Yıl 1979.Yer, Adana.
Çukurova’ya has nemli ve çiyli bir yaz gecesinde, ana rahminden düşen her insanoğlu gibi Cengiz AÇIKGÖZ de kara toprağın bağrına ağlayarak düşenlerden. Kâh tozlu yolların kaldırımlarında, kâh çocuk parklarının demir salıncaklarında geçen günlerinin ardından o da takmış beline çantasını, düşmüş okul yollarına.
Memur bir baba Cüma AÇIKGÖZ,
Ev hanımı bir anne Cahide AÇIKGÖZ,
Dar gelirli bir ailenin evladı olan Cengiz, lojman griliklerinde geçen onca yılın ardından bir de kitaplaşan günlerin mürekkebini yalamaya başlamış. Sivilceli ergenlik çağında Batı klasiklerinin birçoğunu hatmetmiş.
Gün olmuş, Tolstoy olmuş,
Gün olmuş, Victor Hugo.
Onun da zamanla beyninde İnsan, Doğa, Hayat, Emek, Umut, Ülkü ve yarınlar hakkında birtakım düşünce kırıkları oluşmaya başlamış. Popüler kültürün tüm genç beyinleri ıslak vücutlu bir kurt gibi kemirdiği yeni yüzyıl çağına inat o, insanlığın önündeki hurdalıkları bir köşeye kaldırıp atan düşünce adamlarının ölümsüz eserleriyle yatıp kalkmış.
Bir gün Marx,
Bir gün Voltaire,
Bir gün Buddha,
Bir gün Konfüçyüs,
Bir gün Bacon,
Bir gün Sokrates,
Bir gün Platon,
Bir gün Farabi,
Bir gün Seyyit Kutup,
Bir gün Cemil Meriç,
Bir gün Uluğ Bey,
Bir gün de Mustafa Kemal olmuş.
Aslen Urfa’lı olan ve hemşehrisi Yılmaz GÜNEY’i kendisine idol olarak seçen Cengiz AÇIKGÖZ; doğru adına yollara düşen bir derviş gibi düşmüş düşünce yollarına ve her gördüğü düşünce pınarından doldurmuş testisini.
Islak sokakların kaldırım kenarlarında biriken gölcüklere basıp ne kendine ne de başkasına çamur sıçratmadan sessizce ve kimsesizce geçirmiş ömrünü.
Ortaöğrenimin dayanılmaz, katlanılmaz ezberciliğinin ardından adına üniversite denilen yerde yükseköğrenimine başlamış. Bir süre gazete ve televizyon kanallarında metin yazarlığı ve program yapımcılığı yapmış.
Türk diyarından bir Türk hatunu olan Sevgili Kızımız Sevilay Zişan MERT (AÇIKGÖZ) ile evli olan damadım, yazıdaşım ve arkadaşım Cengiz AÇIKGÖZ’ün artık sımsıcak bir otağı ve çadırı var.
O çadırın içini şenlendiren EYLÜL ve EZGİ adında iki nur topu gibi çocukları torunumuz var.
Ne demişler Torun Baldan tatlı.
Valla TORUN deyince Cengiz’ide Zişan’da unuttum!
Neyse yazıyı tamamlayayım! “Büyük Türk Milleti”, “Atatürk’ün Kehanetleri”, “Kur’an’da Gladio”. “Atatürk’ün Liderlik Sırları”, “İki Mustafa” ve “DERİN DİN” Birlikte Dünya İnsanlık Ailesine armağan ettiğimiz eserlerimiz.
Türkiye’de Atatürk, Tarih ve Felsefe konusunda iddialı insanlar arasında gördüğüm, gece demeden, gündüz demeden okumaya ve yazmaya devam eden yazıdaşım Cengiz AÇIKGÖZ’le daha yapılacak çok işimiz var!
Ne diyelim! O gizil güce bitimsiz Teşekkürler..
Dağına gör kar veriyor.
Allah (cc) herkese böyle okuyan ve yazan damatlar nasip etsin!..
AMİN…