toplumu köylü bir toplumdu. Köy çocuğunu eğitip yine köye eğitimci olarak göndermeyi hedeflemişti…

Bu projenin yürümesi ve sonuç vermesi durumunda rahatsız olacak olanlar kimler olabilirdi? Tabii ki Anadolu’da hiç eksik olmayan “ağalık=feodalite”, yapıyı sürdürmek isteyenlerle “şeyhlik”, “tarikatçılık” ismi altında “din ticareti” yapanlar… Bunun için de bir bahane uydurulmalı ve siyasi iradeye baskı aracı olarak sunulmalıydı… O zaman yapılacak iş çabuk tarafından bahane yaratmak! Bahane kolay ve çabuk bulundu…

Köy Enstitülerin bazılarında okuyan öğrencilerin hem kız hem de erkek karışık olması “bağnazların, dar kafalıların, yobazların, ağaların, emek sömürücülerin” aradıkları bir fırsattı… Bunu çok kolay istismar edebilirlerdi… Ve ettiler de…

Onlara göre bu okullar “tehlikeli” kurumlardı! Bunun için bir bahane öne çıkarılmalıydı, çıkarıldı ve bağnazlıkları bahane edilerek gereken “damga” vuruldu…

Damga: “…Köy Enstitüleri komünist yetiştiriyor…”

Bu yalan yaygınlaştırıldı…

Hem de 1946 yılında bir Amerikalı uzmanın hazırladığı rapora dayandırılarak…

Kaldı ki bu uzmanın ülkesinde, köyde-kentteki okullarda kız-erkek ayrımı olmaksızın karma eğitim yapılıyordu… Fakat böyle bir eğitim kurumunun genç Türkiye Cumhuriyetine uygun-layık (!) görmüyordu.

Amacı, köy kökenli çocukların okuyup aydınlanmasını engellemek, sonra da, köye gidip emperyalistlerin amacının hilafına, aydınlatma görevinin yapılma potansiyelini temelden ortadan kaldırmak… Basiretsiz aklı-evvel politikacılarımız da, “..Batıda bir örneği olmayan eğitim kurumu neden bizde olsun, başımız dert mi açalım” diye kastedici kararlar aldılar. Ülkenin kalkınması, toplumun aydınlanması için gerekli olan Köy Enstitülerini katlettiler, yok ettiler…

(NOT: Evrende sosyal varlık olarak insan, gerektiğinde dost seçer, anne-baba ve kardeş seçemez. Türk milleti “dost” da seçemedi. Bu nedenle Türk milletine “dost” olmak bahanesiyle besledikleri niyetler sonunda bir şekilde yansıyor. Tarih boyunca Türk milletine yönelik menfur emelleri olanlar fırsat buldukça ortaya çıkmış ve faaliyetler yapmışlardır. Tıpkı birinci dünya savaşında bizi sırtımızdan vurdukları gibi… Demokrasi vaadiyle gelen ABD’nin bayraklarını öpmekten hiç tereddüt etmeyenlerin ne hallere düştükleri gibi…

Buyurun size “kanlı demokrasi” ya da “kirli savaş” sonuçlarını bırakıp gidiyorlar. Bir millet haysiyetinden ödün vermeye başladığı andan itibaren o işin sonu gelmez… Kafa yapısı bu olan insanların her devirde olduğu gibi bugün de var. “Yabancı bir ülke hâkimiyetinde daha özgür olurduk, dinimizi daha özgür yaşardık…” diyen zihniyetin güçlenerek bugünlerde arz-ı endam etmesi, geçmişten gelen yanlış eğitim kararlarının ürünüdür.

Bunu söyleyen “genç” görünümlü “yaşlı beyinleri” suçlamak doğru değildir. Bunu söyleyenler bir düşünceyi değil, bir “şartlanmayı” dile getirmektedirler.

İnandıkları kutsal kelamın sıkça tekrarladığı ifade; “düşünenler ve aklını kullananlar için nice ibretler vardır” bile dar beyinlere etki edemiyor. İşte bu zihniyetin önceki sahipleri, sadece Türk milletine has, patenti bize ait olan eğitim projelerini kökünden yok ettiler.)

Emperyalist güçler ve onların yerli ortakları artık amaçlarına ulaşmıştı…

Ondan sonrası nasıl olsa gelirdi… Ve öyle de oldu…

Bu okulların esas hedefi olan “köylüyü eğiterek kalkındırmak” ideali saptırıldı… Okulların kolu kanadı budanarak, isimleri değiştirilerek işe başlandı… Her ne kadar yine de “köy-kasaba ilkokul öğretmeni” yetiştirmeye devam etseler de esas hedef saptırılmıştı… Her şeye rağmen kurumlar varlıklarını, sınırlı da olsa, devam ettirdiler…

“Öğretmen Okulları” ismiyle daha sınırlı bir eğitimle göreve devam ettiler. Yeni statüleriyle bu okullardan mezun olanlar belli süre köyde çalıştıktan sonra isterlerse ve başarılı olurlarsa ortaokul öğretmeni olmak üzere Eğitim Enstitülerine dikey geçiş yaparlardı… Ve bilgi, kişilik yoğun insanlar yetiştirdiler; bu genç ve idealist kuşak ülkenin gerçeklerine uygun, düzeyli bir eğitimden sonra ortaokullara öğretmen oldular…

Paylaş
Etiketler: devleteğtimtoplum
Önceki Yazı

Takma Kafana Başkan

Sonraki Yazı

Sadece Bir Tarih Sayfası…

Mustafa Nevruz SINACI

Mustafa Nevruz SINACI

İlişkili Yazılar

Mustafa Nevruz SINACI

GACETA OFICIAL Venezuella Aldatan Put

01 Mart 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Demokratlar Kulübü Derneği

30 Ocak 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi

26 Ocak 2019
5k
Mustafa Nevruz SINACI

Milli Dava “Vatan Kıbrıs” (ve KKTC) Yaşayacak Ve Mutlaka Yaşatılacaktır

25 Ocak 2017
5k
Sonraki Yazı

Sadece Bir Tarih Sayfası…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap