Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Zy YazarPortal ANONİM

Kendi Gibidir İnsanın Tanrısı

Nesrin DUMLUPINAR ARDA Yazar Nesrin DUMLUPINAR ARDA
25 Kasım 2009
Zy YazarPortal ANONİM
4
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kendi Gibidir İnsanın Tanrısı

”Hakikati araştırmış olmasından dolayı kim cezaya çarptırılabilir? Araştıran yanılabilir; fakat o nihayet
Tanrıyı aramıştır. Böyle bir kimse Tanrıya kat’iyen aramayan, aramaya lüzum görmeyen ve onu bulmuş olduğuna kaba sofulukla ve körü körüne inanan kimseden herhalde  yüz defa azizdir.Mühim olan Tanrı değil, Tanrıya giden yoldur”

MAURİCE MAETERLİNC (TANRI HUZURUNDA) adlı kitaptan

Kendi gibidir insanın iyisi, çok doğru bir atasözü. Bizim gibi düşünen, bizim gibi yaşayan, bizim gibi giyinen vs. herkes iyidir. İşin ilginç yanı kendimizi iyi tanıdığımız için başkalarının davranışları hakkında düşünürken onlarında meydana gelen olaylar karşısında bizimle aynı tutumu sergileyeceklerini düşünürüz. Örneğin zaman zaman yalan söylediğimiz için diğer insanların da yalan söyleme ihtimalini düşünürüz. Dedikodu yaptığımız için
bir yerden ayrıldığımızda şimdi kim bilir arkamdan neler konuşuyorlardır diye içimizden geçiririz. Tanrı inancıda
böyledir işte, siz nasılsanız tanrınız da öyledir.

İnsanlar çoğunlukla kendi yaratıkları tanrılara inanmışlardır. Bu tanrılar genellikle adaletsiz, zalim ve mantık dışı görünseler de bu onları yaratan insanların kendileriyle aynı özelliklere sahip olmalarından kaynaklanır. O’nu yaratan insanlar kendilerini nasıl değerlendiriyor, yargılıyor ve cezalandırıyorlarsa, tanrıları tarafından da aynı şekilde cezalandırılıyorlar. Dolayısıyla siz eşitsiniz tanrınız.

Aynı zamanda tanrı bireyin kendi adalet anlayışının bir göstergesi ve uygulayıcıdır. Bizim yapmak isteyip de
yapamadıklarımızı o yapar. Rahmetli dedemin tanrısı en çok yüksek sesle konuşanları sevmezdi. Bu yüzden yan komşunun ahirette dilinin uzayacağını ve orada bir daha hiç konuşamayacağını söyler dururdu. Çünkü dedem komşusunun yüksek sesle konuşmasından rahatsız oluyor, O’na kendisi ceza veremediği için tanrının vereceğini düşünerek rahatlıyordu. Haklı olduğumuza inandığımız her konuda karşımızdakini tanrıya havale etmez miyiz?
Kendi mantığımıza ters gelen bütün olaylar tanrının mantığına da ters gelmelidir, diye düşünürüz. Ama işler
iyi gitmezse isyan etmeye başlarız, neden böyle oldu? Bu nasıl adalet ? Tanrım ne yaptım ki benim gibi iyi birini
cezalandırdın? Bunu hiç hak etmedim vb. sözler sarf ederiz. Çünkü biz her zaman doğru düşünürüz asla yanılmayız. Tanrı hep bizim tarafımızı tutmak zorundadır. Nede olsa O bizi değil biz O’nu yaratmışızdır.

