Ali Ulusal’ın Ardından…

Rabbimiz yüce Kur’an-ı Kerim’de “Külli nefsin zâikatü’l-mevt”, yani “Her nefis ölümü tadacaktır.”(Âl-i İmran: 3/185; Enbiyâ: 21/35; Ankebut: 29/57) buyurmaktadır. Dünyadaki sayılı nefeslerini tüketen faniler, bu buyruğa uyarak tebdil-i mekân etmektedir. İşte bu ilâhî emre uyup bu dünyadan göçen güzel insanlardan biri de eğitimci Ali Ulusal oldu.

Ali Ulusal’ın aramızdan ayrılmasıyla Trabzon’un yetiştirdiği güzel insanlardan birini daha kaybettik. Uzun yıllar Trabzon eğitim camiasına hizmet eden Ali Ulusal, dürüstlüğü şiar edinmiş nadir insanlardan biriydi. Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiği, fitne ve fesat yüzünden kardeşin kardeşi öldürdüğü dönemlerde Trabzon Öğretmen Okulu’nda müdürlük yapmıştı. Beş çocuk babası olan Ulusal, öğrencilerini de bir evlat kabul edip onlara sevgi ve hoşgörüyle yaklaştı. Onların aşırı uçlardaki militanların oyunlarına gelmemeleri için çalıştı.

Uzun ve bereketli bir ömür yaşayan Ali Ulusal, 1932 yılında Of’un Ballıca Köyü’nde doğmuştu. Yaşadığı süre içerisinde bu milletin milli ve manevî değerlerini üste çıkarmaya çalıştı. Soyadı ‘Ulusal’ olsa da o bildiğimiz ulusalcı zihniyetten hiç olmadı. Milliyetçi ve muhafazakârdı. En büyük övünç kaynağı Müslüman bir Türk evladı olarak doğmaktı.

Ali Ulusal, doğru bildiklerini söylemekten çekinmeyen dik duruşlu bir insandı. Son yıllarda Önce Vatan gazetesinde yazıyordu.Türk-İslam davasının korkusuz neferlerinden biriydi o. Allah’a layık bir kul, Peygambere layık bir ümmet olmak en büyük gayesiydi. Bunu gerçekleştirmek için gecesini gündüzüne kattı. Bayrağına ve milletine bağlı nesiller yetiştirdi.

81 yaşında ebediyete uğurladığımız Ali Ulusal’ı son yıllarda yakından tanıdım. Ömrü boyunca zikzaklar çizmeden ve yalpalamadan ısrarla aynı yolda yürüdü. Dünyaya ve içindekilere kıymet vermedi. ‘Bir lokma bir hırka’ anlayışıyla yaşadı. Ne yatı, ne de katı oldu.

Eğitimciliğinin yanında bir kalem ve kelam erbabı da olan merhum Ali Ulusal’ın “Seni Görevden Alıyorum(1976), Mehmed’e Mektuplar(1978), Zikrullah Hakkında Esas Bilgiler(1991), Düzen ve İsyan(1998), Nazım Hikmet Vatan Hainidir(2003), Allah’ı Zikir ve Evliya Yolu(2008)” isimli eserleri kütüphane raflarını süslemektedir.  Bu kitaplardan biri olan ‘Zikrullah’ adlı eser, kütüphanemin nadide eserleri arasında yerini almaktadır. Zikrullah hakkında yazılmış kitapların en güzellerinden biri olan bu eserden çok istifade etmişimdir.

İnandığı dava uğrunda şiirler de yazan Ali Ulusal “Mezar Taşım İçin” başlıklı şiiirinde şu samimi duygulara yer veriyor: “Önce ‘Türk’lük, Turan’ dedim/Ve de İslam’a yöneldim!/Tasavvuf üzre tükendim,/Kalanlara selam olsun!//Mürtekibe dünyalar az/Dünya hiç kimseye kalmaz!/Servetim: ‘Kur’an ve Namaz’!/Görenlere selam olsun!//Hayır ve ‘hasenat’ ile,/İbadet ve taat ile/Allah için çekip çile !/Ölenlere selam olsun//Küfür ve kâfir yekpare/İman ehli pare pare!/Satılmışlığa bir çare/Bulanlara selam olsun!”

Yakından tanıdığım merhum Ali Ulusal’ı hem fizikî, hem de ruhî bakımdan çilekeş dava adamı Serdengeçti’ye benzetirdim. “Kal’a gibi dik başın bulutlarla yarışsın,/Dalga dalga saçların rüzgarlarla karışsın!//Adını nakşedelim, eski-kadim surlara /Sesini haykıralım asırdan asırlara… //Savletinle titresin yeniden doğu-batı,/Ve kurulsun Allah’ın ebedi saltanatı…” diyen Osman Yüksel Serdengeçti’nin “Bir Kahraman Bekliyoruz” şiirinde anlattığı insanlardandı o. Çağlar öncesinden bugüne ses veren Dede Korkut’un günümüzdeki şubesiydi.

Merhum Ali Ulusal, ömrü boyunca ne sigaradan, ne de kimliğini ve kişiliğini şekillendiren düşüncelerinden taviz verdi. Sigara onun sonunu hazırlayan etken oldu. Akciğer kanserine yakalandı. Epey zamandan beri bu illet yüzünden tedavi görüyordu. Fakat vade bitmiş olmalı ki tedaviler sonuç vermedi. Arkasında güzel bir geçmiş ve güzel bir nam bırakan Ali Ulusal, 15 Haziran 2013 Cumartesi günü Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Rahmeti-i Rahman’a göçtü. Kalabalık bir dost halkasının katıldığı İskenderpaşa Camii’ndeki cenaze namazının ardından Trabzon Merkez Bostancı Mezarlığındaki aile mezarlığında toprağa verildi. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.