Hasan TANRIVERDİ

Seksen yılın çiftçisi, toprağı geleneksel anlayışa göre işlemişti. Farklı tohum ekmemiş, meyve fidanı yetiştirmemiş ve teknik alet kullanmamıştı. Aldığı ürünün...

Kara dayı yürümüyor, adeta koşuyordu. Koşması işin önemli olduğunun göstergesiydi. Komşusunun “Kara dayı” diye, seslenmesine aldırmadı ve adımlarını hızlı atmaya...

Sabah hava kapalıydı. Bulutların durgunluğu, dikkat çekiciydi, yağmur geliyor gibiydi. Gürültü derindendi. Kulak kabarttım ki içime korku düştü. Korkum bulutların...

Bir kahpe el, çekmişti tetiği ve kimsesiz kalmıştı. Hayata tutunması için gerekeni dahi bilmiyordu. Öğrenme şansı da yoktu. Yavruya yaklaşan...

Domates garip bir sebze. İhtişam ve sefalet, göz yaşı ve sevinçleri bir arada yaşıyor ve bağımsızlığı özlüyor. Domatese yolda rastladım,...

Baba iki yıldır Almanya’da çalışıyordu. Babanın çocuklarını da alma kararı, ateş çemberinin ailenin boğazına takılması gibiydi. Çünkü oğlu bir, kızı...

Aile bir yıl önce mahallemize taşınmıştı. Baba, “devlet kurumunda amir,” diyorlardı. Amir orta boylu, tıknaz yapılıydı. Saçları alnını bile kaplamıştı....

Yaz mevsiminde, kavun ve karpuz yüzleri güldürüp neşelenmemize neden olurdu. Yetişmesinde emeğimiz ve sevgimiz sınırsızdı. Kavun ve karpuz bize aitti....

Telefonumu üçüncü çalışında açtım. Çünkü arayan yabancı bir numaraydı. Biraz soluklanıp “alo,” dedi. Efendim: Telefonuma cevap vermiyorsun, diye sitem etti....

Meyve ağaçları yeşillenmişti. Onun için bahçede, gereken yapılmalıydı. Tarımda şartlar ağırdı, bir yandan kurak, diğer yandan sıcak, bitkileri kavuruyordu. Artık,...

Maden arama olayı için Yumrunun tepesine çıkılmıştı. Kazı için her türlü teknik araştırma yapılmış ve gerekli izin alınmıştı. Kazı olayı;...

Annesi, kırtasiyeciye “Bir kurşun kalem,” dedi. Kırtasiyeci, “defterler için,” ne düşünüyorsunuz? Diye sordu. Anne “kitapları belli değil, onlara göre de...

Direksiyon, taşıta istenilen yönü vermeye ve taşıdı belirli bir doğrultuda götürmeye yarayan düzenekti. Bu düzenek sayesinde taşıt, yolları aşardı. Peşine...

Kaldırımda yakı yemiş balık gibi gezinirdi. Kendisine selam verenlere kafasını kaldırıp bakmazdı. Sözlü sataşmaya da aldırış etmezdi. Hayallerin peşinde korku...

Nazar boncuğu saatin önünde asılıydı. İkiliye o kadar alışmıştım ki onlara bakmadan uyuyamazdım. Nazar boncuğu mu yoksa saat mi? Her...