” Size gelip çatan her musibet ellerinizin kazandığı yüzündendir. Allah birçoklarını da affediyor”

(ŞURA SURESİ AYET 30)

Tanrıyı bu şekilde düşünmemizin O’nu insani vasıflarla donatmamızın sebebi ise yaratılmış olduğumuz bu maddesel dünyanın dışına çıkamamamızdan kaynaklanmaktadır. Genellikle tasavvufla uğraşanlar maddeyi aşmışlar tanrıyı
insanlaştırmak yerine kendileri Ene’l Hak demişlerdir. Diğer bir yandansa yeryüzünde yaşamamızı idame ettirmek için
de maddesel dünya deneyimlerini kullanmak zorundayız. Aksi halde yaşayamayız. Yeryüzünde yaşamamız için gerekli olan bu maddesel mantık tanrıyı ararken yanlışlara sapmamıza neden olabiliyor. Örneğin çevremizdeki hemen hemen tüm canlılar (bölünerek üreyenler hariç) dişi ve erkekten oluşuyor. Bu nedenle varlığını bildiğimiz ama göremediğimiz
diğer varlıkları da dişi veya erkek olarak düşünüyoruz. Tanrıyı erkek, melekleri dişi, şeytanı erkek bazen dişi.
Oysaki dişi ve erkek olmak tanrısal katta bişey ifade etmiyor.( NECM SURESİ 21-22-23) Çünkü; yeryüzünde üreme ve çoğalma var. Ama gerçek olan diğer alemde bu söz konusu değil. Bizler dişi ve erkek olgusuna o kadar alışmışız ki cinsiyetsiz bir varlığın olabileceğini hayal etmekde dahi zorlanıyoruz. Hatta cinsiyetsiz olmayı kötü bir şeymiş gibi algılıyoruz.

” Rahman’ın kulları olan melekleri, dişiler saydılar. Onların yaratılışlarına tanık mıydılar? Tanıklıkları yazı-
lacak ve sorguya çekilecekler” ( ZUHRUF SURESİ AYET 19)

TANRI NASIL ERKEK OLDU

Daha öncede belirttiğimiz gibi dişi veya erkek olmak yeryüzü ile ilgili bir olaydır. Peki neden tanrıyı erkek olarak düşünüyoruz. Eski çağlardan itibaren de erkek olarak mı görülüyordu elbette hayır, ilk çağlarda tanrıdan daha
çok tanrıçalara rastlıyoruz. Ama günümüzde tanrıça kavramı tamamıyla yok olmuştur.

Tanrıça dininin temellerine ilk olarak yontmataş çağında rastlıyoruz. Bilindiği gibi bu dönem yazının bulunmasından çok önce yaşanmış bir dönemdir. O nedenle o dönemde kişi tanrı ve tanrıça kavramları her türlü materyalin değerlendirilip kurgulanmasıdır. Tanrı kavramı değil de tanrıça kavramının o dönemde ele alınmasının nedeni insanların anaerkil topluluklar oluşturmalarıdır.Aynı zamanda kullandıkları eşyaların ve tapındıkları putların kadın figürleri ile dolu olmasıda tanrıça kurgusunu güçlendiriyor. Bilim adamı Jacquetta Hawkes yontma taş çağında “… anayanlı soyun ve karıköylü evliliklerin ( yani kocanın karısının aile evine yada köyüne taşınmasının ) çok yaygın olduğunu; kadının toplumsal konumunun erkekten çok daha üstün olduğunu gösteren pek çok şeyin” bulunduğunu belirtir. Hindistan’da bulunulan Dravitler topluluğunda ve Afrika’nın bazı bölgelerinde bu eski geleneğin hala sürdüğü gözlenmiştir.

Peki nasıl oluyor da bugün modern ve üstelik bilgi çağında kadınlar küçümsenirken yontmataş çağı gibi ilkel
çağda kadınlar el üstünde tutuluyor ve tanrıça oluyordu. Hawkes 1963 yılında yaptığı açıklamada bunun nedenini çok
güzel bir biçimde açıklıyor: “gerek Avustralya’lı gerek başka ilkel kavimler babalığın diri bilimsel (biyoloji) yanını
anlamıyor yada cinsel ilişkiyle gebelik arasında zorunlu bir bağ bulunduğunu kabul etmiyorlardı”. Bu düşünceyi savunan sadece Hawkes değildir James Frazer, Margaret Mead gibi insan bilimcilerde cinsel ilişki ile doğurganlın arasında bir ilişkilendirme kurulmasından önce kadının saygı gördüğünü söylemektedirler.

