Zafer sarhoşuyken sen;
Tam da; savcı da, yargıç da, tanık da benim derken…
Ve güç bende nutukları çekerken…dönüverir sap…*…
Şaşırır kalırsın!…
Çığlıkların da dindirmez öfkeni…
Alevlerde kalırsın; boğazında düğümlenir… yutamazsın kinini!..
Saldırgan tavrını aynada görsen; tanıyamazsın kendini…
*
Geldi mi işin sonu, son istasyon muydu bu!?..
Gelmez kimse yardımına, bekleme!… kes umudu…
Sönen ocağın baykuşu çoktur!…
sana öğretmediler mi bunu!?…
Zulmile abad olmayı yeğ tutanın berbattır son!…
*
Tarih yazmanıdır gerçeğin…
Unutmaz…unutturma… yan tutmaz!…
“Ne sultanlar, ne tiranlar gördü bu devran…”
Hitler, Mussolini, Pinoşe..
Saddam, Çavusesku…Markos, Mobutu…
Ve yüzlercesi; kurtulamadı
tarihin çizdiği sondan…
Gün olur biter saltanat…
tek başına… yarıyolda… kalakalırsın!..
Bir Tükenişin resmidir bu!…
Tarih ister ki; bu resimden ibret alınsın!…
*
Gözyaşıyla kurulur vicdanlarda mahkemenin hası;
Artık, gönüllerde sen bir mahkumsun…
Ve ancak orada silinir gönüllerin pası…
Bir kez sallanmaya görsün;
Onyedisinde bir kızın yumruğu havada!…
Ve değmeye görsün fişek
düşmeye görsün baharında bir çocuk taprağa…
Ne haller olduğunu anlayamazsın;
Düşen yeşil yaprağa inat, can kesiilir yürek!..
kıpkızıl kan kesilir bayrak!..
Ve tek yumruk olur milyonlar
Ve çocuk kokar toprak!…
*
Dil susar…
Vicdan susar mı sanırsın!?…
Ve işte o gün…
son istasyondasın!….
a n- l a r- s ı n!…
Başın döner… Dolanır ayakların… …
Ve o an;
canlar gelir aklına;
canını yaktığın canlar!.
Silivri, hasdal, hadımköy, buca, Mamak… Ulucanlar!…
*
Bil ki; vicdanındır, yapışan yakana…
*
Son çare;
Öyle yazar tarihler..
Ya havluyu atarsın … ya da kaçarsın!..
Kala kalmışsındır ortasında yolun;
bellidir sonun…
Vicdanın da dışlamıştır seni;
yıkılmıştır sığınacak kovuğun …
*
Milyonlar ayaktaysa; bil ki;
görünmüştür ışığın ucu..
Gidicisin…
zorlama…
kabullen bu sonucu!..
Dedik ya; “zulm ile abad olanın ahiri berbattır!..”
“Kurtlar sofrasına dönmüşse ülke;
isyan haktır!…”
Demez, bu Osman; Bu Haşmet, Bu Ramazan bu Şaban;
Tarih bu!… gün gelende;
görev ifa olacaktır!..