Hasan TANRIVERDİ

Yalnız yıllar, gençliğin, bahar yeller estiği zamanına denk gelir. Çünkü gencin hayalleri geniş ve ufukları yücedir. Hayallerin yaşanmayacağı akıl edildiğinde,...

Kapımı çalmadan, gir içeri. Bu kapı geniş ve bu kapı çift perdeli, gönül kapısıdır, çalmadan da açılır. Tereddüt etmeden kendini...

Keman, düğünün güzel sesiydi. Onun sesiyle, hasretimizi giderecektik. Beklentimiz bu yöndeyken, kulak tırmalayan cızırtıyla karşılaştık. Cızırtıyı anlamaya çalışırken, izleyicilerden, homurdanma...

Tatil için yeri ve şartları belirledik. Tatile neşe içerisinde hazırlanıyorduk. Sonuçta planımızı, uygulamayı düşünüyorduk. Bu yılın bir haftalık tatiline, “sevgi...

Kitapçının camında; “veresiye okul malzemesi” yazıyordu. Baba, içeri girerken tedirgindi. Kalemlere baktı ve işaret etti. Kitapçı, deftere ihtiyacın yok mu?...

Gün doğumu, rüzgâr serin esmeye başladı. Bahçeye inerken, kış günleri geçti gözümün önünden, kar ve fırtına. Sıcak günleri mi bırakıyorduk....

Çocuğun beslenme çantasına, tost yapıp koyabilmek, günümüzde ailenin problemi haline geldi. Bir tost yapıp çantaya koyabilmek… Çocuğun iyi yetişmesi gerekirken,...

Köy yolunda çocuk sesleri birbirine karışıyordu. Arada cıvıltıyı susturan kart bir ses de kulağıma erişiyordu. Dede, tüm sevimliliğiyle, kart sesli...

Dünya döndükçe varlığımı heceledim. Kendime göre hece buldum ve öylece heceledim. Sesim titrerken, tekrar tekrar heceledim. Bakan kör, duyan sağır...

Kapıda, kadana katırı gibi dikilen, mübaşir Rızaydı. Mübaşir, kimseye bakmaz ve cevap vermezdi. Görevlilerin eline tutuşturduğu, isim listesini sıraya göre...

Doktor ilaç yazar mısınız? İlaç. Saat başı, iki, üç saatte bir içeyim. Yaz da dinsin başımın ağrısı, geçsin hırıltılı soluk...

Göç olayı, karmaşık ve güç bir hareketti. Yola çıkmadan, patika insanın gözünde, sanki uzardı. Göç, hayatın anlamını aramaya karşılıktı. Çünkü...

Kalmadı tesellisi, kalmadı gitti. Gönülden ırak da olsa bir gülücüğü esirgedi ve kalmadı gitti. Gülücüğü borç bildi ve o borçla...

Çocukların, “kuduz köpek” diye tempo tutmasından ve peşine taş yağdırmasından kaçarak, geliyordu. Bizi görünce yavaşladı, güvencede olduğunu hissetti. Fındık diye...

Torun: Dede, limana asbestli uçak gemisi geliyormuş, karşılamaya gidelim mi? Eli kulağının arkasında olan Dede: Sazlı Dedeye sorayım, abdestli gemiyi...