Kadın doğurganlığı nedeniyle saygı görüyor ve insanı yarattığı düşünülüyordu. Dolayısıyla yaratıcı gücünde kadın olduğu düşünülüyordu. Bu durum yazının bulunması ve kutsal kitapların gelmesiyle değişiyor. Bu arada doğurganlıkta erkek etkisinin olduğunun anlaşılması da kadının yerini değiştiriyor. Kadın değer kaybetmeye başlayınca tanrıça kavramı yerini tanrı kavramına bırakıyor. Hatta durum bugünün tam tersi şeklinde yaşanıyor. Nasıl bugün erkek egemenliği altında ezilen kadın cinsi, erkek cinsinden şikayet ediyorsa; tanrıça döneminde ezilen erkek cinsi tanrıçanın tanrıya dönüşmesiyle nefes alabiliyor ve şikayetini abartarak Havva masalını uyduruyor. Böylelikle tüm günahları ve şeytanlıkları rahatça kadına yüklüyor. Kısaca ya kadın üstün oluyor yada erkek yani insanlık her zaman bir aynı eksik ilerliyor.

“Kendi gibidir insanın tanrısı” cümlesi bireysellikten çıkarılıp topluma uyarlanınca toplumda kim güçlü, kim egemen ise tanrının cinsiyeti ona göre belirleniyor. Yani tanrının kişiliğini birey cinsiyetini toplum belirliyor

Paylaş
Etiketler: ayetlerinanaçlartanrılar
Önceki Yazı

Mutluyum Çünkü Öğretmenim

Sonraki Yazı

Öğretmenliğin Kutsiyeti..

Nesrin DUMLUPINAR ARDA

Nesrin DUMLUPINAR ARDA

İlişkili Yazılar

Göz Gördü Gönül Katlanmadı
Hasan TANRIVERDİ

Farklı Ülkeler

30 Mayıs 2025
5k
Şeytana Güç Adem’e Kahırdan Verildi…
Zy YazarPortal ANONİM

Şeytana Güç Adem’e Kahırdan Verildi…

25 Ekim 2024
5k
Kadın ve Çocuk Cinayetleri Neden Durdurulamıyor?
Zy YazarPortal ANONİM

Kadın ve Çocuk Cinayetleri Neden Durdurulamıyor?

25 Eylül 2024
5k
Çocukların Dostu Kitaplardır
Edebiyat

Çocukların Dostu Kitaplardır

07 Eylül 2024
5k
Sonraki Yazı

Öğretmenliğin Kutsiyeti..

Yorumlar 4

  1. Bülent Akbulut says:
    16 yıl önce

    Güzel bir bakış açısı.
    Emeğine sağlık.

  2. Ayşe Adlım says:
    16 yıl önce

    Ben senim

    Biliyorsun
    Sen bensin
    Ben de sen
    Biz olmalı
    Dost olmalı
    Bir olmalı
    Bu iki gönül
    Bu iki ruh
    Bu iki beden…

    Ayşe Adlım

  3. DOĞA SANEM says:
    15 yıl önce

    Hani bazen çok düşünürsünüzde yüksek sesle söyleyemezsiniz ya,iç sesinizde size aynı şeyleri sürekli mırıldanırda, böyle dersem etrafımdakiler bana nasıl bakar dersinizde susarsınız, siz bu yazınızla bunların dışa dökümü olmuşsunuz. Kaynakların incelenmesi,bu konunun irdelenmesi o kadar emek harcandığını gösteriyorki sizi tebrik ederim. Harika bir yazı olmuş, başkayazılarınızı dört gözle bekliyorum….

  4. oktay ERDEM says:
    15 yıl önce

    YAZIN ÇOK ETKİLİ OLMUŞ.
    ÇALIŞMALARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜRLER.
    FATİHA SURESİ İLE İLGİLİ
    ÇALIŞMAN VARDI NE OLDU..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap